Kapı gibi devlet

BAŞBAKAN herzamanki kendinden çok emin, tehtidkár tavrıyla sert konuşuyor: "Botaş’ın arkasında kapı gibi devlet var" diyor.

Olayı hatırlatayım. Türkiye’ye, yurt dışından doğalgaz getiren ve bunu yurt içinde toptan satan bir KİT (Kamu İktisadi Teşebbüsü) var. Adı, Botaş. Bu KİT’in ilgilileri, iki hafta önce medyaya dökülüp, "Botaş, iflasın eşiğinde; bize gaz satan ülkelere, borçlarımızı zamanında ödeyecek paramız yok. Çünkü alacaklarımızı, alamıyoruz. Böyle giderse, parasını ödemediğimiz yabancılar, bu kış gaz vermeyi durdururlar. Ülke soğuktan donar. Aman buna bir çare" diye feryat ederek, ufak çaplı bir orman yangını çıkardılar.

Dendiğine göre, Botaş’ın 1.684 milyar YTL (böyle küsuratlı rakamalara da bayılırım) banka borcu varmış. Buna mukabil Botaş’ın, elektrik üretimi yapan ve kendisi gibi bir KİT olan EÜAŞ’tan 8 milyar YTL, EGO’dan (Ankara Belediyesi) da 1 milyar YTL alacağı varmış. Bu alacaklarını tahsil edemediği için de iflasın eşiğine gelmiş. Yetiş ey kamuoyu (!) diye bağırmalarının sebebi buymuş.

1. Botaş ilgilileri, iflas ediyoruz diye feryad edip, ammeyi telaşa vererek doğru hareket etmiştir. Netice de alınmıştır. Başbakan, TV’de halkın önünde, máli sorumluluğunu üstlenmiş ve Botaş’ın yurt dışına olan borçlarının "kapı gibi devlet" yáni Hazine tarafından ödeneceğini ilán etmiştir. Böylece, bu saatten sonra hiç kimse, eğer ödemeler aksar, gaz alımında veya dağıtımında bir aksama olursa, Botaş ilgililerini suçlayamayacaktır.

2. Bu işten esas kárlı çıkanlar, işlerini daima emriváki ile götüren batakçı belediye başkanları olmuştur. Maliye bakanı, harcamaları ne kadar kıstığını iddia ederse etsin, bu belediyecilik anlayışı devam ettiği sürece, bütçe denen bu don, uçkur tutmayacaktır. Botaş’ın çıkışı sayesinde Hazine, aslında belediyelerin borçlarını üstlenmiştir. Aynen IMF’nin 2001’de Türkiye’ye verdiği borçla, aslında yüksek faiz tamahkárı yabancıların batmış alacaklarını kurtardığı gibi, günün sonunda yapılacak konsolidasyonla "tatlıyı belediye, kazığı Hazine" yemiş olacaktır.

3. 2001 krizinden bu yana Türkiye, ekonomide çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bunun nasıl gerçekleştiğini, bu sütunlarda irdeleyip duruyorum. Yorumcuların kendine göre farklı açıklamaları var. Ancak hepimizin üzerinde ittifak ettiği husus şudur. 2001’den beri "bütçe disiplini" sürmektedir. IMF’nin, "yüksek faiz uygula ve bu faizleri, yeniden borçlanarak değil, milletin ümüğünü sıkarak bütçeden öde" anlamına gelen "faiz dışı fazla" talimatına riayet edilmiştir. Sayılar, bu güne kadar bunu teyit etmektedir.

4. Kamuda ve özel sektörde, máli tablolarının, mevzuata ters düşmeden "en az bilgi vermek" ilkesine göre tanzim edildiği ülkemizde, bilinçli olarak hesap hatası yapılır. Bu çok kötü bir töredir. Şimdi soru şu: Yıl sonunda "Konsolide Kamu Borçları" tablosu düzenlenirken acaba BOTAŞ’ın borçları ne olacaktır?

Son Söz: Alacakla, borç ödenmez.
Yazarın Tüm Yazıları