Kemancı mitolojisine giriş

Güncelleme Tarihi:

Kemancı mitolojisine giriş
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2017 11:47

75. sayımızın Bakın Burada Ne Var sayfası efsanevi mekan Kemancı'nın hikayesiyle selamlıyor sizi bu hafta.

Haberin Devamı

Hadi gel buluşalım eski köprünün altında… Bu sözler bir kuşağın çocuklarına bir tek şeyi hatırlatır, yanan eski Galata Köprüsü altındaki o küçük barı, sahibi Zeki Abi’yi, Karadenizli İlyas Dayı’yı,  dalgıç Kadir Abi’yi, rock müziği, kaset çalarları, kocaman bir ailenin çocuklarını ve İstanbul’un efsanesi Kemancı Rock Bar’ı…

 

Benim yaşım köprü altındaki Kemancı’yı görmeye yetmedi ama 1999’dan 2000’li yılların başlarına kadar gidebilmiş, dönemin popüler birçok rock müzik grubunu canlı dinleyip, Zeki Abi’yle ayak üstü de olsa zaman zaman sohbet edebilme şansına erişmiştim. Yaşanmış bir tarihi, Kemancı’yı burada da hatırlamadan geçemedim.

 

KEMANCI ZEKİ

Haberin Devamı

Asıl adı Zeki Ateş olsa da, bu ismiyle pek kimse tanımaz onu. O, Kemancı Bar'ın kurucusu ve sahibi olmasından sebep, "Kemancı Zeki" diye bilinir. Kemancı Zeki, 1980’lerin sonlarından başlayarak, Türkiye’deki rock âleminde en önemli figürlerden biri oldu. Bizim kuşağın ise Zeki Abi’siydi. Eski Galata Köprüsü altında hayata gözlerini açan Kemancı, ne yazık ki artık yok. Zeki Abi de yok… Ama efsanesi hep var. Dost meclislerinde hala büyük bir özlemle anlatılan hikayeleri hep var. Türkiye’de rock müzik tarihi nerede başlıyorsa, tam oraya Kemancı Rock Bar’ı, yanına da Zeki Abi’yi koymadan geçemezsiniz. Bir sohbetinde şöyle anlatır o zamanları, “Eski köprü altında ucuz, köhne, kahvehaneden bozma bir mekânım vardı. Arabesk çalardım. İş çıkışı soluğu bende alan memur esnaf tayfasını ağırlardım. Sonra Tuncay Batıbeki uğramaya başladı. Hiç anlamadığım, sevmediğim bir müzik çalmaya başladı. Rock müzikmiş. Gönlü kırılmasın diye bir şey demedim ama baktım yavaş yavaş müşteri profili de değişiyor. Genç müzisyenler, kara kara giyinmiş üniversiteliler, enteresan tipler, şairler, ressamlar filan uğrar oldu. Ben de gencim o zaman, müşteriyle aynı yaşta olmak hoşuma gitti hani.”

İşte böyle başlar Zeki Ateş, Kemancı Zeki olmaya.

Zeki Abi, 13 Nisan 2013’te aramızdan ayrıldı.

 

Haberin Devamı

"Sen hep oralarda, eski köprünün altından Sıraselviler’e uzanan zamanlarda olacaksın Zeki Abi…"

Kemancı mitolojisine giriş

KÖPRÜALTI

Eski İstanbul ile Galata’yı birbirine bağlayan, iki yakanın çocuklarını birleştiren, Haliç’e bakan taraftaki, ucuz ama özgür barınak, Köprüaltı Kemancı.

1986 yılında, Eski Galata Köprüsü altında, önceleri bir kahvehane, sonraları birahane olan Köprüaltı Kemancı, rock müzik meraklılarının, sanatçıların, sanatkârların ve kimsenin kimseyi yadırgamadığı bir buluşma noktası olmuş. Teknolojinin henüz hayatlarımızı ele geçirmediği o zamanlarda, sabit ev telefonlarının bile her evde bulunmadığı dönemin Türkiye’sinde, herkesin birbirini aradığında bulabildiği, kendi küçük, müdavimlerinin çok olduğu sıcacık bir yermiş. Yazar Tuncay Batıbeki’nin, Çizer Abdülkadir Elçioğlu’nun, Ressam Aydın Erkuş’un takıldığı, üst kültüre küskün, alt kültüre yakın çocukların evi.

 

Haberin Devamı

KEMANCI’DA BİR GECE…

1992’de çıkan yangınla, ağır hasar gören Galata Köprüsü’yle birlikte, bir devir de ağır yara almıştı. Köprüaltı Kemancı, tarihin tozlu raflarına gömülmüştü. Yanan anılar, umutlar, yaşanmışlıklar…

Bir akşam barda kalan hesaplarına karşılık Zeki Abi’ye hediye ettiği tabloyu şöyle anlatmış Bülent Karaköse, “Renkli fotokopinin Türkiye’ye yeni geldiği zamanlardı. Zeki Abi tablonun barda hasar göreceğini anlayınca bir fotokopisini çektirip bara onu asmış. Orijinalini saklamış. O büyük yangından, Köprüaltı Kemancı’dan geriye kalan tek şey, renkli fotokopi sayesinde o tablo oldu.” Tablonun adı mı ne? Kemancı’da Bir Gece…

 

TAKSİM KEMANCI

Haberin Devamı

Dj Ethem, Dj Serdar, Ayı Orhan, Punk Levent, Volvox, Kronik Burak, Mad Madame, İndians gibi isimler size neyi hatırlatıyor? 1992’den 2000’li yıllara uzanan tarihiyle, İstanbul gece hayatının, Türkiye’deki rock barların efsanesi, Kemancı Rock Bar’ın müzisyenleri, dostları, kahramanları… Alt, Orta ve Üst Kemancı olarak üç kata da yayılan Kemancı, her katta 600 ila 800 arası insan ağırlama kapasitesine sahipti. Her katta popüler ve alternatif her tür rock müzik akımlarına yer veriliyordu. Kemancı’nın tarihine ortaklık eden Baba Orhan, nam-ı diğer Ayı Orhan, artık üç kat olan Kemancı’nın öncesini şöyle anlatır, “Giriş kattaki Kemancı önceleri Bergen, Muazzez Abacı gibi sanatçıların çıktığı bir mekândı. Orta Kemancı ise düğün salonuydu.”

 

Haberin Devamı

Galata Köprüsü yangınından hemen sonra Taksim Sıraselviler’de küllerinden yeniden doğan Kemancı, bugün hala severek dinlediğimiz birçok rock müzik grubunun, solo albümlerini yapan sanatçıların çıkış yolu olmuştur. Volvox grubunun üyeleri, Şebnem Ferah, Özlem Tekin gibi. İndians grubunun üyesi Teoman gibi. Ve benim ismini unutarak ayıp ettiğim ama sizin mutlaka araştırıp bulmanızı tavsiye edeceğim pek çok değerli isim gibi…

 

ESKİ BEYOĞLU

Eski Beyoğlu sokaklarının ürkütücülüğünüm hala var olduğu dönemlerdi. Gece sokağa çıkarken korkulan, annelerin “aman evlâdım, sakın oralara gitme!” dediği, kendi kurallarını kendi koyan Beyoğlu… Kemancı, Beyoğlu’nun da değişmeye başladığı o ilk dönemlerine denk gelmişti. Taksim’deki Gitar, Hayal Kahvesi, Pendor gibi mekanların yanında Kemancı’nın daha büyük bir konser mekanı olması da mekânı cazip hale getirmişti.

Türkiye’deki Rock müziğin o dönemlerde uluslararası kültüre açılması, satın alma gücünün de artmasıyla rock müzik artık popüler kültüre dahil olmuştu. Rock müziğin daha ticari bir hal almasıyla, 90’lı yılların sonunda paparazzilerin de dikkatini çeken Kemancı, artık sadece uzun saçlıların, yer altı kültürüyle kendisini birleştirmiş olanların değil, İstanbul gece hayatının da bir numaralı mekânlarından biri olmuştu. 90’lı yıllarda Kemancı artık, alternatif kültürün merkeziydi. Herkesi bir araya getiriyordu. Sağcısı, solcusu, varoluşçusu, yuppie’si, ressamı, şairi, rockçısı, rapçisi, metalcisi, popçusu burada buluşuyordu.

 

Taksim meydandaki Kızılkayalar’da iki ıslak söylediğimiz, midyecilerin tezgâhlarını kapattığımız, gece belli bir saatten sonra sadece sarı dolmuşlarla Anadolu Yakası’na geçebildiğimiz, sokaklarında tinerci çocuklardan başka ürktüğümüz kimsenin olmadığı, yeşil kirpi saçlı bol pearcingli punkçılarından uzun saçlı Kızılderili tüyünden küpeli rockçılarına, Yeşilçam Sokağı entelektüellerinden sahaflardan yayınlan kitap kokularının yayıldığı ara sokaklarına, Atlaj Pasajı metalcilerinden, tütsücülerine, dövmecilerine, karnımız acıktığında üç kuruş parayla ancak kır pidesi yiyebildiğimiz, eski İstanbul Beyefendisi’yle yan yana yürüdüğümüz ama fazlasıyla yeni kuşak olduğumuz, İstiklal Caddesi’nin trafiğe kapalı ama dünyaya açık zamanlarından bahsediyorum, Kemancı’ya yeni yeni gitmeye başladığım zamanlardan. Bizden büyüklerin koruması altında ama hep bizden büyüklere hayranlık beslediğimiz o henüz reşit olduğum rockçı kız zamanlarımdan.

 

2000’ler geldiğinde kültürel değişim hızlandı, yeni kuşakla birlikte Kemancı önemli bir merkez olmaktan çıktı, zamana ayak uyduramadı. Zeki Abi’yi sıradan bar sahibinden farklı kılan şey tam olarak buydu aslında. Kendine has bir kültüre ev sahipliği yapıp görevini tamamladı. Kemancı’nın kapanmasıyla az ilerisine yenisini açması da ne yazık ki onu kurtaramadı. Bugün hala Taksim’deki rock barlarda o eski yüzlere denk gelebiliyorsunuz. Mesela, “güzeldi o zamanlar, hatırlıyor musun, şey vardı” diye söze başlıyor İsmail, pür dikkat kesiliyorsun.

 

Çünkü hakikaten ne güzeldi be o zamanlar…

Kemancı mitolojisine giriş

KEMANCI’NIN VEDASI

Büyüdükçe artan dertlerimiz gibi, büyüdükçe yük olmuştu Kemancı, Zeki Abi’ye. Tatsızlıklar, kavgalar, deve yüküyle borçlar derken içine attıkları dert olmuştu Zeki Abi’ye. Derdi çaresiz olunca hasta olmuştu. Rock müzik camiasının evi bir kere yanmış, ikincisinde ise yıkılmıştı.

 

80 ve 90 kuşağı çocukların arkadaşı, dostu, bir devrin son temsilcisi 13 Nisan 2013’te, bu ülkede ne zaman bir yerlerde rock müzik konuşulsa, ne zaman birileri Köprüaltı’ndaki bir anısını anlatsa, müziğe nerede başladın diyen soran olursa “Kemancı” adıyla birlikte daima anılmak üzere gitti.

 

Her şey için teşekkürler Zeki Abi.

Kaynak: Köprüaltı Sokağı: Kemancı Belgeseli

Yazan: Tuğba Badal

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!