İyi gıda, iyi hayat: Ochi Food

Güncelleme Tarihi:

İyi gıda, iyi hayat: Ochi Food
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2018 17:25

81. sayımızın Girişimcilik sayfasında zorlu bir hastalık sürecini girişimine de ilham veren sağlıklı beslenme yöntemleriyle aşan Ochi Food’un kurucusu Tuğçe Ergün ile umut ve inanç dolu bir sohbet gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

En başından girişiminin bu ilginç ismine dair bir hikâye var mı diye sormak isteriz. Ayrıca seni girişimci yapan süreç nasıl gelişti?

2004 yılında Polikistik Over Sendromu teşhisi yapıldı. O yıldan itibaren doğum kontrol hapı aldım ve birçok kez doktorlardan, yirmili yaşlarımın başında olmama rağmen doğurganlığımın bu süreçte etkilenmiş olabileceğini duydum. Tüp bebek tedavileri ile ilgili bilgilendirilmeye başladım. 2014 yılında iş sebebiyle yaşadığım stresli bir dönem vücudumdaki kortizol hormonun yükselmesine ve Cushing hastalığının başlangıç semptomlarını göstermesine yol açtı. Hiçbir şey yapmadan sekiz kilo aldım, cildimde daha önce görmediğim yaralar ve kabarmalar oluşmaya başladı. Tıbbi tedavi olarak kortizon iğneleri, cilt için soyucu lazer tedavileri gibi vücuduma çok ağır gelen bir sürece başladım. Ve 6 ayın sonunda her şeyi bırakmaya karar verdim. Bu dönemde sağlığım ile ilgili araştırmalara başladım, gıdanın ve iyi yaşamın sağlığımız üzerindeki etkilerini okumak bana bir ümit oldu.

Haberin Devamı

Öncelikle yerel gıda, katkı maddesiz yiyecekler üzerine yoğunlaştım, evimin alışverişini değiştirdim. Türkiye'deki üreticileri gezmeye başladım, Kars'tan Nazilli'ye kadar birçok üreticinin kapısını çaldım. Tüm bu süreç içerisinde Cornell University Whole Food Plant Based Diet eğitimini tamamladım ve bu uyguladıklarım sadece 5-6 ay içerisinde tüm kilolarımı vermeme ve sağlığımı geri kazanmama sebep oldu. Bir yıl içerisinde de on seneyi aşkın süredir kullandığım doğum kontrol hapını bıraktım ve hiçbir zaman tedavisi olmayacağını söyleyen doktorlar ilacı bıraktıktan bu kadar zaman sonra bile POV'a dair vücudumda herhangi bir kist göremiyorlar. Bu iyileşme süreci gıdayı tanımama ve doğayı daha çok sevmeme sebep oldu, bu aşk da beni OCHI'yi kurmaya yöneltti.

İyi gıda, iyi hayat: Ochi Food

Ochi Food’un temel meselesi nedir? Ne tip ürünler var ve nerelerden ulaşabiliyoruz ürünlere?

Haberin Devamı

Ochi Food yerel üreticilerden, geleneksel tarım yöntemleriyle ilaç kullanılmadan üretilmiş gıda ürünlerini modern tariflerle birleştirip şehir hayatındaki kişilerle birleştirmek için kurduğum şirketim. Hiçbir ürünümüz ilave rafine şeker içermiyor, şu an sadece iki çeşit ürünümüzle Caffe Nero'larda bulunuyoruz. Yakın zamanda yepyeni bir ürün gamı ile gıda sektörüne daha güçlü bir giriş yapmayı hedefliyoruz.

Ben iyi gıda ile ilgili bir iş yapmak istediğimi biliyordum, atıştırmalık sektörü de o dönemde potansiyeli olan, giriş yapması da nispeten kolay olan bir pazardı. Şirketi kurduğum günden beri oldukça başarılı markalar sektöre giriş yaptı ve bu pazar her geçen gün büyüyor.

 

Haberin Devamı

En başta koyduğun hedeflerin neresindesin? Ayrıca sence sağlıklı atıştırmalık sektöründe gidişat nasıl ve senin gelecek planlarında kendine koyduğun bir hedef var mı, ne?

En başta çok daha hızlı büyüyeceğimi düşünmüştüm fakat hayatımda çok fazla stres yaratmak ve sağlığımı yeniden bozmak istemiyordum. Caffe Nero benim için şirketimin ilk yılında alabileceğim büyük bir müşteri oldu. Sadece onlara özel ürünler yapıyor olmak da beni üretim, pazarlama, satış konularında oldukça eğitti. Fakat asıl işe şimdi başlıyorum gibi hissediyorum. Sosyal medya aracılığı ile birçok insana Whole Food Plant Based Diet esaslarını anlatma olanağı kazanıyorum. Beni takip eden kişilerin ev alışverişlerini değiştirip gıdanın iyileştirici gücünü anlamalarını hedef edindim. Bir yandan antik buğdayları kullanarak hazırladığım yeni ürün çeşitlerimiz geliyor, yolda. Günümüzün en büyük iki sağlık problemi diyabet ve kabızlık. OCHI'nin yeni ürünleri de tam olarak bu iki hastalığa önleyici şifa olarak pozisyonlanacak.

Haberin Devamı

İyi gıda, iyi hayat: Ochi Food

Dikkat çekilmesi gerektiğine inandığımız bir diğer konu da, kadın girişimcilerin iş hayatındaki varlığı. Önce girişimci sonra kadın girişimci olarak ne tür zorluklar yaşadın?

Girişimci bir aileden geliyorum. Bu yüzden de, aslında bir girişimci hayatının nasıl olduğu ile ilgili bilgiliyim. Fakat küresel ekonomik krizin, savaşların ve gelecekle ilgili bilinmezliklerin olduğu bu dünyada ortam bir önceki jenerasyon girişimcilerin hayatlarından oldukça farklı Bu yüzden de bir girişimci olarak öncelikle korku ve belirsizlikle baş etmeyi öğrenmek gerekiyor. Kadın girişimci olmanın ve yalnız çalışan bir kadın girişimci olmanın dezavantajını sadece çok erkek odaklı eski firmalarda yaşadım. Satın alma departmanlarının benim ürünlerime karşı ön yargılı olduğunu gördüm. Bunun dışında kadın girişimcinin en büyük düşmanın çevresi olabildiğini, en büyük desteğinin de diğer kadın girişimciler olduğunu düşünüyorum. Belli sosyal baskıların yaşandığı ülkemizde bir kadının başarılı olmak ve para kazanmak adına evini, eşini, çocuğunu yalnız bırakabiliyor olması, çevresinden ve sevdiklerinden baskı görmesine sebep olabiliyor. Bunu da ancak başka kadın girişimciler anlayabiliyor. İyi taraftan bakacak olursak da günümüz şartlarında gıda sektöründeki çoğu yenilikçi firmanın kadın girişimcilere destek verdiğini eklemek isterim.

 

Haberin Devamı

Birçok üniversiteli genç kendi işini yaparak herhangi bir sektörün çarkları arasında ezilen bir çalışan olmamak için hayaller kuruyor. Onlara neler önerirsin?

Birçok kurumsal çalışan, girişimci olduktan sonra daha mutlu olacaklarını düşünüyorlar ama  girişimcilik kararını aldığımdan beri benim mutluluk ve konfor seviyem oldukça düştü ve bunun birçok girişimci için geçerli olduğunu görüyorum. Hep belli hedeflerimiz var ve onlara giderken önce kendimizle, sonra ailemiz ve sevdiklerimizle çatışmamız gerekiyor. Bu yüzden de bu yola girmek isteyen kişilere gerçekten neyi neden istediklerini doğru değerlendirmelerini öneriyorum. Ben kalbimde benim için en uygun işi yaptığıma inandığım için tüm zorlu zamanların üstesinden gelebiliyorum. Eğer girişimci olmak isteyen bu gençler için de tutkuları ağır basıyorsa bu zorlu yıllar onları pes ettirmeyecektir.

 

Röportaj: Erkmen Özbıçakçı

BAKMADAN GEÇME!