Gülin Ataklı: “Yol ne kadar zor olsa da sabırla yürüyor”

Güncelleme Tarihi:

Gülin Ataklı: “Yol ne kadar zor olsa da sabırla yürüyor”
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2016 14:31

Gülin Ataklı obua eğitimine 11 yaşında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda başladı. 2012 yılında Rengim Gökmen şefliğindeki Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’na seçilen sanatçı, yurt içinde birçok konserde yer aldı. 2015 yılında Bulgaristan’da XI. Uluslararası Avusturya ve Alman Müziği Yarışması’nda birincilik ödülünü alan Ataklı, İtalya’da düzenlenen 25. Uluslararası Genç Müzisyenler Yarışması “Citta di Barletta” da birincilik ödülünün yanı sıra Romantik Müzik Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Haberin Devamı

Öncelikle en çok merak ettiğimiz konudan başlayalım. Nasıl oldu da Klasik Batı Müziği’ni seçtin? Ayrıca, enstrüman seçimin nasıl oldu? Nihayetinde Obua ülkemizde en rağbet gören ya da bilinen enstrümanlar arsında sayılmaz. Şöyle soralım neden obua?

Küçüklüğümden beri müzik ve sanatla ilgiliydim. Ailemin ve öğretmenlerimin desteğiyle TRT Çoksesli Çocuk Korosu'nda koro eğitimi almaya başladım. Burada müziği keşfettikçe enstrüman çalma isteğim de güçlendi. Konservatuvarların sınavlarına girdim ve eğitimime başladım. Sınavlarda hangi enstrümana yatkın olduğunuza bakılıyor, ben obua bölümüne seçildiğim zaman bu enstrümanla yeni tanışmıştım. Obuanın sesindeki büyüleyicilik, ifadesindeki güçlülük, orkestradaki ve enstrümanlar arasındaki yeri gibi faktörler beni çok etkilemişti. Bu kadar güzel ve değerli bir enstrümanın ülkemde daha çok bilinmesi ve dinlenmesini diliyorum.

 

Haberin Devamı

Ailenin müzikal gelişimindeki rolü nasıldı? Sanki müzikal alanda mesafe kaydeden çocukların tümü birer “proje çocuk”tur algısı oturmuş kafamızda. Senin için süreç nasıl şekillendi?

Ailem her zaman destekçim oldu. Ailenin desteği gerçekten çok önemli. Kendim için koyduğum hedefler ve hayallerimi paylaşabilmek, bunlar doğrultusunda destek görmek sürecin yükünü hafifletiyor. Kararlarımda ailemin desteğini hissetmek güzel bir duygu. Benim için en önemlisi, kendim için belirlediğim, "bunu yapmalıyım" dediğim, gerçekleştirmek istediğim bir hedefe yürürken, yol ne kadar zorlu da olsa, beni destekleyen bir ailemin olduğunu bilmek.

 

İlk konserini hatırlıyor musun, nasıl hissetmiştin? Ayrıca bu yolda kesin olarak ilerlemeye kendini de ikna ettiğin o anı hatırlıyor musun?

Korodayken konser vermeye ve bu fikre alışmış olsam da, obuayla konser vermek çok farklı bir durumdu. Heyecanlıydım. Bedeninizden ayrı bir nesneyi bedeninizle bir bütün olarak çalmak ilginç ve bir o kadar da güzel bir his fakat büyük bir kontrol gerektiriyor. Enstrüman çalmanın bana kattıklarının ne kadar çok olduğunu fark ettim. Mutlu olduğumu, sabırla emek vererek bir şeyleri geliştirmeyi sevdiğimi gördüm. Ki bunu meslek olarak seçmenin ne kadar güzel olduğunu anladım. Müzisyen olmak, yapılabilecek en güzel mesleklerden biri. Mesleğimizi seçtiğimiz zaman, hayatımızı birlikte geçireceğimiz şeyi seçmiş oluyoruz, hayatımı müzik yaparak ve konserler vererek geçirmek fikri çok hoşuma gitmiş, beni çok etkilemişti.

 

Haberin Devamı

Gülin Ataklı: “Yol ne kadar zor olsa da sabırla yürüyor”

 

Birçok yarışmaya katılıp ödüller aldın. Seni en çok mutlu eden hangisiydi ve bir de sanki katılan herkes çok başarılı gibi geliyor bize. Fark yaratan ne? Bu yarışmalarda ne ölçülüyor; neyi sıralama, yarıştırma üzerine kuruludur müzik yarışmalarının mantığı?

Katıldığım tüm yarışmalar ve layık görüldüğüm tüm ödüller benim için önemli ve hepsinde ayrı tecrübeler edindim. Örneğin İtalya'da birinci olduğumu öğrendikten bir gün sonra jürinin beni bir ödüle daha layık gördüğünü öğrendiğimde çok mutlu olmuştum. İş Sanat Milli Reasürans'ta Parlayan Yıldızlar serisinde yer almış olmak beni çok mutlu etmişti, Meriç Soylu Ödülü'ne layık görülmek ise gerçekten heyecan verici ve etkileyiciydi. Ödül törenindeki heyecanımı ve hislerimi asla unutamam. Grand Prize Virtuoso yarışmasında ikinci olduğumu ve ödül töreninde konser vermek üzere Royal Albert Hall'a davet edildiğimi öğrendiğimde çok heyecanlanmış ve mutlu olmuştum. Evet, yarışmalara katılabilmek için belli bir seviyenin üstünde olabilmek gerekiyor ve katılanlar da gerçekten başarılı oluyor. Ben de tam olarak neyin ölçüldüğünü, yarıştırıldığını veya kıyaslandığını bilmiyorum çünkü bu her yarışmada ve her jüri üyesine göre farklılık gözeten bir durum. Fakat çaldığınız eserdeki hakimiyetiniz, eseri ne kadar iyi anlamış ve ne kadar iyi anlatabiliyor olduğunuz ve bunu yaparken kendinizden neler kattığınız gibi etkenler en önemlileri diye düşünüyorum.

 

Haberin Devamı

İlerleyen dönemde seni nerelerde göreceğiz, gelecek planları, tarihi belli etkinlikler var mı?

Münih'te Hochschule für Musik und Theater'de Prof. François Leleux ile başladığım lisans eğitimimi tamamlayacağım. Bu dönemde tecrübelerimi arttırmayı, oda müziği, solo ve orkestra konserleri vermeyi çok istiyorum. Eğitimime odaklanmak en büyük hedefim.

RöportajErkmen Özbıçakçı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!