Doğumunun 100. yılında: Ingmar Bergman

Güncelleme Tarihi:

Doğumunun 100. yılında: Ingmar Bergman
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2018 12:32

93. sayımızın SineList sayfasında büyük ustayı selamlıyoruz, Ingmar Bergman.

Haberin Devamı

“İnsanlar filmlerimdeki amaçlarımın neler olduğunu sorar. Bu zor ve tehlikeli bir sorudur ve ben genellikle kaçamak yanıtlar veririm: İnsanın içinde bulunduğu durumlarla ilgili gerçekleri, gördüğüm gibi söylemeye çalışıyorum.”

 

Sinemaseverlerin, eleştirmenlerin, sinemacıların üzerinde bu kadar uzlaşı sağlayabildiği tek isim: Ingmar Bergman! Büyük usta doğumunun 100. yılı vesilesiyle ülkemizde ve dünyada bu sıralar sıkça konuşulmakta, tekrar tekrar izlenmekte… Biz de SineList’in bu sayısını sinema tarihinin en büyük düşünürüne ayırmak istedik.

 

BERGMAN NASIL BERGMAN OLDU?

1918’in Temmuz ayında İsveç’te bir Protestan papazının oğlu olarak dünyaya gelen Bergman, aile şiddetiyle dolu sorunlu bir çocukluk geçirdi ve doğal olarak ters kimlik geliştirdi. Ters kimliğini ve çocukluğunun izlerini filmlerine de yansıtan Bergman, varoluşsal çıkmazlarını en net olarak Yedinci Mühür filminde gösterdi. Ayrıca açıkça Oedipus Kompleksi’ne sahip olan Bergman, kitabı Büyülü Fener’de de anlattığı gibi çocukluğunda annesine aşk düzeyinde bir sevgi besliyordu. Persona ve Yaban Çilekleri filmlerinde de bunun izlerine rastlayabilirsiniz. Senaryolarında daima kadınların yanında duran yönetmen oldukça derin anlatılarına rağmen filmlerinde mizah düzeyini de hep korudu.

Haberin Devamı

Filmlerinde gerçek yaşamdan ve toplumsal sorunlardan uzaklaşmayı tercih eden Bergman, sürekli olarak kapalı bir anlatım tercih ettiği için eleştirildi ancak bildiğini yapmaktan hiç vazgeçmedi ve tarihe adını büyük puntolarla yazdırdı. 1956 Cannes Film Festivali’nde adını Avrupa’ya duyuran yönetmen, burada ilk kez verilen bir ödül olan “Şiirsel Hiciv” ödülünü “Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri” filmiyle aldı ve sinema camiasında büyük ses getirdi. Sadece bir sene sonra yine Cannes’da gösterimi yapılan “Yedinci Mühür” ile ünü tüm dünyaya yayıldı. 1970’lerde ise bir daha unutulmamak üzere tüm zihinlere kazındı… 9 defa “En iyi yönetmen” dalında Oscar’a aday olan Bergman, üç kez de “Yabancı Dilde En İyi Film” ödülünün sahibi oldu.

Haberin Devamı

Doğumunun 100. yılında: Ingmar Bergman

“Filmlerimin başka insanlara tıpkı otomobiller, mobilyalar ya da yollar gibi yararlı olmasını isterim.”

 

HASTALIK VE İYİLEŞME: PERSONA

Birçok otorite ve usta yönetmen tarafından gelmiş geçmiş en iyi film olarak tanımlanan Persona, şüphesiz ki muhteşem bir eser. Sadece Persona için yazılmış onlarca kitap, makale ve tez olması da bunun kanıtı. Ancak Bergman için işler böyle değil… Kendisi bir röportajı sırasında filmin derin anlam ve anlatılarıyla ilgili olan soruya şöyle yanıt veriyordu: “Çok ilginç; ancak kastettiğim bu değil. Çok yalın: Persona, yaratıcısını kurtaran bir yaratımdır. Onu yapmadan önce hastaydım…” Bergman “meniere” hastalığından dolayı aylarca hastanede kaldı ve bu sürede doğal olarak üretkenliği kesildi. Bu kesinti Bergman’ı öylesine rahatsız etti ki Persona fikrini kendi durumundan yola çıkarak, kendini iyileştirmek için oluşturdu. İlk başlarda kendisi yazsa da, daha sonraları hastalığının ilerlemesiyle birlikte senaryoyu anlatarak asistanına yazdırdı. Bu senaryo yazım süreci, Bergman’ın zihnini ve motivasyonunu dinç tutarak hastalığı atlatmasını sağladı. Hastaneden taburcu olur olmaz, hasta yatağında defalarca kafasında oynattığı Persona’nın çekimlerine başlamıştı. Persona fikri, onu iyileştiren şey olmuştu. Onun için sadece hastalıktan kurtulmanın bir yolu olan Persona; dünya sinema tarihinin açık ara farkla en çok saygı duyulan filmi haline geldi. Ve eminiz ki, dünyadaki son film yapılana kadar bu devam edecek.

Haberin Devamı

Doğumunun 100. yılında: Ingmar Bergman

EN İYİ 10 FİLMİ

1- Persona (1966)

2- Güz Sonatı / Höstsonaten (1978)

3- Fanny ve Alexander / Fanny och Alexander (1982)

4- Çığlıklar ve Fısıltılar / Viskningar och Rop (1972)

5- Sessizlik / Tystnaden (1963)

6- Yedinci Mühür / Det Sjunde Insegle (1957)

7- Monika’yla Bir Yaz / Sommaren med Monika (1953)

8- Yaban Çilekleri / Smultronstället (1957)

9- Kış Işığı / Nattvardsgästerna (1963)

10- Genç Kız Pınarı / Jungfrukällan (1960)

 

Yazan: Tugay Şahin

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!