Kaka’nın İsa tişörtü

MİLAN ve Brezilya Milli Takımı’nın yıldız oyuncusu Kaka, harika bir dönem yaşıyor. Geçen hafta futbol dünyasının en önemli bireysel ödülü olan "Altın Top"a kavuştu.

Yeni ünvanıyla Boca Juniors karşısında çıktığı maçta üç asist bir gol üreterek takımının 4-2 üstün gelmesini sağladı.

Kaka gol sevinci sırasında formasını kaldırıp yine meşhur tişörtü gösterdi kameralara. Hangi tişört? "I Belong To Jesus/ İsa’ya Aitim" tişörtü.

Kaka, fanatik denebilecek bir hıristiyan. "İsa’nın Sporcuları" olarak adlandıran bir sporcu grubunun üyesi. Dini kurallara uygun yaşamaya dikkat ediyor.

Evlenene kadar bakir kalmakla övünüyor, maç ayakkabılarına "İnşallah" yazdırıyor ve ilk kez Milan’ın 2004’teki şampiyonluğunda ortaya çıkan bu ve benzeri dinsel mesajlı tişörtler giyiyor.

Kaka’nın bu işe sadece finallerde (Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi finali sonrasında da bu tişört vardı) dikkat etmesi "Propaganda yapıyor" tarzı tepkilere de yol açıyor.

Boca Juniors maçında "I Belong To Jesus" tişörtü yine ortaya çıktı ve yanlış görmediysem bir ceza da almadı.

Futbol sahaları bu tarz propagandalardan uzak tutulmalı. Bugün çok başarılı bir sporcunun "sempatik" algılanan gol sevinci, yarın büyük problemler yaratabilir.

Milan’ın İslam’ı benimsemiş bir başka oyuncusu "Ya Allah, Ya Muhammed" yazılı bir tişörtle gol sevinci yaşamaya kalksa, Kaka’nınki kadar sempatiyle yaklaşılmayacağına eminim mesela...

Zico, Serkan’ı mı şikayet etti

TRABZONSPOR’un İstanbul Büyükşehir’le oynadığı maçın özellikle ikinci yarısı çok iyiydi. Zaman zaman bir Premier Lig maçı kalitesine ulaşan, futbolcuların yanı sıra hakemin de katkısıyla bazı anlarda müthiş hızlanan çok iyi bir maçtı. Gökdeniz’in güzel golleri geceyi taçlandırmış oldu...

Ersun Yanal ve Abdullah Avcı’ya da teşekkür etmem gerekir.

Maçın sonunda, Fenerbahçe’den Trabzonspor’a geçen Serkan’ın hakemin yanına giderek yanaklarını okşadığını gördüm.

"Belli ki maç içinde bir yanlış anlaşılma olmuş, onu tatlıya bağlıyorlar" diye düşündüm ve geçtim ama aklımda kalacak kadar uzun sürmüş demek ki bu makas ve yanak okşama hadisesi.

Zico’nun "Yanaklarınızı okşatmayın" uyarısını "Zaten elini kırarım herhalde yanağımı okşayacak zatın ama bakalım Zico ne demiş?" diyerek okudum.

"Bazı hakemler yanaklarını futbolcuların okşamasına izin veriyor, yapmasınlar" demiş. Aklıma direkt eski futbolcusu Serkan’ın cumartesi akşamki görüntüsü geldi.

"Zico sen benden çok yaşayacaksın" dedim kendi kendime.

Bu Fener için, bu Kartal için, bu da diğerleri için...

FENERBAHÇE’nin Şampiyonlar Ligi’nde kiminle karşılaşacağına "İstek parçası" muamelesi yapmakta ısrarlıyız. Her spor programında bir tur "Kimi istersin?" diye soruluyor.

Popüler cevap: Porto. Milliyetçilik sosuyla sunulan "Porto’yu istiyorum; Beşiktaş’ın intikamını almak için!" de popüler cevaplardan.

Olası rakiplere bakalım: Milan, Barcelona, Manchester United, Real Madrid, Chelsea, Sevilla, Porto.

İşe böyle "İntikam" diye girişirsen, "Küffar Kalesi’ni yek başına basmış Cüneyt Arkın" gibi olman lazım:

"Bu 8-0 için, bu 5-0 için, bu 7-1 için, bu 3-0 için!.."

Görüldüğü üzere manasız bir uğraş.

En iyisi rakibi beklemek, hazırlıkları tamamlamak ve en iyi maçı oynamak.

Zico’nun da aynen böyle düşündüğüne eminim.
Yazarın Tüm Yazıları