Kadınlar Günü'nü Erivan'da kutluyoruz

AVRUPA Parlamentosu'nun Ermeni raporunu benimsemesinden sonra Ankara ile Erivan arasında ortaya çıkan yeni gerginliği bu kez kadınlar yumuşatacak.

Çünkü bugün İstanbul'dan Erivan'a yola çıkan bir grup Türk kadını, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü Ermeni kadınlarla birlikte kutlayacak.

Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi tarafından organize edilen geziye kimler katılıyor?

İş kadınları, aralarında benim de olduğum gazeteciler, STK temsilcileri.

Programda, mecliste Ermeni kadın milletvekilleriyle tanışma, Erivan Devlet Üniversitesi'nde öğretim görevileriyle ve Ermeni Kadınlar Birliği ile sohbet var.

Amaç elbet, iki ülke arasında diyaloğa doğru bir adım daha atmak.

Zaten Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi'nin, Türkiye ve Avrasya koordinatörü Şule Kılıçaslan gönderdiği davet mektubunda bakın ne diyor:

‘‘Biz genç Türk kadınları, 8 Mart'ı Ermenistan'daki dostlarımızla kutlayarak, kendimiz ve çocuklarımız için daha yaşanabilir bir dünya yaratmak ve bölgede barış istediğimizi kanıtlamak istiyoruz.’’

Ancak gezinin ilginç bir boyutu daha var.

Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi'nin Erivan'daki eş başkanı Arsen Gazaryan, geziye katılan Türk iş kadınlarına Ermenistan'daki iş olanakları için bazı randevular ayarlamış.

Geçen yıl İstanbul'da sohbet fırsatı bulduğum Gazaryan, iki ülke arasında ticari ilişkilerin geleceğiyle ilgili hayli ümitli. Sınır açıldığı takdirde, Ermenistan ile Türkiye arasındaki ticaret potansiyelinin 1 milyarı bulabileceğini söylemişti.

Türk kadınları grubunda olan İstanbul Ticaret Odası, Dış İlişkiler Temsilcisi Özlenen Sezer, kuşkusuz iş ilişkileriyle en fazla ilgilenen kişi. Çünkü duyduğumuza göre, İTO Başkanı Mehmet Yıldırım önümüzdeki aylarda Erivan'da bir fuar tasarlıyormuş.

Dice Kayek ile DuPont işbirliği

BİRİ modanın yüreğinin attığı Paris'te artık adını kabul ettirmiş bir modaevi, diğeri bilim devi ve modada vazgeçilmez hale gelen ‘‘lycra’’nın mucidi.

İstanbul'da bugün başlayan iki günlük tekstil fuarı İTSE'de ikisinin işbirliği damgası atıyor.

İTSE'nin sponsoru bilim devi DuPont, fuarda ‘‘trend alanlarını’’ belirleyecek olan ise Dice Kayek Modaevi.

Dice Kayek'in kurucularından Ayşe Ege ve DuPont Tekstil'in Pazarlama Müdürü Ebru Pirinçcioğlu ile sohbet ediyoruz. DuPont'nun lycra, tactel, supplex gibi ürünlerinin modada ne kadar önemli olduğunu öğreniyoruz.

DuPont, 2002 yılı için 170 milyon dolarlık araştırma bütçesiyle tekstil sanayinde bir numara.

Bu yüzden de moda dünyasıyla yakından ilgili.

Paris'teki Fashion Week'te Hüseyin Çağlayan, Atıl Kutoğlu gibi modacılarımızın sponsoru.

Ayşe Ege, Fashion Week'e yaklaşık sekiz yıldan beri katıldıklarını anlatıyor.

Yirmi dakikalık gösteri için aylardan beri hazırlandıklarını söylüyor.

İnanılmaz bütçelerden söz ediyor.

Meselá, Chanel'in bu moda haftasındaki gösteri için ayırdığı para tam bir milyon dolar.

Fransız hükümetinin modacılarına sağladığı destek ise ayrı bir konu.

Peki yıllardan beri kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, Japonya'dan sonra Şanghay'da da bir dükkan açmayı başaran Dice Kayek'in durumu ne?

İTKİB'in (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyoncular Birliği) iki, üç yıldan beri devam eden sponsorluğu pek yakında bitmek üzere.

Ayşe Ege'ye moda dünyasında artık pek sık rastlanan ‘‘evliliği’’ düşünüp düşünmediklerini soruyorum.

‘‘Neden olmasın’’ diyor.

Yakın bir tarihte Dice Kayek İtalyanlarla evlenirse hiç şaşmam.

Ankara'nın ihmali bakın nelere yol açtı

MADEM bugün 8 Mart madem konuya kadın ve modayla girdik, öyle devam edelim.

Paris'te, her sergisi büyük gürültü kopartan bir ‘‘Moda ve Kostüm Müzesi’’, Galliera Müzesi var.

Duyduğuma göre, Paris'te birkaç yıl önce yapılan Kanuni Sergisi'nden pek etkilenen müzenin üç kadın yöneticisi, 2003 yılı sonu için ‘‘17. yüzyıldan günümüze Türk kostümleri’’ sergisi için kolları sıvıyorlar. Önce Ankara'ya resmi makamlara başvuruyorlar.

Ardından İstanbul'a gelip müze müze geziyorlar, dört gün boyunca çeşitli temaslarda bulunuyorlar ama ne yazık ki elleri boş Paris'e dönüyorlar.

Müzenin yöneticilerinden Sylvie Glaser-Chuard ile telefonla konuşuyorum.

‘‘Bu serginin mutlaka yapılmasını istiyoruz. Ama şimdilik ertelemek zorunda kaldık. Çünkü Türkiye'de kostüm uzmanlarıyla temas kuramadık ne yazık ki’’ diyor.

Kostümlerin çoğu zaten müzelerde değil, özel koleksiyonlardaymış.

Tanıtımımız için milyonlarca dolar harcadığımız dönemde böyle bir serginin bize nasıl büyük bir katkısı olacağını tasavvur ediyor musunuz?

Uzman bulunamadı diye böyle bir fırsatı kaçırmak yazık değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları