Kader kurbanı Memduh!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Tansu-Özer ikilisinin adamı Memduh'tan yanıt dün öğle saatlerinde geldi.

Bu ikilinin insanlara, belden aşağı, yüz kızartıcı hakaretler yağdıran sözcüsüne dün bazı sorular sormuştum... Ve yanıtını hemen beklediğimi bildirmiştim.

Yüz kızartıcı suçtan hapis yatmış mıydı? Sabıkalı mıydı? Soyadı neydi? Soyadını niçin değiştirmişti?

Bu yazıyı özellikle aklı başında DYP'lilerin okumasını istiyorum. Okusunlar ve Tansu ile Özer'in sözcülüğünü kimlerin yaptığını iyice görsünler. Şimdi Memduh'un gönderdiği açıklamada konumuzla doğrudan ilgili cümleleri size aktarıyorum:

‘‘Yönelttiğin soruların cevabını sen biliyorsan ve elinde gerçekten belgeler varsa;

1- Suçumun tarihi. 2- Suçumun nevi (türü). 3- Suçu kime karşı işlemişim? Mağdur kim? 4- Hangi mahkeme, hangi tarihte, hangi sayı ile karar vermiş ve bu cezalarımı hangi hapishanelerde çekmişim?

Soyadıma gelince, Samuray karımın, Bayraktaroğlu benim soyadım.’’

Faksta kendisinin dolandırıcı olduğunu kanıtlayan belgeleri televizyon ekranlarında tek tek ‘‘yüzüne çarpmamı’’ istiyor.

Estağfurullah! Ben ne yapacaksam burada yaparım.

Ancak bazı sorularıma hiç yanıt veremiyor.

Örneğin, dünkü yazımda kendisine ‘‘Sen sabıkalı mısın?’’ diye sormuştum. Yanıt yok! ‘‘Evet, sabıkalıyım’’, ya da ‘‘Hayır, sabıkasızım’’ diyemiyor!

Her yerde ‘‘gazeteci’’ olduğunu söylüyor. ‘‘Sarı basın kartın var mı? Almak için başvuruda bulundun mu?’’ diye soruyorum, tık yok!

Bu konuların bir bölümünü bugün ve yarın irdeleyeceğim ve bu adamın kim olduğunu size belgelerle kanıtlayacağım.

Sevgili okuyucularım, Memduh herhalde beyin sarsıntısı geçirip geçmişini ve hakkındaki belgeleri unutmuş!.. Çünkü ‘‘Hangi mahkeme belgeleri?’’ diye soruyor. Bunca yıllık gazeteciyim, pişkinliğin böylesini vallahi görmedim. O halde şimdi, belgeleri konuşturmanın zamanı geldi.

Bismillah deyip işe koyulalım ve bu şahsın kim olduğunu dosta düşmana gösterelim!

***

Önce size bir mektup açıklıyorum. Memduh Bayraktaroğlu ismini kullanan şahsın hapishaneden yazdığı bir mektubu özetliyorum. İçindeki yalvarışlara, dil döküşlere dikkatinizi çekerim.

Mektubun üzerinde bir damga var:

‘‘T.C. Kofçaz Kapalı Cezaevi İnfaz Koruma Başmemurluğu. Sayı:’’.

Şimdi söz Memduh'ta:

‘‘Sayın efendim, sizden merhamet değil ama adalet dileniyorum. Zat-ı alinizin (yüce kişiliğinizin) insan ve adalet sevgisine inanıyorum. Adaletinizi benim için de kullanmanızı istirham ediyorum.

Lütfen efendim, emir veriniz ve iadeyi muhakeme (yeniden yargılanma) olayını sağlayınız...

Şu anda ben bir SABIKALIYIM. Siyaset yapmak dahil, tüm vatandaşlık haklarımdan mahrumum.

Lütfen sayın efendim, yardımcı olunuz. Adalet adına yardımcı olunuz.

Benim yüzümden çocuklarımla birlikte perişan olan eşim adına yardımcı olunuz.

Ben başıma bu işin geleceğini bilseydim, Antalya'da şeref duyduğum beraberliğimizde her türlü saygısızlığı göze alarak zat-ı alinizden yardım talebinde bulunurdum.

O gün gerek görmediğim bir talebi, şu anda cezaevi koğuşundan diliyorum. Lütfen bu mahkûmiyetten beni kurtarınız efendim.

Derin saygı ile ellerinizden öperim efendim.

Memduh Bayraktaroğlu. İmza.’’

***

Adalet dilendiği, yargıya emir vermesini istediği kişi, ünlü bir işadamı!

Mektubunda sabıkalı olduğunu söylüyor. (Devletteki sabıka kaydını yarın açıklayacağım). Bir şeyler yapmış, içeri atılmış, hapis cezasını çekiyor ve yetkisiz kişilerden merhamet dileniyor. Peki ne yapmış?

Şimdi İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin l989/79 sayılı kararına bakalım:

‘‘Şikayetçi: DASA Dağıtım ve Satış A.Ş. Sanık: Memduh Bayraktaroğlu. Necdet oğlu, Lütfiye'den olma, 1951 doğumlu...

Sanığın 27 adet sahte senedi düzenleyerek ve sahte olduğunu bilerek ciro etmek suretiyle SAHTECİLİK suçunu işlediği anlaşılmıştır...

Sanığın RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK suçunu işlediği anlaşıldığından...sonuç olarak bir yıl sekiz ay AĞIR HAPİS cezası ile cezalandırılmasına...27 adet sante bononun dosyada saklanmasına’’...

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bu kararı 1989/7708 karar sayısıyla onadı...

Ve kader kurbanı Memduh, yüz kızartıcı suçtan içeri girdi. Cezasını Pınarhisar ve Kofçaz cezaevlerinde çekti.

Yukarıda sözünü ettiğim mektubu oradan yazdı, ama sonuç değişmedi. Şimdi, kendisinin yanıt veremediği sorumun yanıtını ben veriyorum:

Evet, o bir sabıkalı. Yüz kızartıcı suçtan sabıkalı.

Yarınki yazımda bu şahısla ilgili başka bazı belgeler açıklayacağım. Onu daha iyi tanıyacaksınız.













Yazarın Tüm Yazıları