Kabul edilebilir alternatif

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Geçen hafta konuştuğum ANAP'lı bir bakan, ‘‘Koalisyonun zayıf karnı Baykal'dır’’ diyor.

Dikkat ediyorum, ‘‘CHP'dir’’ demiyor. Altını çizerek, ‘‘Baykal'dır’’ diyor.

Yani dikkatini Baykal üzerinde odaklaştırıyor.

Şurası bir gerçek.

CHP desteğini çektiği an, bu hükümetin devam etmesi imkânsız hale gelir.

DESTEK BİTER Mİ

Ama bu tahlili tamamlamak için şu soruyu da sormak gerekiyor:

‘‘CHP, bu hükümetten desteğini çekebilir mi?’’

Şu anki konjonktürde kolay değil. İnsanlar henüz Refahyol'un tahribatını unutmadılar.

Bu tahribattan en fazla endişe duyan kesimin sosyal demokratlar olduğu da açık.

O nedenle, Baykal'ın çok dikkatli gitmesi gerekiyor.

Zaten o da bunun tam anlamıyla bilincinde olduğunu gösterecek şekilde yürüyor.

Ancak geçen hafta, Başbakan Mesut Yılmaz'ın Baykal'a karşı aniden eleştirel bir tavır almaya başladığı işaretleri ortaya çıktı.

Baykal da bunun farkında. Önceki gün kendisiyle konuşurken, ‘‘Mesut Bey bugüne kadar çok dikkatliydi. Ama geçen hafta ilk defa beni eleştirmeye başladı’’ diyor.

O nedenle Baykal da Yılmaz'a karşı mesafesini koymaya başlıyor:

‘‘Ben Refah'ı sarsacak bir şeyi ortaya çıkarıyorum. Mesut Bey bana destek verecek yerde benimle uğraşıyor.’’

ELBETTE ELEŞTİRECEĞİM

Başbakan Yılmaz'da da benzer bir psikoloji hâkim.

O da, ‘‘Ben Refahyol'un tahribatını ortadan kaldırmaya çalışıyorum. O benimle uğraşıyor’’ duygusunu taşıyor.

Baykal'ın bu sözlere cevabı ise şu oluyor:

‘‘Ben elbette meydanlarda zamları, elektrik kısıntılarını eleştireceğim. Ben sosyal demokrat bir partiyim. Bunu yapacağım.’’

Geçen hafta iyice ortaya çıkan bu çekişmenin ardından Baykal'la konuşuyorum.

‘‘Merak etmeyin, ben olağanüstü sorumlu davranıyorum’’ diyor.

Geleceğe yönelik, bence çok haklı bir tahlil yapıyor:

‘‘Türkiye'de bu hükümete karşı, kabul edilebilir bir alternatif oluşturmalıyız. Bu misyonu ben yüklenmezsem, meydan sadece Refah ve Çiller'e kalır’’ diyor.

Dolayısıyla, ülkeyi bir felaketin eşiğine getiren Refahyol'a karşı alternatif olacak bir umudu ayakta tutmak herkesin görevidir.

Türkiye'nin istikrara kavuşması ve, görev değişikliğinin meşruiyet sınırları içinde kalabilmesi için CHP'nin ayakta kalması gerekiyor.

TATSIZ SENARYO

Çünkü şu ihtimali şimdiden düşünmeye başlamak gerekiyor:

‘‘Yarın seçim yapıldığında sandıktan yine Refah Partisi birinci parti olarak çıkarsa, Cumhurbaşkanı görevi yine Erbakan'a verir mi?’’

Bu sorunun cevabını çok kolay verebileceğimizi sanmıyorum.

Ama şunu çok iyi biliyorum.

Böyle bir durumda, Türkiye'nin, hem rejimin hem de Cumhurbaşkanı'nın önünü açmak için, kabul edilebilir alternatifleri yaratması gerekiyor.

Nedir bunlar?

Halkın genel konsensüsüne ters olmayan partilerden birinin birinci parti olarak sandıktan çıkması.

Bu olmazsa, konsensüs sınırları içindeki partilerin koalisyon alternatiflerinin mümkün olması.

Siyasi geleceğe bu açıdan baktığımızda, rejimin önündeki asıl engelin Refah Partisi değil, Çiller olduğu ortaya çıkıyor.

Çünkü bugün için, toplumun merkez sağ ve solda kabul edilebilir ittifaklar ve koalisyonlar yapmasını engelleyen tek faktör odur.

MESELE ÇİLLER

O nedenle, Çiller'in şahsi intikam tutkuları ve Türkiye'nin siyasi geleceğini bu ihtiras üzerine dizayn etme saplantıları ortadan kaldırılmadıkça, rejimin geleceğini istikrarlı bir limana demirlemesi de mümkün olmayacaktır.

Baykal'a gelince...

CHP Lideri bugüne kadar bu sorumluluğun bilincinde hareket etti. O nedenle, ANAP'ın ona karşı üslubunda çok titiz davranmasında yarar var.

Çünkü söylediklerinde çok haklı noktalar var.

Yazarın Tüm Yazıları