James Bond dediyse olur

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Her ne kadar Genel Yayın Yönetmenim petrol haberlerini hiç okumadığını söylese de ben kendimi tutamıyorum. Yine petrol yazıyorum.

Bekaret tartışmaları (tabii ki Işılay Hanım'ı destekliyorum), RTÜK'e açılan mücadele (tabii ki sansüre karşıyım) dururken ben yine de petrol yazmak istiyorum. Çünkü bu öyküyü hepsinden çekici buluyorum.

Hatta ‘bestseller’ olduğunu düşünüyorum.

***

JAMES Bond, Bakü-Ceyhan'da... Bond'un yeni serüveni 20'inci yüzılın son petrol oyununu konu alacakmış.

Clinton'ın Hazar enerji ve diplomasi danışmanı Büyükelçi Richard Morningstar geçen hafta İstanbul'a geldiğinde Bakü-Ceyhan'a inancını vurgularken James Bond'u örnek gösteriyordu.

James Bond’un yeni yolculuğu Bakü-Ceyhan'a. Bu bile Bakü-Ceyhan'ın olacağını gösteriyor' diyordu.

Bakü-Ceyhan'ın ‘Best seller’ olduğunu James Bond'un seçimi de kuvvetlendiriyor.

***

BEST seller mı değil mi? Satar mı satmaz mı? Bunu öğrenmek için geri sayım bu hafta başlıyor.

Bakü-Ceyhan kararını belirleyecek pazarlıklar için Azerbaycan-Türkiye Çalışma Grubu bu hafta İstanbul'da bir araya geliyor.

Bu toplantılarda, geçiş ücretleri vergi muafiyetleri gibi hususlar ele alınacak. Türkiye'nin teklifleri pazarlık masasına yatırılacak.

Sonuç, yabancı petrol şirketlerine sunulacak. 12 Kasım'da Bakü'de bir araya gelecek olan yabancı şirketler konsorsiyumu nihai kararlarını belirleyecek ve 14'ünde SOCAR (Azerbaycan petrol şirketi) ile masaya oturacaklar. Şirketler bir oy, SOCAR bir oy kullanacak ve güzergah konusundaki görüş netleşecek. Sonuç Aliyev'in açıklamasıyla kesinlik kazanacak.

Şimdilik takvim bu, yani ana güzergah kararının bu ay ortalarında belirlenmesi bekleniyor ama ne olur ne olmaz hiç belli değil. Petrol oyunu bu. Zemin kaygan, takvim değişebilir.

İstanbul'daki toplantının önemini anlamak için geçen hafta Amerikalı yetkililerin İstanbul ve Ankara çıkarmaları ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in destek konuşmalarının satır aralarını iyi okumak lazım.

Morningstar'ın sözleri mesajı en açık şekilde anlatıyor:

‘Biz Bakü-Ceyhan için şirketler nezdinde ağırlık koyuyoruz. Onlara Boğazların asla bir boru hattı gibi kullanılamayacağını anlatıyoruz. Onlar da bunu anladılar. Ama Türkiye de bu hattı çekici kılacak ticari öneriler getirsin.’

Siyasi iradeyi ortaya koyan Ankara Deklarasyon imzalandıktan sonra Aliyev'in de gidene kadar hep aynı şeyi tekrarlaması dikkat çekiciydi. ‘İkramda bulunun.’

Oysa Türkiye rakkamlarını iki ay önce şirketlere verdi fakat şirketler görüş belirtmediler. Clinton'a gidip Bakü-Ceyhan'ın ekonomik olmadığını söylediler, Aliyev'e çıkıp, ‘Siz ne yapıyorsunuz, Bakü-Ceyhan ısrarı ile 15 milyar doları havaya atıyorsunuz’ diye baskı yaptılar. Türkiye'nin teklifini dikkate almadan kendi abartılmış rakamlarıyla kafa karıştırdılar.

***

GERİ sayım başladı. Şimdi, Bakü-Supsa'dan önümüzdeki beş yıl süreyle 45 sente petrolünü taşıma garantisine sahip olan yabancı şirketleri, yeni bir yatırım için ikna etme süreci başladı.

Önümüzdeki iki hafta heyecan dorukta. Bakalım Bakü'den-Ceyhan'a kim önce çıkacak?

Petrol mü, James Bond mu?



Yazarın Tüm Yazıları