İstesem kendi fabrikamı yönetirim

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Devlet Bakanı Güneş Taner, Sanayi Bakanı Yalım Erez'e şakayla soruyor:

‘‘Bakanlığına bağlı bütün sanayi kuruluşlarını Özelleştirme'ye devredersen sen ne iş yapacaksın?’’

Erez cevap veriyor:

‘‘Asli görevime döneceğim. Yani bakanlık yapacağım.’’

SİZİ KURTARIYORUM

Sanayi Bakanlığı kendisine bağlı bütün sanayi kuruluşlarını ve işletmeleri Özelleştirme İdaresi'ne devrediyor.

Bir bakanın, kendine bağlı kuruluşları elinden çıkarması kolay iş değildir.

Bakanlar çoğu kez bunun tam tersini yapar. Hatta başka bakanlıklara ait kuruluşları bile kendine bağlamak için mücadele verir.

Erez'e ‘‘Siz niye bunun aksini yapıyorsunuz?’’ diye soruyorum.

‘‘Ben fabrika yönetmek istesem, gider kendi fabrikamı yönetirim’’ cevabını veriyor.

Arkasından ekliyor:

‘‘Ben bunu yaparak milletvekillerini de büyük yükten kurtarıyorum. Üzerlerindeki seçmen, delege baskısını kaldırıyorum.’’

Ama en önemlisi, devleti, kötü yönetilen KİT'lerin yükünden kurtarıyor.

Muharrem Sarıkaya bugünkü kulis yazısında Erez'in bu çok önemli atağının ayrıntılarını anlatıyor.

Hangi fabrikaların Özelleştirme İdaresi'ne devredileceğini tek tek yazıyor.

HIZLI ÖZELLEŞTİRME

Türkiye, 1980'lerden beri en büyük özelleştirme hamlesini şimdi gerçekleştiriyor.

Özelleştirmenin yöntemleri konusunda bazı tartışmalar var.

Özellikle POAŞ'ın özelleştirilmesinde izlenen yöntem kamuoyuna iyi anlatılamadı.

O nedenle kamuoyunda haklı bir hassasiyet doğdu.

Oysa özelleştirmede izlenen kriterler daha iyi anlatılabilseydi, belki bu hassasiyet doğmazdı.

Bunun için hâlâ da geç kalınmış sayılmaz.

Dünyanın her yerinde özelleştirme süreci içinde bu tür hassasiyetler ortaya çıkar.

Alın Almanya'yı...

Orada özelleştirmeleri çok kısa sürede tamamlayan kuruluşun başındaki insanlar, sınırsız yetkiyle çalıştılar.

Sonunda onlarla ilgili birçok iddia da ortaya atıldı.

Ama Almanya özelleştirmesini tamamladı.

Bugün ekonomisinin üzerindeki ağırlık kalktı.

AHLAKİ YÜK

Türkiye ise yıllardır devletin, ekonominin içine gereğinden fazla girmesinin ahlaki yükünü çekiyor.

Devlet yıllardır yolsuzluk iddialarının altında eziliyor.

İktidara gelen partiler ve kişiler hep bu yüzden hızla itibar kaybediyor.

Bütün bunların nedeni, devletin aşırı derecede ekonominin içinde bulunması.

Kamu bankaları hâlâ yolsuzluk olaylarının en büyük bataklığı.

Mesela Emlak Bankası'nın başına geçen bir yöneticinin ne kadar uğraşırsa uğraşsın adını temiz tutabilmesi çok zor.

Çünkü sistem kirletici...

Çünkü bu sistemde akıl almaz bir çevre kirliliği var.

Bu dereye giren insanın kirlenmeden çıkması mümkün değil.

CESARET

O yüzden belki özelleştirmenin sancılarını çekeceğiz, belki özelleştirmede kullanılan yöntemler bazı siyasiler için yıpratıcı olacak.

Ama herkes emin olsun ki bunun sonunda hem devlet akıl almaz bir ekonomik yükün altından kurtulacak, hem de siyasiler bir satır gibi kendilerini doğrayan bu yolsuzluklar batağından kurtulacaklar.

Türkiye'de siyasetin temizlenmesi, hızlanan bu özelleştirme sürecinin ne pahasına olursa olsun tamamlanmasına bağlı.

Cesur insanlar, belki de bunun bedelini ödeme pahasına bu işi gerçekleştirecekler.

Ve bir gün tarih, onları hak ettikleri yere mutlaka oturtacak.













Yazarın Tüm Yazıları