GeriSeyahat İstanbul Yazıları
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İstanbul Yazıları

İstanbul Yazıları

Işıklar ve Deniz Dibi

Yeni doğan günün ilk ışıklarında Rumeli kıyısı pembe yaldız ve altınla ışıl ışıldır. O zaman daha Anadolu kıyısında sabah olmamıştır. Büyük yalıların sofalarında, duvarla çevrili loş bahçelerinin ağaçları altında gece hálá sinmiş durmaktadır. Anadolu kıyısı kapılarını gün ışığına geç açar.

Günün ilk saatlerinde, daha akıntı uyanmadan, loş bahçelerde yapraklar sakin iken kıyıdan denizin dibini seyretmenin zamanıdır.

Kıyılar boyunca Boğaz'da deniz dibinin manzarası yer yer değişiktir. Bazı kıyılar birdenbire derinleşir, dip görünmez. Eskiden sonsuz bir mavilik ortalara, denizin içine doğru uzanır giderdi. Bazı kıyılar sığdır. Kumsal olan yerleri de vardır. Kimi yeri de kayalar, yosunlarla basamak basamak derine uzanır. Her semtinde değişik de olsa deniz dibi, Boğaz'ın her yerinde aynı yosunlar, aynı sazlar, kayalar, aynı balıklar ve bitkilerle kendine öz bir sualtı manzarası gösterir.

Sabahın erken saatlerinde uyuyan sulara eğilip denizin dibini seyrederken insan kendini bambaşka bir dünyada bulur. Türlü boyda yosunlar oldukları yerde hafif sallanırlar. Biçimleri, renkleri ve esrarlı hareketleriyle bir masal dünyasının gerçek dışı ağaçlarına benzeyen bu bitkilerin arasında iri dip balıkları, rengarenk pulları ile lapinalar, kapkara horozbinalar, irili ufaklı kayabalıkları ve çırçırlar telaşsız fakat kararlı bir eda ile oradan oraya gider gelirler.

İnce, kahverengi ve koyu yeşil dantellerle dolanmış veya bir kaya sırtına mahalle kurmuş kocaman dip midyeleri, kabuklarını aralamışlar, sıra sıra yatarlar. İri yengeçler, dipteki masal áleminin ejderhaları gibi kayadan kayaya geçerler, midyelerin aralanmış kabuklarına kıskaçlarını ustalıkla dayayıp içlerini yemek için türlü hileler ve sinsi hareketlerle yürürler.

Bazen de denetime giden bir heyet gibi bir küme kefal veya kofana, gideceği yere ulaşmanın telaşı içinde bu sessizlik dünyasında, sanki gürültülü kentin yayaları imişler gibi hızla gelip geçerler.

Rıhtımların dibinde ise ufacık balık sürüleri, tehlikelerle dolu denizden kaçıp toprak anadan medet umar gibi, kıyıya iyice sokulurlar. (...)

(Yaşadığım Boğaziçi. İletişim Yayınları. 1999)

False