GeriSeyahat İspanya’daki Arap medeniyeti ENDÜLÜS
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İspanya’daki Arap medeniyeti ENDÜLÜS

İspanya’daki Arap medeniyeti ENDÜLÜS

Avrupa’nın üçüncü en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi, 40 milyon nüfuslu İspanya’nın 17 özerk bölgesinden biri olan Endülüs, Müslüman İspanya’ya atfen kullanılan bir kelime. Sekiz vilayetten oluşan bölgenin başkenti de Sevilla.Yüzyıllarca emir, halife ve sultanlar tarafından yönetilen Endülüs, Akdeniz ve Atlantik arasındaki konumuyla üç bin yıl boyunca İber Yarımadası’nın kültürel ve ekonomik merkezi olmuş. İspanya’daki 800 yıllık Arap egemenliği kendini dilde de göstermekte. Bugün İspanyolca’da Arapça’dan gelme birçok kelime var. Geçmişin zenginliğini bugünün şıklığıyla harmanlamış zarif bir şehir olan Sevilla; Arap medeniyetinin doruk noktasına ulaştığı Kordoba ve 1492’ye kadar sanatçıların, tüccarların ve bilim insanlarının merkezi olmuş Granada’yı görmeden ölmemek gerekiyor.Sene 711, sonradan adını taşıyacak Cebelitarık Boğazı’ndan, peşinde ordusuyla İber Yarımadası’na geçer Tarık bin Ziyad. Sonra da gemileri yakar, artık geriye dönüş yoktur. Dönmedikleri gibi 800 yıl kalır Araplar, İber Yarımadası’nda. 1492 yılı hem Arapların, hem Yahudilerin sonu olur. Evlenip güçlerini birleştiren Kraliçe İsabel ile Kral Ferdinand, paralarına ve mallarına el koydukları Yahudileri ülkeden atarken, bir tek II. Bayezid sahip çıkıp büyük bir kısmını Osmanlı topraklarına getirir. Araplara da Avrupa kıtasına veda düşer, bu sahnede. Kralla kraliçenin desteğini ve rüzgarı arkasına alan Kristof Kolomb ise Hindistan diye yola koyulup, soluğu yeni dünya Amerika’da almıştır bile...Avrupa’nın üçüncü en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi, 40 milyon nüfuslu İspanya’nın 17 özerk bölgesinden biri olan Endülüs, Müslüman İspanya’ya atfen kullanılan bir kelime. Sekiz vilayetten oluşan bölgenin başkenti de Sevilla. Yüzyıllarca emir, halife ve sultanlar tarafından yönetilen Endülüs, Akdeniz ve Atlantik arasındaki konumuyla üç bin yıl boyunca İber Yarımadası’nın kültürel ve ekonomik merkezi olmuş. İspanya’daki 800 yıllık Arap egemenliği kendini dilde de göstermekte. Bugün İspanyolca’da Arapça’dan gelme birçok kelime var, özellikle de ‘Al’ ile başlayan sözcükler: Alkazar, kasırdan geliyor, saray anlamında. Alkala kalenin bizdeki karşılığı. Mezquita’yı da mescit ve cami yerine kullanıyorlar. SEVİLLA: DON KİŞOT’UN YAZILDIĞI YERGeçmişin zenginliğini bugünün şıklığıyla harmanlamış zarif bir şehir Sevilla. Guadalquivir nehri üzerinde yer alan Arapların Izvilla’sı İspanyolca’ya da Sevillala (İspanyollar iki ‘l’ yan yana gelince ‘y’ okuyorlar.) olarak geçmiş. Şehir o kadar güzel ki birçok sanatçıya da ilham kaynağı olmuş. Ünlü ressamlar Murillo ve Velazquez burada eserler vermiş, Cervantes Don Kişot’u Sevilla Hapishanesi’nde yazmış. Carmen (Bizet), Sevilla Berberi (Rossini), İspanyolca adı Don Juan olan Don Giovanni (Mozart), Fidelio (Beethoven) bu şehirde geçen operalardan aklıma ilk gelenler. Amerika’nın keşif seferlerinden üçünün başlangıç yeri olan Sevilla, bugün 750 bin nüfuslu bir kültür merkezi.KORDOBA: BİLİM VE KÜLTÜRÜN BEŞİĞİArap medeniyetinin doruk noktasına ulaştığı Kordoba, 10. yüzyılda 300 camisi, muhteşem sarayları, hamamları ve çok gelişmiş şehir planlamacılığıyla Avrupa’nın en modern, aynı zamanda da en kalabalık şehri unvanlarını almış. Yetiştirdiği Müslüman ve Yahudi alimlerle bilim ve kültür dünyasına inanılmaz katkılarda bulunmuş. Hıristiyanların ‘parçala ve ele geçir’ yöntemiyle geri aldıkları Kordoba, Romalılar döneminden başlayan tarihi ve kültürel mirasıyla İspanya’nın en çok turist çeken yerlerinden biri. GRANADA: NARA BENZEYEN GÜZEL ŞEHİRSırtını Sierra Nevada dağlarına dayamış olan Granada 1492’ye kadar sanatçıların, tüccarların ve bilim insanlarının merkezi olmuş. Hıristiyanların hakimiyetinde ise Rönesans’ın görkemi sarmış tüm şehri. Adının coğrafi şekli dolayısıyla benzediği nar meyvesinden geldiği rivayet olmakta. Şehrin en önemli iki meydanı Bib-Rambla ve Nueva. 30 kilometre gidince kendinizi kayak merkezinde, 60 kilometre uzaklaştığınızda da Costa del Sol (Güneş Sahili) olarak adlandırılan bölgede, Akdeniz’in sıcak sularında buluyorsunuz. Elhamra Sarayı yıllarca İspanya’nın en çok ziyaret edilen tarihi yeri unvanını geçtiğimiz senelerde Barcelona’daki La Sagrada Familia (Kutsal Aile) Katedrali’ne kaptırmış. Geniş bulvarları, katedrali, iyi korudukları Arap dönemine ait eserleriyle İspanya’da görülmesi gereken şehirlerden biri Granada...Sene 2004, Endülüs’te Arapların dönemi çoktan kapanmış ve sadece izler kalmış uygarlıklarından geriye. Tarık’ın yaktığı gemilerse asırlar sonra Kraliçe Sezen’in şarkısında hayat bulmuş ve radyodan ‘Ne gemiler yaktım, ne gemiler yaktım’ diye yankılanmakta. Siz gemileri yakmayın, en azından bir tanesi yedekte kalsın. Belli mi olur, belki bir gün dönmek gerekebilir!
False