İrlanda sorununda sonun başlangıcı

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Dublin-Belfast

Belfast. Kısa süre öncesine kadar patlayan bombalar, acı ve göz yaşlarını çağrıştıran bu kent, salı günü değişim isteğinin dinamiğini gözler önüne seriyordu.

U-2'nun solisti Bono, Lagan ırmağına bakan konser salonunda ‘‘Barışa bir şans tanı’’yı söylerken, iki bin kişilik genç kalabalık sadece ona eşlik etmiyor yürekten bir temenniyi de haykırıyorlardı.

‘‘Şimdi hepimiz aynı şeyi söylüyoruz. Barışa bir şans tanı!’’

Konser, tarihi bir buluşma ile başladı. Bono, Kuzey İrlanda'lı katoliklerin üçte ikisini temsil eden Sosyal Demokrat İşçi Partisi Lideri John Hume ile bölgenin en güçlü ve en büyük Protestan Partisi Lideri David Trimble'ı sahneye çağırdı. Biri milliyetçi, bağımsızlık yanlısı, öteki İngiliz yönetiminin devamı için savaş veren iki lider Bono'nun Konseri'nde barış mesajları verdiler.

30 Ocak 1972'deki Kanlı Pazar olayları sırasında ölen 13 kişi arasında Hume'un çok yakın bir arkadaşı da vardı. Protestanlar tarafından İRA'nın siyasi örgütü Sinn Fein'e destek vermekle suçlanan Hume, barıştan başka çıkar yol olmadığını o gün anlamış ve ondan sonra barış için çalışmaya başlamıştı.

Protestanların lideri Trimble ise, silahların teslimi şartına sırt çeviren Sinn Fein'e güvenmediğini her fırsatta tekrarlasa da, halkının kaderini değiştirmek için barış masasına onlarla birlikte oturmayı reddetmemişti.

Bugün halkın onayına sunulan barış anlaşmasının altında imzaları olan bu iki lider ‘‘Barışa evet’’ kampanyasında ilk kez aynı sahnede karşılaşıyor, el sıkışıyor ve yüzyılların biriktirdiği kinlerin üzerine barış tohumları serpiyorlardı.

Hume, taraftarlarını iyimserliğe ve geleceğe bakmaya çağırırken, Trimble da Protestanlara ‘‘Oyunuzu sadece kendiniz için değil, çocuklarınızın, torunlarınızın geleceği için kullandığınızı unutmayın’’ mesajı veriyordu.

O sırada, arkadaşlarıyla konseri izlemeye gelen Aoibhim Higgins adlı küçük kızın ağzından, ‘‘Bugün tarihi bir gün. Bu günü göreceğim hiç aklıma gelmemişti’’ sözleri dökülüyordu.

* * *

BELFAST'taki konserden barış mesajları yükselirken, Anlaşma'nın önemli aktörlerinden olan İrlanda Cumhuriyeti Başbakanı Bertie Ahern, Dublin'deki görüşmemizde, ‘‘Yıllardan beri barış görüşmelerine katıldım, yürüyüşlerde yer aldım, dilekçeler imzaladım. Ama bugün ilk kez barış şansını yakalıyoruz’’ diyordu.

3 milyon 621 bin kişilik nüfusunun yüzde 98'i Katolik olan İrlanda Cumhuriyeti'nin Tişık'ı (İrlandalılar kendi dillerinde Başbakana Tişık diyorlar ve İngilizce Prime Minister denmesini istemiyorlar) bu başarının altında tüm tarafların üzerine düşen fedakarlığı yapmaya hazır olmalarının yattığını vurguluyordu.

Tişık, ‘‘Biz barış için en kutsal saydığımız haklarımızdan feragat ettik’’ derken, 1921 yılında bağımsızlığını kazanan ülkesinin Kuzey İrlanda'da hak iddia eden maddeleri Anayasa'dan çıkarmayı kabul ettiklerini kast ediyordu.

Bunun gerekçesini de şu sözlerle açıklıyordu:

‘‘Barış ve uyum için bunlardan vaz geçmemenin mümkün olmayacağını anladık. Barış için dengeli fedakarlıklarda bulunduğumuza inanıyoruz. Karşımızdakilerin de bu adayı daha iyi daha barışçı bir hale getirmek için kendi anlayışlarından fedakarlıklar yaptıklarını düşünüyoruz. Çocuklarımızın, bu günleri kötü günlerin sonu olarak hatırlamaları için bunları yapıyoruz.’’

* * *

BELFAST Anlaşması, İngiltere ve İrlanda Cumhuriyeti'nin Kuzey İrlanda üzerindeki hak iddialarından vaz geçmeleriyle mümkün oldu. Bu ise sadece bir fedakarlık değil, her ikisi de Avrupa üyesi olan bu ülkelerin Kuzey İrlanda yükünden kurtulmayı istemelerinden kaynaklanıyor.

Protestan Sendikacı Sam Mc Aughtry ise ‘‘Protestanlar bu anlaşma ile Kuzey İrlanda'nın İngiltere'den kopup İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesinden korkmuyorlar mı?’’ soruma ‘‘Eğer öyle bir şey olursa İrlanda Cumhuriyeti ekonomik iflasa sürüklenir. Kuzey İrlanda İngiltere'den ekonomik nedenler yüzünden kopamaz’’ cevabını veriyor.

Hesaplar farklı ama her iki kanattan da radikal fraksiyonlar dışında herkesin birleştiği nokta İrlanda Adası ve Avrupa'nın istikrarı için barıştan başka çıkar yol olmadığı yönünde.

Bugünkü referandum, İrlanda sorununda sonun başlangıcı olacak.

Muhaliflerden yükselen sesler, barışı inşa etmenin ona karar vermekten daha zor olduğunu gösteriyor çünkü.













Yazarın Tüm Yazıları