İranlılar ‘Jet Fadıl’ın otelinde tatil yapar mı

ANTALYA’da yaşayan gazeteci dostumuz Bülent Ecevit, önceki gün öğretmen Emsal Tayfur’la evlendi.

Haberin Devamı

Burdur’dan gelen akrabaları ve Antalyalı yakın dostları yanında Fikret Otyam ve eşi Filiz Hanım, Fazıl Say’ın menajeri Kadir Dursun’la Kundu’daki IC Hotels’de Ecevit’lerin mutluluklarına ortak olduk. CHP/DSP genel başkanlıkları döneminde, Rahşan Ecevit’in uyarısı nedeniyle haberlerindeki imzasını ‘B. Ecevit’ diye yazmak zorunda kalırdık. Pek az kişi bilir bunu.
Otelde çok sayıda İranlı turist vardı. Nevruz dolayısıyla 15 gün içinde otele 600’e yakın turist gelmiş. Bu sezonda ilk kez bu kadar yoğunluk, turizmcileri şaşırtmış... İlk üç ayda, sayı küçük olsa da % 50’lik bir artışa tekabül ediyor.
Türkiye’nin iyi bir sezon geçireceği söylenebilir. Zaten geçen ay Berlin ve Moskova’daki turizm fuarlarında bunun işaretleri alınmıştı. Kent merkezindeki esnafın memnun olduğunu da ekleyelim. İranlı turistler o kadar mutluydular ki... Genellikle Batılı turistlerden pek farkı yoktu, tatil giysileriyle... Kadınların çoğunun başı açıktı. Evli ya da sevgili olan çiftlerin diskoları çok sevdiklerini de söyleyelim. Yalnız ortada el ele tutuşmak yok. İranlıların uçakları direkt Antalya’ya inmiyor, Adana ve Gaziantep üzerinden Antalya’ya geliyorlarmış.
Bir gün önce İran’dan dönen bir Türk işadamına “Fadıl Akgündüz’ün sahibi olduğu söylenen Didim’deki ünlü ‘tesettür oteli’ Caprice gibi otellerde tatil yaparlar mı?” diye sorduk. “Hiç sanmıyorum. Antalya onlar için daha nefes alıcı bir yerdir” dedi. Bir ara yemekte yan masadaki Tebrizli bir turistle konuştuk. İran’ı sorunca bakın neler söyledi:
“Çok rahatız, mutluyuz. Eskisi gibi kadınlarımızın üzerinde görünen bir baskı yok. İstediğimiz yere gidebiliyoruz. Çoluk çocuğumuzla buradayız işte. Coğrafyanız ve deniziniz güzel; otelleriniz muhteşem... Bu mevsimde fiyatlar ucuz, fırsat oldu, geldik. Her zaman da gelmek isteriz. Bizim ekonomimiz de iyi gitmeye başladı. Türk işadamları yatırım ve ticaret için geliyorlar. Biz sizden geri kaldık, Türkiye’ye imreniyoruz.”
AHMEDİNEJAD’IN AÇILIMI
“Peki Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?” dedik. Biraz çekingen bir üslupla söyledikleri yine de ilginçti:
“Türk TV’lerden gördüğümüz kadarıyla çok saltanat var sizde. Bizim Ahmedinejad çok sakin yaşar; gösterişli değildir. Biz de israf yoktur. Tayyip Bey’i seviyoruz, çünkü İran’ı etkiliyor. Ahmedinejad Bey’in ‘açılım’ konusunda Tayyip Bey’den etkilendiğini sanıyoruz. Şunu unutmamak gerekir; İran, öyle Mısır, Tunus ve Libya gibi değildir, olamaz da... Amerika bileğimizi bükemez; Başbakanınız bize kol kanat geriyor.”
Ayrıntıya girmeye gerek yok. İranlılar, Türkiye’ye özeniyor; onlar da ülkelerinin özellikle turizm alanında gelişmesini istiyorlar. “Özellikle Türkiye ve Avrupa’daki Türkleri, İran’daki kutsal mekânlarımızı ziyarete bekliyoruz.”
‘Türkiye kapanıyor, İran açılıyor mu’ sorusunu da kimse sormasın henüz.

Haberin Devamı

Baykal ve Kılıçdaroğlu

Haberin Devamı

DENİZ Baykal, merkez ilçelerindeki turundan sonra önceki gün Antalya’nın doğusunda (Mersin yönü) Gazipaşa ve Alanya’da seçim çalışmalarında bulundu. Antalya’da 130 aday çıkmış CHP’den; bunlardan en az yarısı Baykal’ın gezisine katılmıştı.
Antalya’da milletvekilliği sayısı bir artarak 14 oldu.
CHP, AKP 5, CHP 5 ve MHP 3 olan milletvekili sayısında hedefini 7 milletvekili olarak koymuş.
Kemal Kılıçdaroğlu dün Antalya’ya geldi. Genel Başkan oluşundan beri üçüncü gelişiydi. Baykal, Hurma’daki atık su arıtma tesisinin açılışında bulundu sadece. Diğer toplu açılışlarda yoktu. Sohbet ve ilişkiler anlamında aralarında bir sorun yok.
Adaylar endişeli sadece. “Ne olacağını kestiremiyoruz” dedi. Milletvekili listesinin belirlenmesinde bir ‘ışık’ alamıyorlar. Genel Merkez’e gidenlere “Sayın Baykal’la konuşun” deniliyormuş. Baykal da, kendisine gelenlere “Genel Merkez bilir” diyormuş.
Pinpon topuna dönmüşler yani.
Adaylar önceki gün Baykal’ın, dün de Kılıçdaroğlu’nun peşindeydiler. Bu kadar nitelikli aday adayı için ne zor bir süreç.

Haberin Devamı

Bu sağ-sol değil ileri-geri seçimi

LİBERAL Demokrat Parti’ye (LDP) davet yapılmış.
DSP, HYP ve BCP’nin DSP çatısında solda oluşturulacak bir ittifaka katılması önerilmiş. Genel Başkan Cem Toker “Bu ittifakın barajı bırakın geçmeyi, zorlayabileceğine bile inanmakta zorlanıyorum” diyerek şunu söylemiş:
“Bu seçim bir ‘sağ veya sol’ seçimi değil, ülke için ‘ileri veya geri’ seçimidir. Bu çerçevede sağda veya solda ittifak aramak yerine DSP ve DP’nin gerçekleri görüp başı çekeceği ‘merkezde ittifak’ kararının netice vereceğine inanıyorum.”
İttifak için iki temel sorun olduğunu, ‘çatı’ için DSP ve DP’nin bunu tabanlarına izah edemeyeceklerini belirterek “Ancak LDP çatısında oluşacak DP ve DSP’yi de içeren geniş çaplı bir seçim birlikteliği barajı zorlar. Bu teklifimi, biz büyük partiyiz kompleksiyle değil, gerçekçi ve netice getirici bir öneri olduğuna inandığım için sunuyorum.”

Haberin Devamı

Sarayburnu’ndaki Atatürk heykelini perişan ettiler

GEÇEN gün Anadolu’dan bir misafirimle yolum Sarayburnu’na düştü. Sarayburnu’ndaki Atatürk’ün sanırım ilk heykelinin içler acısı haline şahit olduk. Heykelin korkulukları kırılmış, mermerler yerlerde, kaide üzerindeki sanırım Cumhurbaşkanlığını simgeleyen kabartmalar birileri tarafından sökülmüş ve en kötüsü de bir hafta değil, bir ay değil, bir yıl değil, birkaç yıldır bakım yapılmadığı anlaşılan heykel yosun tutmuş. Bu durumun unutkanlık olduğunu kimse inanmaz. Adeta heykel bilinçli olarak bu hale getirilmiş. Ayrıca oraya gelen yabancı turistlerde var. Onlar, bu heykelin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna ait olduğunu duyunca ne düşünüyorlardır acaba? Daha üzerinden bir asır dahi geçmeden bir milletin, bağımsızlık savaşının en önemli kahramanı ve devletin kurucusuna gösterdiği bu vefasızlığın dünyada başka bir örneği sanırım yoktur. Bu heykelin bakım ve temizliğinden hangi kurumlar sorumludur, çok merak ediyorum.     Erdoğan ÇİMENLİ

Yazarın Tüm Yazıları