İnsüline son!...

ALMANYA’da Giessen Üniversitesi Göçmen Sağlığı Bölümü ile Türk Alman Sağlık Vakfı (TASV) Başkanı Dr. Yaşar Bilgin’in başkanlığında bir heyet önemli bir tıbbi araştırmanın görüşmeleri için geçen hafta İstanbul’a geldi.

Haberin Devamı

Heyette bulunan Giessen Üniversitesi’nden Endokrin Bölümü Başkanı Prof. Dr. Thomas Linn, Berlin Humbolt Üniversitesi’nden ve aynı zamanda Alman Bilim Bakanlığı eski Müsteşarı Prof. Dr. Joachim Felix Leonhard, Malatya İnönü Ünversitesi Tıp Fakültesi’nden fahri Profesör Klaus Sinterhauf, Alman Max Planck Bilimsel Enstitüsü’nden Dr. Felix Engel, gelir gelmez İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ile bir toplantı yaptı.

İstanbul Erkek Lisesi mezunu olan Prof. Söylet, ihtisasını da Almanya’da yaptığı için akıcı Almancasıyla misafirleri etkilemiş. Heyet ile akşam biz de İstanbul Üniversitesi’nin Baltalimanı’ndaki tesisinde sohbet ettik. Sohbette İstanbul Üniversitesi DETAE Direktörü Prof. Dr. Uğur Özbek’ten başka Kadir Topbaş’ın danışmanı Prof. Dr. Erman Tuncer de bulundu.

Halk dilinde şeker hastalığı dediğimiz Diabetes Mellitus adı verilen hastalığın tedavisi konusunda çığır açacak bir ortak proje için Türkiye’ye gelmeleri, önemli bir gelişme sayılıyor. Türk doktorlar “Çok heyecanlı bir proje” dediler; Avrupa Birliği de destekliyormuş projeyi... Bilimsel çalışmalar sonucu elde edilecek başarı ‘Type 1’ şeker hastalığına son verecek. Hastaların ömür boyu insülin iğnesi yapması sona erecek.

ÇARESİ YOKTU

Dr. Bilgin “Dünyadaki insanların %2’si bu hastalıktan mustarip. Şimdilik çaresi yok. Bu hastaların pankreasları insülin üretmediği için bu dışardan veriliyor. Normal sağlıklı bir insanın pankreası vücuttaki şeker miktarını ölçüp insülin salgılıyor. Eğer pankreas bu görevini yapamazsa dışardan müdahale ile insülin vermek gerekir. Düşünün, küçük bir hasta çocuğu. Her gün kan alınıp şeker ölçülecek ve dışardan verilecek insülin miktarı tespit edilip deri altına zerkedilecek. Bu da ömür boyu sürecek. İşte biz buna son vermek için bu araştırmayı başlatıyoruz” diyor.

Araştırma Almanya’da Giessen, Marburg Üniversiteleri, Max Planck Enstitüsü, İstanbul DETAE/DİYAM (Diyabet Uygulamaları Araştırmaları Merkezi), İstanbul, Bursa Üniversiteleri tarafından ortaklaşa yapılacak. Bu araştırmada insanların kendi hücresinden insülin üreten bir hücre meydana getirilip hastaya verilecek. Böylece pankreas yeniden görevini yapar hale getirilecek.
Hasta artık insüline bağlı olmaktan kurtarılacak.

ÇALIŞMALAR BAŞLIYOR


Önceki gün Türk ve Alman heyetler arasında mutabakata varılmış. Şimdi 5 Mayıs’ta imzalar atılıp çalışmalara start verilecek. Profesörler zaten araştırmaların başladığını işaret ediyorlar ama hastaları da birdenbire yanıltmamak için temkinli konuşuyorlar. Profesörlerin anlattıklarından anlaşılıyor ki bu Türk-Alman bilim adamlarının ortak çalışması tıpta çığır açacak.
Bilgin’in söylediği şu söz dikkat çekiciydi:
“Almanya ile ilişkilerimizde hep harp, PKK, terör, kriz gibi konular yerine bilimsel çalışmaları öne çıkartmak lazım. İşte biz onu yapıyoruz.”

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ
“CHP’de iç kavga yok. Kurultay için imza verenler ne Sav’cı ne Baykal’cı... Genel Merkez’den tek bir isteğimiz var, o da parti örgütüne sahip çıkmalarıdır.”
(Berhan Şimşek)

Haberin Devamı

Lefter’e vefasızlık

CHP İstanbul İl Genel Meclis üyeleri Ali Cemal Kimverdi ve Erhan Girgin, bir önerge ile Büyükada’da Maden bölgesindeki metruk bir alana bir spor tesisi yapılarak Lefter Küçükandonyadis adının verilmesini istediler.
CHP’liler 2007 yılında da Ali Cemal Kimverdi’nin önergesiyle bu talebi gündeme getirmiş ancak AKP’liler dikkate almamışlar. Yeni önergede, Milli Emlak, Ataşehir’de Manolya Eğitim Kurumları’na binlerce metrekarelik araziyi devrederken, Lefter adına böyle bir öneriye neden duyarsız kalındığı sorulmakta ve “Lefter sağken, dönemin Valisi Muammer Güler de, FB’li bazı yazarlar da duyarsız kaldı, Lefter öldü, timsah gözyaşları döküldü. Çözüm:
Milli Emlak, mülkiyet devrini ya da tahsisini İl Özel İdaresi’ne veya Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne devredebilir. Biz defalarca Milli Emlak Müdürlüğü’ne sorduk, dikkate alınmadık” deniliyor.

LEFTER CHP’Lİ ÇIKTI

Bu arada ilginç bir şey öğrendik; Lefter 1969’daki yerel seçimlerde CHP İstanbul Belediyesi Meclis üyesi seçilmiş. Ancak daha sonra istifa etmiş... Ancak eski CHP’lilerden, AP’den Dr. Fahri Atabey’in belediye başkanı olduğu seçimde, Lefter’in Beyoğlu, Fatih ve Adalar’dan hangi bölgeden seçildiğini tam olarak tespit edemedik.

Haberin Devamı

‘Yok kanun, yap kanun!’

MİT Başkanı’nı özel yetkili savcının elinden kurtarmak için, MİT Kanunu’nda değişiklik yapan kanun teklifi hazırlanmış, Adalet Bakanı da daha kapsamlı bir değişiklik gerektiği değerlendirmesinde bulunmuş..
Sonuç olarak yeni kanunlar yolu ile ‘zevahiri’ kurtarmaya çalışıyorlar.
Daha önce Şike Kanunu çıkarıldı ve hiçbir tatbikat sonucu görülmeden başka bir kanunla değiştirildi. (Dünyada nadir kanun yapma örneklerinden biri!) Şimdi de bu kanunlar, zülfüyare dokununca gelsin kanun değişikliği...
Bu zihniyet, İttihat ve Terakki’nin “Yok kanun, yap kanun!” zihniyetidir.
Bu iktidar ve onu ileri demokrasi adına destekleyenler, İttihat ve Terakki zihniyetini yıllardır eleştiriyorlar.
Geldikleri noktaya bakarsak ittihatçıların ahı tuttu gibi gözüküyor.    S.Ö.

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

- EROL Ekinci’nin (Genel-İş) Genel Başkanlığa, Adnan Serdaroğlu’nun (Birleşik Metal-İş) Genel Sekreterliğe seçildiği DİSK Yönetim Kurulu’nun Celal Ovat (Gıda-İş), Alaaddin Sarı (Lastik-İş), Metin Ebetürk (Sosyal-İş), Ali Rıza Küçükosmanoğlu (Nakliyat-İş), Muzaffer Subaşı (Tekstil), İsmail Yurtseven (Genel-İş) ve Ergün Tavşanoğlu’dan (Tümka-İş) oluştuğunu; bu arada dün 45. yılına giren DİSK’ten yapılan açıklamada “DİSK tarihi, demokrasi mücadelesi tarihidir. DİSK özgür, demokratik, sosyal, bağımsız bir Türkiye umududur!” denildiğini...
- BÜYÜKÇEKMECE’de devam eden yat limanı inşaatının Kıyı Kanunu’na uygun olmadığı  iddiaları üzerine Kent Şurası’nın Kaymakamlığa bir dilekçe vererek inşaatın durdurulmasını istediğini...

Yazarın Tüm Yazıları