İnsani tüpgaz

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Yirmi yıl oluyor, gazeteciliğe ilk başladığım dönemdi ve Demirel'in ‘Milli Cephe’ hükümetiyle IMF arasında Paris'te sürdürülen müzakereleri izliyordum. Şairin tabiriyle Türkiye'de ‘cep delik, cepken delik’; henüz ‘abi’likten ‘baba’lığa terfi etmemiş AP liderine göre ise ülke ‘yetmiş sente muhtaç’, dolayısıyla ‘La Muette’ şatosundaki pazarlık müthiş önem arzediyor.

Eğer ‘Uluslararası Para Fonu’ Ankara'nın sunduğu plana ‘yeşil ışık’ yakıp borç ihsan eylemeye karar verirse bizim ev hanımlarımız da nihayet yakacak tüp gaz bulabilecek. Aksi takdirde yandı gülüm keten helva. Mangal kömürüne talim.

Binaenaleyh bütün ülke IMF temsilcisinin ağzından çıkacak laflara bakıyor.

Maazallah, hazret yellense bizim basında manşete oturuyor.

Çaylak gazeteciyim ya, haber atlamamak için benim de eteklerim tutuşuyor.

* * *

WOODVARD mıydı, Woodwilck miydi, yoksa başka bir karın ağrısı mıydı, geçmiş gün, şimdi adını hatırlamıyorum ama statüsü icabı ne kokar, ne bulaşır cins bir portre çizen bu Amerikalı temsilci ise böyle ön plana geçmekten pek şaşkın...

Hiç bir yönetici sıfat taşımayan ve alt tarafı iyi bir ekonomi teknokratı olmaktan öteye gitmeyen Mister Fişmekan kahve molası için pazarlık salonundan dışarı çıkıp biz Türk basın mensuplarının hücumuna uğradığında, üstelik elimizdeki ceridelerde kendi karikatürlerini gördüğünde tekrar içeri kaçıyor.

Unutmayın yıllar yetmişlerin sonu ve ‘Kahrolsun IMF’ sloganları Türkiye'de yeri göğü inletiyor. Washington'daki mangır kurumu en korkunç öcü addediliyor.

IMF, Amerikan emperyalizmi ve onun iktisadi dayatmalarıyla özdeşleşiyor.

* * *

ASLINDA bunda önemli ölçüde doğruluk payı var.

Çünkü IMF'nin kemer sıkma reçeteleri hemen hiç bir zaman değişmiyor.

Çok genel hatlarıyla, devalüasyon; artı yüksek faiz; artı reel kur!

Tabii bu durumda gelsin işsizlik, gelsin pahalılık, gelsin çalkantı...

Pirincin taşını ayıklamak, yani toplumsal kaos ve sosyal eşitsizliklerin üstesinden gelmek söz konusu reçeteyi uygulayacak milli hükümetlere kalıyor.

Ruhsuz istatistikleri ‘La Muette’ şatosunda denetleyen ve Londra Ekonomi Okulu'nda öğrenilmiş soyut iktisat teorilerini İstanbul varoşları pratiği için öngören temsilcinin sırtında yumurta küfesi yok, o şartlarını dikte ettiriyor.

Sıkıysa da uyma, Ümraniye sakini Hatçanım ocağın altına tüpgaz bulamıyor.

Yirmi yıldır ya bizzat, ya da medyadan izliyorum, IMF politikaları hiç ama hiç değişmiyor ve bu politikalar ekonominin insani boyutunu tamamen ıskalıyor.

* * *

FAKAT o ne, galiba şimdi değişiyor! Çünkü baksanıza, hafta sonu Londra'da toplanan ‘Yedi Zenginler’ maliye bakanları oturumuna gönderdiği mesajda Bill Clinton aynen şöyle dedi:‘Dünya ekonomisine insaniyet getirmek gerekiyor’.

Tilt!..Good morning Mister President!..

Ve IMF Başkanı Michel Campdessus, size de bonjur mösyö!..

Geç ve güç olsa da nihayet biraz anladınız. Bir nebze uyandınız.

Asya krizinde uyguladığınız siyasetlerin yanlışlığını; Rusya'da mafyaya kaptırdığınız paraların devasalığını; Latin Amerika'da seyrettiğiniz buhranın suniliğini görerek eski formüllerle işlerin çözümlenemeyeceğini kavradınız.

‘Uluslarası Para Fonu’na doksan milyar dolarlık yeni kaynak buldunuz ve bunu dağıtırken kurumun artık daha ‘insani’ davranması görüşünü benimsediniz.

Sosyal uçurumu derinleştiren ve ‘bırakınız yapsınlar’ laçkalığını pekiştiren ultra-liberal siyasetlere fren koymak gerektiğini farkettiniz.

Dileyelim ki, bu yeni ve olumlu yaklaşımınız kalıcı olsun!

Ve yine dileyelim ki, artık hiçbir ülkenin gazetecisi kıçı kırık bir IMF memurunun arkasından deli danalar gibi koşmasın ve hiçbir ülkenin halkı onun iki dudağı arasından çıkacak sözlere göre tüpgaz stoğu yapmasın.



Yazarın Tüm Yazıları