İnşallah akıllanırlar

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Yıllardır süren bir tartışmaya noktayı, Karlsruhe İdare Mahkemesi koymuş.

Tartışma biliyorsunuz tüm tarihi ‘‘ayrımcılık’’la geçen Avrupalılar'ın ‘‘Türkler de Türkiye'de yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarına karşı ayrımcılık yapıyordur’’ önyargısından kaynaklanıyordu.

Öyle ya... Kişiyi kendin gibi bilmek diye bir deyim var. Onlar yüzlerce yıl boyu sömürgelerinde ve kendi topraklarında yaşayan başka kökenli insanlara nasıl davrandılarsa bizim de öyle davranmış olmamız gerektiğini varsayıyorlardı.

Ama yine de ‘‘evrensel insan hakları’’ adına konuşuyorlardı.

İşte Karlsruhe Mahkemesi, Batı dünyasındaki politikacıların, yazarların ve resmi çevrelerin önyargılarla inşa ettikleri bu kuleyi, Almanya'ya iltica etmek isteyen ve gerekçe olarak ‘‘Ben Kürt kökenli olduğum için Türkiye'de eziliyorum’’ türünden bir iddia ileri süren bir uyanıkla ilgili kararıyla yıkıverdi.

Mahkeme kararında şöyle dendiği bildiriliyor:

‘‘Türkiye'de sadece PKK'yı destekleyen ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin temel prensiplerine karşı çıkan kişiler takibata uğramaktadır. Bu kişilerin durumları incelendikten sonra haklarında işlem yapılmaktadır. İltica isteminin kabulü için Kürt olmak yeterli değil. Kürt kökenli Türk vatandaşları özellikle Türkiye'nin Batı bölgelerinde hiçbir takibata uğramamaktadır.’’

Yıllardır bizim söylediğimiz de bu idi. Ama başta Almanlar olmak üzere kimseye bu gerçeği kabul ettirmek mümkün olmuyordu.

Ve insan haklarının evrensel değerler olduğu gerekçesiyle, her fırsatta karşımıza çıkıp Türkiye'yi kınıyorlardı. O kadar ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a 1995 Mart ayında yaptığı harekâttan itibaren ellerine ne zaman fırsat geçse, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri şu kadar (PKK militanı değil) Kürt öldürdü’’ diyorlardı.

Çünkü kavgaları önce Türkiye'deki ‘‘ulus devlet’’leydi.

Oysa Türkiye'de insanların etnik kökenine bakılmaz. Türkiye devleti örneğin Almanya veya Yunanistan'da olduğu gibi ‘‘Alman’’ yahut ‘‘Yunan’’ kanından gelmeyi bir ayrıcalık saymaz. İnsanlar burada eşittir. Uygulamada aksama olsa bile bu etnik köken farkı yüzünden değil, devlet makinesindeki bozukluğun şu veya bu kişiyi mağdur etmesinden olur. Yani eksik ve kusur herkes için geçerlidir.

Gerçek bu kadar açık iken yıllarca Türkiye'ye iftira ettiler.

Devletin resmi güçleri hiç mi hata yapmadı? Masum insanlar hiç mi mağdur edilmedi? Örneğin Güneydoğu Anadolu'da sivil halka hiç mi kötü muamele yapılmadı?

Hiç kimse bunlar olmadı diyemez.

Kaldı ki, Türkiye'nin insan haklarıyla ilgili eksikleri sürüp gitsin diyen de yok. Tam tersine, eksiklerimizin davacısı onlardan önce bizleriz.

Ama bunlar olduğu zaman mağdur edilen insanın hak arama yolu açıksa siz artık o devleti suçlayamazsınız. Nitekim bu olaylarda mağdur olanlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruyorlar ve haklarını alıyorlar.

Daha ne istiyorlar Allahaşkına?

Yazarın Tüm Yazıları