İngilizler 'baba' Hakan'ı kutladı

Güncelleme Tarihi:

İngilizler baba Hakanı kutladı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2000 00:00

Haberin Devamı

Bugünkü tarihi maç öncesi Galatasaraylı futbolcular da, Fatih Terim de kendilerinden emin. Hakan Şükür ise oldukça sakin, dizlerinin üstünde laptop'u var. Neye baktığını bizden gizliyor, ama büyük olasılıkla 4 gün önce doğan bebeğinin fotoğraflarına bakıyor. Web sitesine İngilizler’den bile kutlama mesajı yağmış...

GALATASARAY'ı Leeds'e götüren özel uçağın en popüler kişisi Teknik Direktör Fatih Terim. Futbolcular kendilerine ayrılan arka koltuklarda sakin sakin otururken Fatih Hoca, bir koltuktan diğerine oturarak uçaktaki basın mensuplarının sorularını yanıtlıyor.

Hep merak etmişimdir. Çok önemli bir maçın 24 saat öncesi nasıldır? Sahaya çıkmadan bir saat öncesi nasıldır? Futbolcular ne hisseder, teknik direktör ne düşünür? Fatih Hoca'ya soruyorum:

‘‘Leeds maçına 30 saat var... Bundan sonrası nasıl geçecek?’’

‘‘İner inmez sahaya gidip antrenman yapacağız. 45 dakika bir saat kadar...’’ diyor Terim. Daha sonra otele dönülecek, yemek yenilecek. Genel olarak böyle günlerde takım, Fatih Terim'in hazırladığı bir taktik bandı izliyor. Ama bu sefer öyle olmayacak. Fatih Terim gece futbolcuların Şampiyonlar Ligi maçlarını izleyeceğini söylüyor. Dolayısıyla kasetin izlenmesi bugüne kalıyor. Sonra oyuncular için rahat zaman... 24'e doğru uykuya çekilecekler.

OTELDE MAÇ TAKTİĞİ

Fatih Terim ise odasında çeşitli maç kasetleri izleyecek. Çıkıp tek başına uzun yürüyüşler yapacak. ‘‘Son gece çok az uyurum. Son günlerde zaten çok az uyudum’’ diyor.

Bugün ise takım erkenden uyanacak, kahvaltı edecek, antrenman yapacak ve Fatih Terim'in hazırladığı taktik kaseti izleyecek. Terim, belki ikili üçlü gruplar halinde sporcuları odasına çağırıp konuşacak. Fatih Hoca, ‘‘Kaldığımız Golf Oteli, çok uygun... Belki hepsini sahadaki pozisyonlarına göre dizip bir taktik çalışması yaparım’’ diyor.

Peki ya maçtan önceki son bir saat...

‘‘Maça bir saat kala her şey bitmiştir’’ diyor Terim. ‘‘Sporcular masajlarını yaptırırlar, hazırlanırlar sahaya çıkıp ısınırlar.’’

O arada Hoca'nın bir telkini tavsiyesi olmuyor mu?

‘‘Son sekiz dakika benimdir’’ diyor Terim. ‘‘Maçla ilgili söyleyeceğim en önemli şeyleri işte o zaman söylerim...’’

HAKAN, RESİM BAKIYOR

Terim bunları anlatırken, Galatasaraylı futbolculara bir göz atıyorum. Taffarel ve Hagi başlarını kaldırmadan kitap okuyorlar. Popescu, gazete ve dergilere gömülmüş. Hakan Şükür'ün dizlerinin üzerinde laptop'u var. Harıl harıl bir şeyler yapıyor. Aile resimlerine bakıyormuş... Ama o resimleri göstermiyor. Büyük olasılıkla 4 gün önce doğan bebeğinin fotoğrafları. Web sitesine İngilizler'den bile kutlama mesajları yağmış. Okan, elinde bir kamera, gazetecilere nispet çekim yapıyor. Emre ve Suat şakalaşıyorlar. Ümit ile Ergün ise hafif hafif kestiriyorlar.

* * *

Fatih Terim'e ‘‘Not tutuyor musunuz?’’ diye soruyorum. Yaklaşık 10 yıldır tuttuğunu söylüyor. Ankaragücü, Milli Takım ve Galatasaray'da geçen son yılların hepsini günbegün kayda geçirmiş. Bunları kitap yapacağını söylüyor.

AĞAR'DAN ECEVİT ANILARI

Uçakta sporcular, Galatasaray yönetimi, teknik ekip ve özel tim dışında özel bir yolcu var. Mehmet Ağar... Ağar'la sohbetimizin konusu elbette politika... Söz dönüp dolanıp Başbakan Ecevit'e geliyor. ‘‘Peygamber gibi bir adam’’ diyor Ağar, Ecevit için... ‘‘Kendisine çok özel sevgim saygım var.’’ Ağar, Ecevit'le ilgili çok ilginç iki anısını anlatıyor.

1988 yılında Ecevit bir parti gezisi için Ankara dışına gidecek. Ancak partinin minibüsü bozuluyor. DSP'de para olmadığı için hemen arıza giderilemiyor. Ağar o sırada Ankara Emniyet Müdürü. Kendi makam otomobilini üzerindeki telsiz ve telefonlarını sökerek Ecevit'e gönderiyor. Ecevit, koruma müdürünün yakın bir arkadaşından geldiğini sandığı bu arabanın Ağar'ın makam otomobilili olduğunu hálá bilmiyormuş. İkinci anısı 1993'te Emniyet Genel Müdürü olduğu döneme ait. Ağar; Güneydoğu sorunu, koruculuk, PKK hakkında bilgi vermek üzere Ecevit'i TBMM'deki odasında ziyaret ediyor. Tam anlatırken Ecevit bir ara büyük bir nezaketle, ‘‘Size bir şey sorabilir miyim’’ diyor. Ağar, gelecek her türlü soruya hazırlıklı ve Ecevit ‘‘Sigaranız var mı’’ diye soruyor. ‘‘Hanım pek müsaade etmiyor da...’’

* * *

Ekibimizin sporla uzaktan yakından ilgisi olmayan tek kişisi Başyazarımız Oktay Ekşi. Son maçına 39 yıl önce gitmiş. Ama ne maçı olduğunu hatırlamıyor bile... Bir ara bana dönüp sıkı sıkı tembihliyor:

‘‘Nurcan bana mukayyet ol. Liverpool gol atınca yanlışlıkla alkışlamayalım...’’

Ve bunun üzerine bir kahkaha tufanı kopuyor.

* * *

Son sorumuz yine Fatih Terim'e... ‘‘Maçın sonucu ne olur?’’ ‘‘Ben skor hakkında hiçbir zaman tahminde bulunmam’’ diyor Terim... ‘‘Ama Kopenhag'a biz gideriz...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!