IMF'nin acil yardımı

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Krizde olmayan Türk ekonomisi için IMF'den acil yardım istenileceğini Başbakan Ecevit, Financial Times'a söylemiş!

Oysa Ecevit'in ortağı olduğu 55. hükümetin purolu bakanı daha düne kadar dünyadaki bütün iktisat erbabına hızlandırılmış ekonomi kursu açmış, Türkiye'nin krizi nasıl havlattığını ve de IMF'nin neler yapması gerektiğini anlatmıştı.

Zaman geçti.

Purolu bakanın iktisat derslerini sadece kendisinin dinlediği ortaya çıktı. Ve de ekonomiyi krize sürüklemediğini varsayan 55. hükümetin yetkilileri ‘‘IMF'den 15 milyar gelirse işler düzelir'' demeye başladılar. Oysa her şeyin yolunda gittiği iddiasındaydılar.

Hatırlanacaktır, Mesut Yılmaz da bu koroya basbariton olarak katılmış ama ‘‘Ben miktar telaffuz etmedim'' diyerek kendisine atfettiği ciddi devlet adamlığı ilkelerine sadık kalmayı da ihmal etmemişti!

Bugün 56. hükümetin Başbakanı Ecevit, yüksekten sallamak yerine daha gerçekçi konuşuyor. ‘‘IMF'den acil yardıma ihtiyaç var, ancak IMF'nin isteyeceği ekonomik reformları parlamentonun onaylayacağını sanmıyorum'' diyor.

‘‘Acil yardım isteyeceğiz'' cümlesi ilginç.

Çünkü bildiğimiz kadarıyla IMF, rezervleri tükenen merkez bankalarına ağır şartlarla borç verir; ülkenin parasının değer kaybına karşı destek sağlar. Ya da bir ülkenin dış piyasalardan borçlanabilmesi için gerekli şartları zorlar. Bir anlamda mali polislik görevi yapar. IMF ile yapılan bu alaşmaların halk dilindeki adı ‘‘acı reçete''dir.

Kısaca bir paket açılır.

Paketin kurdelesi çözülürken köşelerden ‘‘Bu kaçıncı paket'' yazıları patlar. Aslında açılan paketin anlamı ücretlinin yediği kazıktır. Geçmiş yönetimlerin hataları çalışana fatura edilir.

Muhalefet iki demeç patlatır.

İktidar ‘‘tarihi anlaşma'' der.

Boş zamanlarında merkez sağın liderliğine soyunan bir zat ile sivil inisiyatifçilik oynayan sendikalar pakete kızmış gibi görünürler.

Sonra hayat normal seyrine girer.

Şimdi IMF'den istediğimiz acil yardım nedir?

Anımsayacağınız gibi purolu bakan hızlandırılmış ekonomi dersleri verirken IMF'yle tarihi anlaşmalardan birini daha gerçekleştirmişti. Ama başarılarını saya saya bitiremediğimiz yolsuzluktan düşürülmüş 55. hükümet, bu programı sonuna kadar götüremedi. Bunu da ‘‘Asya gribi geldi der gibi Rusya krizine'' bağlayıverdi.

Şimdi başarılı ekonomi yönetiminin bıraktığı noktada Rus gribinden bankalar batıyor, piyasalar allak bullak! Ve de IMF'den acil yardım bekleniyor.

Önce bu kadar iyi ekonomi nasıl acil yardıma muhtaç hale geldi?

İstenen acil yardım nedir? Neden 15 milyar dolar kaynak gerekiyor? Diyelim ki bir hayırsever 15 milyar doları verdi, sonuç ne olacak?



Yazarın Tüm Yazıları