IMF görüşmelerinin özeti

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Bir IMF müzakeresi daha tamamlandı, yine somut bir şey çıkmadı.

Herşeyden önce şunu hatırlamamız gerekiyor ki; IMF'e başvurup, ‘‘Şimdi durumumuz kötü değil, ama bu enflasyon sürdürülebilir değil. Önümüzdeki dönem zora düşebiliriz’’ diye yardım isteyen biziz.

Buna karşılık IMF ‘‘Tamam ileride zora düşebileceğinizi biz de görüyoruz ama şu anda somut bir tehlike yok. Size ancak sorun olan enflasyonu sert biçimde düşürdüğünüz takdirde yardım ederiz’’ demişti.

Bu sözler, belki aynen böyle söylenmedi ama işin özeti buydu.

Görüşler karşılıklı dinlendi. Türkiye tarafı IMF'in bu isteğine ‘‘Biz kendi olanaklarımızla bunu yapamayız, ancak çok yüklü bir kaynak verirseniz bu kadar sert bir düşüşü düşünebiliriz’’ karşı isteğini getirdi.

Buna karşılık IMF'in yanıtı ise şu oldu:

- Siz, ilkönce bu kadar sert bir düşüşü yapıp yapamayacağınıza, bunun için gereken önlemleri alıp alamayacağınıza, kalıcı olması için de gerekli reformları şimdiden yapıp yapamayacağınıza bir karar verin.

Bunun üzerine bizimkiler, yine ‘‘Türkiye'nin bölgedeki stratejik konumu’’ biçimindeki klasikleşmiş bahaneyi öne sürerek, ‘‘ABD yönetiminin IMF'e baskı yapıp, yüklü para verileceği’’ni söylediler.

Üstüne üstlük bunu açıkça ve her tarafta söylemekten kaçınmadılar.

Duyduğumuz kadarıyla bizimkilerin bu görüşü de, Washington'da, geçen hafta ABD Hazinesiyle yaptıkları son görüşmelerde büyük ölçüde çürütülmüş.

ABD Hazinesi ‘‘IMF'e baskı yapın’’ talebine karşılık, ‘‘İlkönce IMF'le teknik olarak anlaşın, sonra gelin’’ türünden bir yanıt vermiş.

Sonuçta ABD ve IMF'in ortak tavrı şöyle ortaya çıkıyor:

- Önce ne yapmak istediğinize bir karar verin!

Sizce haklı değiller mi?

HERKES MEMNUN AMA...

Bizce bu sonuç bazı teknisyenlerin, ‘‘Şimdi IMF'le görüşmeyelim, duruma bakıp Ocak ortasında görüşürüz’’ tezini de haklı çıkardı.

Peki, bundan sonra ne olacak?

Bir yanıt vermeden, şu bilgiyi sizlere de aktaralım:

- IMF'in son görüşmelerde üzerinde durduğu senaryo; enflasyonun 1998 Nisan ayında başlayacak programla 1998 sonunda yüzde 24'e, 1999 Nisan sonunda yüzde 11'e, 1999 yıl sonunda ise yüzde 5'e indirilmesi imiş.

Yani 21 ayda enflasyon yüzde 85-90'lardan yüzde 5'e indirilecek...

Sizce bu Hükümet böylesine radikal bir karar verebilir mi?

Bizce, Hükümet IMF'i Mart sonuna kadar oyalayıp, seçim kararı çıkana kadar, mümkün olduğunca fazla dışborç sağlamaya çalışacak.

Sadece dışborç değil, içerdeki piyasaları da sakin tutup, ‘‘arabayı devirmeden, gittiği yere kadar götürmek’’ isteyecek.

İşin tuhafı, piyasalar da buna teşne...

ABD'den verilen demeçlerin, ortaya çıkan durumun herkes farkında ama kimse sesini çıkarmıyor. Bakıyorsunuz, borsa endeksi, işler çok iyi gidiyormuş gibi yükseliyor, kimse gelen tehlikeden sözetmiyor...

Bir oyundur gidiyor...

Aynen, ‘‘herkesin Susurluk olayının üzerine gidilmesi gerektiği konusunda demeçler verip, kimsenin parmağını oynatmadığı sahne’’ de olduğu gibi; ‘‘hükümete enflasyonla mücadelede destek veriyoruz’’ diyen kesimlerin çoğu, enflasyonla mücadele niyetinin kalmamasına çok seviniyor.

Halbuki teknisyenlerin tezi doğruydu:

- Bu enflasyon sürdürülebilir olmaktan çıktı. Bu enflasyon, gelir dağılımını iyice bozduğu için, sistemi tehdit eder konuma geldi.

Sistemin çökmesi halinde herkesin altında kalacağı, yine unutuluyor.

Yazarın Tüm Yazıları