İletişim kuramayana hipnoz yapılmaz

Sigara bırakma, kekemelik, beslenme bozukluklarına karşı tedavide kullanılan hipnoz bazı ülkelerde kriminoloji alanında bile kullanılıyor.

Şahitler hipnotize edilerek olayın detaylarının hatırlanması sağlanabiliyor. Türkiye’de henüz böyle bir uygulama olmadığını söyleyen Türkiye Bilinçli Hipnoz Derneği başkanı Dr. Ali Eşref Müezzinoğlu ile bilinçli hipnoz hakkındaki röportajımıza devam ediyoruz.

- Hocanız Hüsnü İsmet Öztürk’ün hipnozla ameliyat bile yaptığını biliyoruz. Bu nasıl mümkün oluyor?

Herkesin ameliyatında hipnozun bir anestezi unsuru olarak kullanılması mümkün değil. Ama hipnoza giren insanların yüzde 15’inde çok derin hipnoz anestezisi sağlanabildiği için konuşarak, şarkı söyleyerek, yürüyerek ameliyata gitmesi; saatler süren ameliyatta hiç ilaç kullanılmaması mümkün olabiliyor. Ancak günümüzde bunlara ihtiyaç yok. Ama alerjik nedenle narkoz alamayan kişilerde hipnoz kullanılabilir. Psikiyatri dünyasında hipnozun yeri var, ama maalesef günümüzde ülkemizde psikiyatristlerin bu konuya bakışı pek sıcak değil. Herhalde reçete yazıp ilaç vermek, saatlerce hipnozla uğraşmaktan daha kolay geliyor.

- Bildiğim kadarıyla depresif yapılı kişilerde hipnozun kullanılması sakıncalı...

Evet, doğru. Anksiyete ve gerginliklerde hipnoz yardımcı olarak kullanılırsa ilerde psikiyatri alanında geniş açılımlar yapacaktır. Migren ağrısı, asabi şeker, tansiyon, kolit gibi olguları da hipnozla düzenlemek mümkün.

- Acaba şartlanmalarımızı değiştirmek mümkün müdür?

Hipnoz bunu değiştirme yollarından bir tanesidir. İnsan duyu organlarıyla yaşar. Ancak bu organların hissiyatını eşitmiş gibi düşünürüz. Oysa o anda aklımız neredeyse onu hissederiz. Dalgın anlarımızda sağa sola çarparız, ama fark etmeyiz. Bazı olayları daha yaşamadan yaratıyoruz; örneğin uçağa binersen düşer, gibi... Hipnoz anahtar olarak, bireyin isteği doğrultusunda, uyku hali olmadan hedefine güvendiği bir aracıyla aldığı bir akımdır. Bunun oluşması için herkese hipnoz yapılmaz. İletişim kuramayacağımız aptal, gerizekalı ve bunaklarda yapılamaz. Hipnoz karşılıklı iki kişi arasında cereyan eden bir konsantrasyon ağı. Ne kadar kültür seviyesi yüksekse, ne kadar dünyaya açıksa o derece teslimiyeti yüksek olur. Ayrıca hipnoza gelenin mutlaka bir amacı olması gerekir. Bu bir şov değildir. Fakültede bize başvuran kişilerde temel kriterlere bakıyoruz. Bunlar olumluysa kişiyi hazırlıyoruz. 7 yıl önce dekanımın desteğiyle Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde hipnoz üzerine çalışmalara başladık. 2 yıldır da tıp fakültesinde hipnoz üzerine eğitim veriyoruz. Sonra tıbbi hipnoz kursları adı altında dışarıya da açtık. 4 yıldır yaptığımız kurslara ülkemizden 1200 kadar doktor, diş hekimi ve psikolog katıldı. İki tane uluslararası kongre yaptık. Bu kongreye katılanlardan 700’ü tıp doktoru. Beni en çok sevindiren de bu.

Bilinçli hipnoz yapanların sertifikası vardır

- Sağlık Bakanlığı’nın hipnoza yaklaşımı nasıl?

1991’de Tıbbi Hipnoz derneği’ni kurduk. Kurucu başkanı benim. Sağlık Bakanlığı’yla temaslarımız sonunda bakanlık, geçen yıl sitesinde hipnozla tedavi yönetmelik taslağını sundu. Bu taslakta bizim de derneğimizin katılımı var.

- Kişilik değişme olasılığı en eğitimli insanları bile hipnoza karşı hale getiriyor.

Hastalarıma şartlarım: Kesinlikle kendinden geçmeyeceksin. Verdiğim her telkini seçeceksin. Arzu ettiğini seçip, istemediğine hayır diyeceksin. Bilmediğiniz kişilerin hipnozuna girmeyiniz. Birçok hipnoz çeşidi var. İlaçlı hipnoz bile var. Hiç tavsiye etmiyoruz. Bilinçli hipnoz yapanların belli bir sertifikası olacak, o hekimlere gitmelisiniz.
Yazarın Tüm Yazıları