İki genç insan...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

İki genç insan bize çok önemli iki ders verdi. Onları kutlamadan söze başlamak mümkün değil...

Biri Chantal Zakari isimli İzmirli bir genç kız. Öteki genç bir kameraman... Adı Durak Doğan... Sadece Durak Doğan değil, son Ankara olaylarında öteki kameramanlar da muhteşemdiler. Ama Durak onları da temsil eden bir sembol oldu.

Chantal'ın ortaya koyduğu müthiş bir medeni cesaret... Birkaç bin kişi, gözü dönmüş bir şekilde Ankara'yı basmaya gitmiş...

Ve Ankara'nın göbeğinde cereyan eden bu kıyam teşebbüsü sırasında gencecik bir kız, çantasından çıkardığı bir Atatürk resmini, 31 Mart kalıntılarına göstererek ‘‘İşte! Benim de Atatürk'üm var!'' demiş.

Dün, yobazların sesi olmaya soyunmuş bir günlük gazetede, nasıl bir kafayla mücadele etmek zorunda olduğumuzu ortaya koyan bir haber vardı:

Bu çirkef tabiatlı utanmaz yalancılara göre ‘‘Kız, Atatürk resmiyle topluluğun önüne geçerek anlamsız hareketler yapacak, halkın arasına sokulan diğer laikçi ajan da kıza saldırtılacak (o her kimse, herhalde görevini yapmayı unutmuş) ve kızı linç ettirecek''miş.

(Laikçilerin!) ‘‘Yapmak istedikleri adeta 23 Aralık 1930'da Teğmen Kubilay'ı öldürtmeleri gibi, genç kızı da kullanarak, yeni bir Menemen vahşeti şeklinde medyaya reyting malzemesi olacak''mış.

Oysa 307 yıl önce İtalya'dan Türkiye'ye göç etmiş bir ailenin kızı olan Chantal'ın babası Jan Zakari, dün kendisiyle konuşan gazetecilere, ‘‘Atatürkçü bir aileyiz. Çocuklarımı da Atatürk sevgisiyle büyüttüm. Kaldı ki memleketini seven, Cumhuriyet'i korumak isteyen her Türk vatandaşı onun yaptığını yapar'' diyor. Ve ‘‘Biz sadece Türk vatandaşı değil, Türk'üz ve Türklüğümüzle gurur duyarız'' diye ilave ediyor.

Bu sözleri okuyunca aklımıza Necmettin Erbakan'ın, 9-12 Mayıs 1997 tarihlerinde Almanya'da Körber Vakfı'nın toplantısında konuşan ve ‘‘Kimsenin sevmediği 65 milyonluk bir Türk kimliği yerine bir buçuk milyarlık güçlü bir İslam kimliğini tercih ederim'' diyen yeğeni Dr. Mehmet Erbakan geldi.

Oysa Mehmet Erbakan'ın bu sözleri söylediği tarihten iki hafta önce, New York Times Gazetesi'nde yayınlanan bir mülakatında, tanınmış fotoğraf sanatçısı Ara Güler ‘‘Ermeniyim ama Ahmet, Mehmet kadar Türk'üm'' diyordu.

Bunları yazıyoruz, ‘‘Türk'' olmakla kim gurur duyuyor, kim rahatsız oluyor anlaşılsın diye...

Ve kimin bu ulusu aydınlık ufuklara, kimin karanlık zindanlara taşımaya çalıştığı görülsün diye...

Belli ki Atatürk'ün istediği ve özlediği gibi bir ‘‘ulus'' olmamızın önündeki engel, adı veya dini yabancı olanlar değil, ümmet olma aşamasından ileri gidememiş olan gerici kafalardır.

Medeni cesaretiyle herkese örnek olan Chantal Zakari ile, aynı olayda görevini yaparken yediği cop darbeleriyle başından ciddi şekilde yaralanmasına rağmen yine de çekime devam eden Durak Doğan hepimize, bir yaşam boyu işimize yarayacak önemde ders verdiler.

Ne mutlu bize ki, böyle evlatlarımız da var.

Yazarın Tüm Yazıları