Bir CEO ve bir orkestra şefinin ortak noktaları

Güncelleme Tarihi:

Bir CEO ve bir orkestra şefinin ortak noktaları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2016 13:40

İşveren Markası Zirvesi 2016, 4 Ekim’de İstanbul’da düzenlenecek. Konuşmacılar arasında yer alan Itay Talgam hem bir orkestra şefi hem de yönetim danışmanı. Zirveden önce Hürriyet İK’nın sorularını yanıtlayan Talgam, bir orkestra şefi ile bir şirket yöneticisinin benzerliklerini açıkladı.

Haberin Devamı

Bir CEO ve bir orkestra şefinin ortak noktaları
Deneyimli çalışanlar ve yeni mezunlar tarafından tercih edilen bir şirket olmak artık çok önemli. Çünkü, herkesin çalışmak istediği bir işyeri imajına sahip olmak firmaların yetkin adaylara ulaşmasında önemli rol oynuyor. 4 Ekim’de Raffles Hotel Zorlu Center’da düzenlecek olan İşveren Markası Zirvesi 2016 (The Employer Brand Summit), kurumların kendilerine uygun işveren markası stratejileri oluşturabilmeleri ve çalışmak için tercih edilen bir işyeri olmalarına yardımcı olma amacını taşıyor. 67 konuşmacıyı ve 254 konferansı kapsayacak etkinlikte şirketlerin üst yönetimlerinin insan kaynaklarını hangi konumda gördükleri, insan kaynaklarının stratejik olarak kendilerini nasıl konumlandırdıkları, güçlü bir kurum kültürünün nasıl oluşturabileceği, itibar, cazibe ve İK analizleri gibi konulara odaklanılacak.

ÖNCÜ OLMAK ZORUNDALAR
Etkinlikteki konuşmacılar arasında bulunan Itay Talgam, hem bir orkestra şefi hem de bir yönetim danışmanı. Zirvede orkestra şefleri ile yöneticiler arasındaki bağlantıyı kurarak yönetici olmanın inceliklerine değinecek.

İstanbul’a gelmeden önce sorularımızı yanıtlayan Talgam, bir orkestra şefi ile bir şirketin yöneticisi arasında pek çok benzerlik olduğunu savunuyor. Öncelikle, ikisi de kaliteli ürünlerin yaratılmasına öncülük etmek zorunda. Orkestra şefinin liderliğindeki sanatçılar da, firmadaki uzman çalışanlar da kendi fikirlerinin ve yorumlarının dikkate alınmasını istiyor. Her iki liderin de bunu dikkate alıp takımlarının motivasyonunu yüksek tutmaları gerekiyor. Yani, artık liderlerin ekibindekilere ne yapacaklarını söylemeleri yeterli olmuyor. Ayrıca, yöneticilerin çalışanlarla iletişim kurarken net olmaları çok önemli. Herkesi ve her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan otoriter bir lider de olsa, çalışanlara kendilerini geliştirebilmeleri için belli bir özgürlük alanı tanıyan bir yönetici de olsa isteklerini karşı tarafa açık bir şekilde ifade edebilmesi gerekiyor.

Bunun yanında, bir orkestradaki müzisyenler ile bir firmanın çalışanları arasında da benzerlikler var. Hem müzisyenler hem de çalışanlar verdikleri emeğe saygı duyulmasını, takdir edilmeyi ve sevilmeyi istiyor. Bu duyguları şeflerinden ya da müdürlerinden ne kadar alabilirlerse kendilerini işe o kadar çok veriyorlar.

ÇALIŞANLARA KULAK VERİN
ITAY Talgam, yöneticilerin davranış biçimlerinin çalışanların yaratıcılığını çok etkilediğini düşünüyor ve buna olumlu etki edebilmek için şunları öneriyor:
- Çalışanlarınızı iyi dinleyin. İyi bir konuşmacıdan çok iyi bir dinleyici olun.

- Şirketinizdeki boşlukları bulmaya çalışın. Çalışanların hangi alanları sorunlu gördüklerini, hangi alanlarda müşterilerle sıkıntı yaşandığını ve neyin uyuşmadığını belirleyin. Sorunları belirledikten sonra da sadece çözmekle kalmayın sorunu araştırın. Çünkü bu sorunların içinden şirketinizi ileriye götürecek çok farklı fikirler çıkabilir.

- Ekibinizdekilerin gelişimi açısından onların soru sormalarına izin vermelisiniz. Sizin tüm cevapları bilmeniz, onların soru sormalarına izin vermemeniz, çalışanlarınızın kendilerini geliştirebilmelerine engel olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!