İhtiyaçtan girişimcilik

Yaz okulları hakkında yazdıktan sonra, benimle benzer kaygıları yaşayan bir sürü anneden e-mail aldım.

Çoğu benim gibi düşünüyor, bir kısmı eğitim sisteminden şikayet ediyor, bazıları ise çocukların yaz aylarını askeri disiplin altında geçirmemesi gerektiği konusunda örnekler veriyordu.

Bu e-mail’lerin arasında özellikle bir tanesi çok ilginçti. Genelde tüm başarı hikayelerinin altında "ihtiyaç" olduğu gerçeğini ortaya çıkarmak için yazılmıştı.

Nurcan Peksöz bir anne... Hem de iki çocuğu olan eğitimci bir anne. Bana yazmasının reklam gibi algılanıp algılanmayacağını bile düşünmüş, vazgeçmiş. Sonra tekrar düşünüp dostça bir yazı kaleme almış. Yazısında işini ve niye bu işi yaptığını da anlatmış.

Klasik bir olay aslında... Çocuklarını emanet edebileceği bir kurum ya da düzgün bir kişi bulamadığı için mesleğine uzun süre ara vermiş. Ailesinin paraya ihtiyaç duyduğu dönemlerde bile çalışamamış. Zaten anne olmak fedakarlık demek değil mi? Uykudan, zamandan, emekten, paradan, kişisel hobilerden, alınan zevklerden fedakarlık etmiyor muyuz çoğu zaman?

Nurcan Peksöz de öyle yapmış.

Bana haber yapmam için gönderilen yüzlerce e-mail arasında, son derece samimi bir dille yazılmış olduğu için de onunkisi dikkatimi çekti işte... Mektubun bir kısmı burada, Nurcan Öğretmen’in kendi satırlarıyla:

"Çalışabilecek konuma geldiğimde, çalışan annelerin yanında olmak için Etüt Eğitim Merkezi açtım Pınar Hanım. Öğrencilerimizden sabah okula gidenler öğleden sonra, öğleden sonra okula gidenler ise sabah bize geliyorlar. Özel okullar ise 16.30’da bizde oluyorlar. Verebileceğim en uygun fiyatla öğrenci alıyorum. Çünkü çocuk okutmak ne demek iyi biliyorum. Öğrenciler tüm ödevlerini birebir yapıp, test çalışmaları ve konu anlatımlarıyla en iyi duruma geliyorlar. Akşam anne ve babalar ödev ya da sınav ile uğraşmıyorlar. Kahvaltı, öğle yemeği ve çay saati kurumumuzu sıcacık bir yuva ortamına dönüştürüyor. İnanın yaz döneminde de çalışmaya devam ediyoruz. Çocuklarımız sabah etüde geliyorlar. Etüt haricinde satranç, drama gibi keyifli aktiviteler de var. Yemekten sonra servislerle havuza gidip, stilli yüzme dersleri alıyorlar. Havuz dönüşü kahvaltı edip, 18:30’a kadar çeşitli oyunlarla zaman geçiriyorlar. Yani çalışan annelere özellikle destek oluyoruz.

Öğrencilerimiz sabah saatlerinde tatil ödevlerini öğretmenleri ile birlikte yapıyorlar. Yaz dönemini SBS hazırlığı ile değerlendirenler de var. Tüm etkinliklere 500 YTL ödüyor velilerimiz. Yaz ve kış annelerin yanında olma kararımı büyük bir inançla sürdürüyorum. Sadece böyle birinin var olduğunu size söylemek istedim."

Hem anne, hem eğitimci, hem de girişimci birinin kendi şartları ile başardığı bu sistem, yatırımcılara ve "ne yapsam" diye düşünen annelere örnek olmalı.

Gülümseyen çocuk fotoğraflarını görünce içim sevinç doldu benim. Ülkem için sevindim. Kendimi o sıralarda hayal ettim...

Nurcan Öğretmen’e teşekkür ederim...

Nurcan Peksöz’e ulaşmak isteyenler için Doruk Etüt Merkezi’nin telefonu: (212) 571 22 87 / 570 13 96

Anne adayları tatil planı yaparken nelere dikkat etmeli

Tüm anne adaylarının plajdayken dikkat etmeleri gereken bazı konular var ve bunlar hayati önem taşıyor. O nedenle tatildeyken aşağıda sıraladığımız uzman önerilerini akıllarından çıkarmamaları gerek...

1- Tehlike sinyalleri dikkate alınmalı

Hamileliğinin erken dönemlerinde kanaması olan ve düşük riski bulunanlarda, seyahat etmek sakıncalı sonuçlar doğurur. Böyle bir durumda, kanamanın şiddetine göre ev, hatta kesin yatak istirahati gibi önlemler alınmalıdır.

İleriki dönemlerdeyse, suyun gelmesi, kanama olması, erken doğum kasılmalarının görülmesi gibi durumlarda seyahat tavsiye edilmez. Genel olarak çok zorunlu olmadıkça anne adayları son üç aylarında tatile çıkmamalıdır.

2- Seçilen tatil mekanının özellikleri

Bu konuda kesin bir tanım olmamakla birlikte; temiz, mutfağı hijyenik, odalardaki havalandırma tertibatı yeterli tesislerin tercih edilmesi önerilir.

3- Deniz ve güneşin anne adayına yarar ve zararları

Hamilelik döneminde, temizliğinden emin olunmayan sulara kesinlikle girmemek gerekiyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu, "Hamilelik öncesinde düzenli olarak yüzen kadınlar, daha önceki programlarına devam edebilirler. Hamile kaldıktan sonra ilk kez denize girecekler ise biraz daha dikkatli davranmak zorundadır. Öncelikle suya girmeden önce vücudu ısıtmak, yavaş yüzmek ve dozu yavaş yavaş artırmak yerinde olur" diyor.

Hamileliğin ilk 3 ayında bulunanlar için günde 20 dakika yüzmek yeterli. Yine bu dönemde sabah erken saatlerde yüzmek, hamileliğe bağlı bulantı ve kusmaları azaltıyor, ayrıca günün geri kalan kısmının daha rahat geçirilmesine yardımcı oluyor. İkinci 3 aylık dönemde ise su, eklem ve bağları destekleyerek bel ve sırt ağrılarının azalmasına yardımcı oluyor. Bu dönemde daha önceki yüzme alışkanlıkları aynen devam edilebiliyor.

Son dönemlerde de yüzmeye devam etmekte herhangi bir sakınca olmuyor. Karada yapılan kültür fizik hareketleri, suda tekrarlanabiliyor. Kültür fizik hareketleri yaparken, suyun meme başı hizasında olması en uygun derinlik kabul ediliyor. Tabii bu kural yüzerken de geçerli... Özellikle sık kramp giren kadınların boy hizasını geçmeyecek derinliklerde yüzmeleri ve olası bir kramp durumunda yardım alabilmek için suya tek başına girmemeye özen göstermeleri önemli...

Cilt hastalıkları uzmanları, hamile olun veya olmayın, güneş altında ya da yapay olarak bronzlaşmanın sağlık açısından zararlı olabileceği konusunda hemfikirler. Bronzlaşmak, cildinizin ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerine karşı kendisini korumak için verdiği bir tepki çünkü... Eldeki bilimsel veriler, ultraviyole ışınlarına uzun süre maruz kalmanın yaşlanma etkilerini tetiklediğini, aynı zamanda malign melanoma tipi cilt kanserinin gelişimini de hızlandırdığını gösteriyor.

Hamilelik sırasında, deriye renk veren melanini salgılayan hücrelerin hormon düzeyleri yükselir. Bu durum hamile kadını aşırı pigmentasyona duyarlı hale getirir. Eğer yüzünüzde cholasma adı verilen hamile maskesi oluşmuşsa, yani düzensiz ve koyu renk değişiklikleri görülüyorsa, bu durum güneşe karşı duyarlılığın göstergesidir.

4- Mayo ve güneş koruyucu seçimi

Mutlaka gölgede ve tercihen tişört ile dinlenmek daha uygun olur. Yüksek koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır. Yaz aylarında ve özellikle plajda su kaybı her zamankinden fazla olacağından, sıvı alımına azami dikkat göstermek ve vücudu fazla sıkmayan, hamileler için tasarlanmış mayoları kullanmak gerekir.

Bebekli annelere sinema keyfi

9 ay 10 günlük uzun maratonun ardından heyecanlı bekleyişiniz sonuçlandı; bebeğiniz artık kucağınızda... Onunla geçen her gün yeni bir şeyler keşfediyorsunuz ve keyfinize diyecek yok. Tüm bu keyfin yanında bir takım zorluklar da var elbette. Özellikle anneler için... Anneler, uzunca bir süre birçok aktiviteden uzak kalabilir. Sinema keyfi de bunlardan biri... Ancak Cinecity Sinemaları’nın uyguladığı "Bebekli Anneler Seansı" sayesinde annelerin bu sıkıntısı ortadan kalkıyor. Henüz bu uygulamayı keşfetmemiş olan bebekli annelere duyurulur: Cinecity Bebekli Anneler seansı her çarşamba saat 14.00’te İstanbul Bonus Premium Cinecity Trio ve İzmir Cinecity Kipa Çiğli’de...

Back-Up’tan çocuklar için öneriler

Back-Up, çocuklara yaz tatilini keyifli geçirmelerini sağlayacak farklı öneriler sunuyor. Örnek mi? Çocuğunuzun yaz tatilinde yeni hobiler edinmesini ister misiniz? Ortaköy’deki Pi Atölye, 6-8 ve 8-10 yaş grupları için hazırladığı "Yaz Boyunca Çocuklarla Sanat Programı"nda resimden seramiğe, heykelden kolaja farklı pek çok sanat dalıyla çocukları buluşturuyor. Çocuğunuz için sadece bir öneri bu. Back-Up’ı arayarak daha farklı çalışmalar hakkında da bilgi alabilirsiniz. Tel: (0212) 366 03 03

Haydi Heybeli’de mehtaba çıkalım

Heybeliada, Büyükada’dan sonra İstanbul’un en büyük adası. 4 tepeden oluşan Heybeliada, İstanbul adalarının orta yerinde bulunuyor. Çok güzel bir koyda bulunan Çam Limanı ile Bahriye Limanı, Bahriye Okulu, Aye Ofemya Ayazması, Türkiye’nin ilk sanatoryumu olan Heybeliada Sanatoryumu, Abbas Halim Paşa Köşkü, adanın gezilebilecek yerleri arasında... Adayı yaz boyunca eşek ya da at arabalarıyla dolaşmak mümkün... Özetle: Bu yazı Heybeliada’ya uğramadan bitirmeyin!
Yazarın Tüm Yazıları