İfestos

Şu günler, geçmişteki bazı yılları, ayları ve haftaları anımsayıp bugüne ve geleceğe yeniden bakmanın günleridir.

Şu günler, yani Kıbrıs'taki Samson darbesinin yapıldığı 15 Temmuz 1974 ile 20 Temmuz çıkarma harekátının yıldönümü günleri. O günlerde yaşananlar olmasaydı Kıbrıs'taki Türk halkını nasıl bir akıbetin beklemekte olacağını düşünmek bile tüyler ürperticidir.

Akıbet, sonradan moda olan deyimle, korkunç bir ‘‘etnik temizlik’’ planının sonuna kadar uygulanmasıydı.

Kıbrıs'ın yakın tarihinde ‘‘plan’’ denince çoğu zaman akla gelen, 1963 Noel'indeki katliama yönelik olarak İçişleri Bakanı Yorgacis'in hazırladığı Akritas Planı'dır. Oysa, 1974 olaylarının hemen öncesinde tamamlanıp kısmen yürürlüğe konan bir başka plan var ki, çok daha köklü ve sistemli bir etnik temizlik niyetinin belirtisidir.

Çıkarma Harekátı sırasında Türk kuvvetlerinin eline geçen ve 1977'de ancak bir kısmı çevirilip yayınlanan ‘‘İfestos’’ (Yanardağ) adlı bu plan, daktiloyla yazılıp dosyalanmış binlerce sayfadan, yığınla harita ve ‘‘temizlik tarifnamesi’’nden oluşan bir eylem programıydı. Bölge bölge, köy köy, nereden sonra nerenin nasıl ‘‘temizleneceğini’’ gösteren.

Örneğin ‘‘Girne Üçüncü Yüksek Askeri Komutanlığı’’nın 18 Nisan 1974 tarihli ve 210/12/76 numaralı dosyasına göre, 251. Piyade Bölüğü'nce kentin batısından, Hilarion Kalesi'nin dibindeki Templos, yani şimdiki adıyla Zeytinlik Köyü'nden başlatılacak temizlik Girne'nin Türk Mahallesi'nden sonra Boğaz'dan geçerek Kirni (Pınarbaşı) ve Fotta (Ağırdağ)'da sürdürülecekti.

Önemli olan, temizliğin Muhafız Ordusu, polis ve sivil ahalinin katılımıyla gerçekleştirilmesiydi. Bunun için de, 1973 Ağustos'undan itibaren Yunanlı ve Rum personel ile birlikler, tam bir gizlilik içinde, ‘‘kitlesel imha’’ konusunda ‘‘psikolojik eğitim’’den geçirilmiş ve planın yürürlüğe konması için bütün hazırlıklar 10 Haziran 1974'te tamamlanmıştı.

Parlak meslek çizgisini Londra'da sürdürmekte olan Büyükelçi Korkmaz Haktanır bu bilgileri aktardığı son bir yazısında, Güney Kıbrıs'ın genç kuşaklarına seslenerek, ‘‘Liderleriniz darbenin yıldönümünde pek söz etmeyebilirler size bunlardan’’ diyor.

Gerçekten de, Kıbrıs Rumları'nı hálá yönetmekte olanların başlıca çabaları hep şu olagelmiştir: Adadaki sorunu ‘‘Türk istila’’sıyla başlatmak ve olsa olsa ‘‘buna sebep olduğu için’’ Samson darbesini kötülemek.

Sanki daha öncesi yokmuş gibi.

Onların 1974 öncesini unutturmaya çalışmalarını kendi açılarından anlamak mümkündür de, ada Türklerinden bir bölümünün o İfestos'lu geçmişi unutup bugünkü beceriksizliklere, sıkıntılara, zorluklara gösterdikleri tepkiyi ‘‘Türkiye adadan çekilsin!’’ raddesine vardırmalarını anlamak kolay değildir. Şimdi hiç olmazsa ‘‘temizlenmiş’’ değildirler ve beceriksizlikleri, sıkıntıları, zorlukları kendi elleriyle gidermek için ada yüzeyinde vardırlar.
Yazarın Tüm Yazıları