İdeolojik ile marjinal

BİR: İdeolojik.
İKİ: Marjinal.

*

Takdiriilâhi işte...
Karalandıkları zamanlarda kendileri de bu iki sözcüğe maruz kalıyorlardı.
Başörtüsü için özgürlük istiyorlardı, “Bunun özgürlükle alakası yok, ısrarları ideolojiktir” deniyordu kendilerine.
Taleplerini haykırıyorlardı, “Bu talepler çoğunluğun talepleri değil, marjinal bir kesimin talepleridir” deniyordu kendilerine.
Onlar da yanıt veriyorlardı:
- “Velev ki ideolojik” diye...
- “Velev ki marjinal” diye...

*

“Ceberut devlet dili” dediğimiz şey budur işte.
- Hoşa gitmeyen bir taleple karşılaşıldığında “Ama bu pek bir ideolojik” denir.
- Hoşa gitmeyen talepler dile getirildiğinde “İşte bunlar hep marjinal” denir.

*

Bugün itibariyle...
Bugünkü iktidarı oluşturanlar “ceberut devlet dili” dediğimiz dersten “yıldızlı pekiyi” alarak sınıflarını doğrudan geçmeyi başarmışlardır.
Hepsinin yakasına “kırmızı kurdele” takıyoruz.

Vali’ye üç soru

VALİ Bey...
Diyorsunuz ki:
“Hedefimiz marjinal gruplardı... Bilye atana gaz attık, taş atana su sıktık”.

*

Madem öyle Vali Bey,
o zaman lütfen söyleyin:
- BİR: Şişli’de ellerinde bilye, taş ya da sapan bulunmayan DİSK yöneticilerine neden gaz attınız?
- İKİ: Beşiktaş’ta barışçıl bir şekilde dağılmakta olan kalabalığın üzerine neden su sıktınız, neden gaz attınız?
- ÜÇ: Görüntüler ortalıkta: DİSK binasının önünde çevik kuvvet polisinin arasında sivil giyimli bir şahıs, DİSK binasındakilere ağza alınmayacak küfürler ediyor. Kimdir bu şahıs?

Biber gazı hakkında: Efsaneler ve gerçekler

EFSANE: Biber gazından korunmak için yüze bol limon sürmek gerekir.
GERÇEK: Limonun hiçbir faydası yok... Sirkenin de... Tek çare: Çileyi çekeceksin... İlle de bir şeyler yapmak istiyorsan: Yüzünü bol suyla yıka. Hiç değilse psikolojik olarak kendini iyi hissedersin.

*

EFSANE: En kaliteli biber gazı Amerika’da üretilendir.
GERÇEK: Amerikan malı biber gazları uzun ömürlüdür, atılırken tutukluk yapmaz. Ancak gazın niteliği bakımından süper vicdansız ve acayip zalim bir gazdır... Oysa Brezilya malı biber gazları, uzun ömürlü olmamasına, atılırken tutukluk yapmasına rağmen insani açıdan daha ehvendir.

*
 
EFSANE: Tazyikli su ile biber gazı arasında hiçbir irtibat yoktur.
GERÇEK: Önce tazyikli su sıkılır, hemen ardından da biber gazı sıkılırsa “suyla karışmış biber gazı” şeklinde bir karışım ortaya çıkar. Bu karışımın insan bünyesinde yarattığı tahribat ve etkiyi, Saddam’ın olmayan kimyasal silahları bile sağlayamaz.

*

EFSANE: Biber gazı ucuz olduğu için bu kadar çok kullanılıyor.
GERÇEK: Hiç de değil... Kilosu 63 dolar... Türkiye’nin iki yılda ithal ettiği biber gazı miktarı: 62 ton... Bunun için başta ABD olmak üzere ithal edilen ülkelere ödenen miktar 21 milyon doları geçiyor... 1 Mayıs’ta sıkılan gaz miktarının kaç dolara tekabül ettiği ise henüz saptanmadı... Ancak ABD’li ile Brezilyalı üretici firma yetkililerinin görüntüleri izledikçe gizli bir sevinçle üretim artışına gittiklerini tahmin etmek zor değil. Yetkililer “Artık Diyarbakır’da pek gaz sıkmayacağımıza göre bir denge sağlanır” diyorlar.

1 Mayıs İstanbul: Sorular ve cevaplar

SORU: Polise taş atan, yüzleri maskeli gruplar... Bunlar mı işçi?
CEVAP: Onlar işçi değil. Onlar provokatör, onlar şiddet yanlısı kişiler, onlar suç işleyenler... Fakat onların varlığı, 1 Mayıs’ta yaşanan polis şiddetini haklı çıkarmaz.

*

SORU: Neden haklı çıkarmaz?
CEVAP: Şu üç nedenden dolayı:
BİR: Polis taş atan ile eylem yapan ayrımı yapmadı, karşısına kim çıktıysa bastı gazı, bastı suyu... İKİ: Uygulanan yasak ve baskı, meydanın bu gruplara kalmasına neden oldu...
ÜÇ: Taş atanlara sığınıp uygulanan baskıyı savunmak ahlaki değildir.

*

SORU: Bu işin sorumlusu “İlle de Taksim” diye tutturanlardır.
CEVAP: “İlle de Taksim” diye tutturulması bana göre de yanlıştı. Bunu iki kez yazdım. Taksim’in uygun olmadığını düşünüyorum ben de... Ama benim böyle düşünüyor olmam gerçeği değiştirmez:
1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenlerle bir uzlaşma sağlamalıydı devlet... Devlet halkıyla inatlaşmaz, halkıyla uzlaşır.

Elimde değil

- JUSTIN Bieber denilince aklıma Sinan Akçıl, Sinan Akçıl denilince aklıma Justin Bieber geliyor.
- Bieber denilince aklıma biber gazı, biber gazı denilince aklıma Bieber geliyor.
- Şahan Gökbakar denilince aklıma Akit gazetesi, Akit gazetesi denilince Şahan Gökbakar geliyor.
- “Orantılı güç” denilince aklıma Dilan geliyor, Dilan denilince aklıma “orantılı güç” geliyor.
- Taraf gazetesi denilince aklıma soru işaretleri geliyor, soru işaretlerini görünce aklıma Taraf gazetesi geliyor.

Bir bilmecem var çocuklar

- AĞIZLAR açıldığında “Ana gibi yâr olmaz” denilen, buna karşılık edilen bütün küfürlerin de analara yöneltildiği memleket neresidir?
- Şarkılarında “Benim anam garip anam” diye haykırılan, buna karşılık edilen bütün küfürlerin içine anaların katıldığı memleket neresidir?
- “Cennet anaların ayağı altındadır” kutlu sözünün çok tekrarlandığı, buna karşılık “senin ananı ...” diye başlayan iğrenç küfürlerin de aynı oranda sallandığı memleket neresidir?
- “Analar ağlamasın” denildiğinde akan suların durdurulduğu, buna karşılık en kibarının bile karşısındakine “Senin anan güzel mi?” diye laf sokmaya çalıştığı memleket neresidir?

Eski avukatım Zeyid Aslan

ZEYİD Aslan benim eski avukatımdı.
28 Şubat dönemi yargılamalarında avukatlığımı yapmıştı.
Birlikte nice davalara girmiş, nice yargıçlara dert anlatmaya çalışmıştık.
O zamanlar içe kapanık, kendi halinde, halim selim biriydi Zeyid... Utangaç bir kişiliği vardı ama işini iyi yapıyordu.
Epeydir görüşmüyorduk.
Çok sonra duydum ki AK Parti’den milletvekili olmuş.

*

Kamer Genç’e ağza alınmayacak küfürler ettiğini işittiğimde acayip şaşırdım.
Biz Kamer Genç’e edep dersi verirken bizim Zeyid Aslan, Kamer Genç’i fersah fersah sollamış.
Hatta o kadar ki Zeyid Aslan’ın yanında Kamer Genç’e, “ağzından bal damlayan adam” bile diyebiliriz.

*

Halim selim Zeyid Aslan’ı içine anaların da karıştırıldığı küfürler savuran bir Zeyid Aslan haline dönüştüren nedir acaba?
Siyaset mi?
Eğer siyasetse adı batsın böyle siyasetin.