Hürriyet Avrupa’nın enstitü kampanyası hayata geçiyor

Kültür merkezleri, Yunus Emre Kültür Merkezleri adını taşıyacak, bu ad üzerinde tam bir düşünce birliği olduğu söylenebilir.

İlber Ortaylı, bu konuda yazanlar ve ben de Yunus Emre adını telaffuz etmiştik.

Yunus Emre Vakfı Kanunu Tasarı Taslağı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Başbakanlık’a sunuldu.

TASARININ GEREKÇESİ

BAKANLIK Yunus Emre Vakfı Kanunu Tasarısı Taslağı Gerekçesi’nden, Genel Gerekçe başlıklı bölümden bazı satırları aşağıya aldım: "Kanunun amacı, Türkiye’yi, kültürel mirasını, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmaya, Türkiye’nin diğer dünya ülkeleriyle dostluğunu geliştirmeye, kültürel alışverişini artırmaya katkıda bulunmak, bununla ilgili yurtiçi ve yurtdışındaki bilgi ve dokümantasyonu dünyanın istifadesine sunabilmek, bunlardan yararlanmak, Türk dili, kültürü ve sanatı konularında eğitim almak isteyenlere yurtdışında gereken hizmeti verilebilmek ve yurtdışında kültür merkezleri kurmak için kurulan Yunus Emre Vakfı’nın kuruluş ve görevlerini belirlemektir.(...)

Vakıf tarafından yürütülecek çalışmalar ile Türkiye’nin kültürel mirasının, Türk dilinin, kültürünün ve sanatının tanıtımı, Türkiye’nin diğer ülkelerle dostluğunun gelişimi, diğer ülkelerle kültürel alışverişin artırılması için yurtdışında kültür merkezleri kurulması; ücretli veya ücretsiz eğitim verilmesi; bilgi ve dokümantasyondan dünya çapında yararlanılması için araştırma ve etkinlikler düzenlenmesi; bu çerçevede yurtiçinde ve yurtdışındaki üniversiteler, sivil toplum örgütleri, ilgili diğer gerçek ve tüzel kişilerle ortak projeler yürüterek bu konularda yazılı ve görsel medyada süreli ve süresiz yayınlar yapılması; tanıtım amacının gerçekleştirilmesine yönelik çeşitli alanlarda yarışmalar düzenlenmesi hedeflenmektedir."

Türkiye’de İspanyolların kurduğu Cervantes Enstitüsü’nde hem İspanyolca öğretiliyor, hem İspanyol edebiyatı tanıtılıyor. Çeşitli etkinlikler, konferanslar düzenleniyor.

Almanların Goethe Enstitüsü, Alman dilinin, kültürünün, sanatının, edebiyatının Türkiye’de ve dünyanın diğer ülkelerinde yayılmasını sağlıyor.

Ben böyle kuruluşların, o dilin kültürünü o ülkedekilere öğrettiği, böylece o ülkenin insanlarının da tanınmasını sağladığı inancındayım.

Çünkü bu tezin doğruluğuna tanıklık ettim.

* * *

KIRK yılı aşkın süredir Almanya’da yaşayan Türkler, kültürel varlıklarını, kültürel, edebi kimliklerini bu enstitüler aracılığıyla tanıtabilirler.

Neler yapılabilir?

Önce Türkçe öğretilir, Türkçe kursları açılır. Edebiyatımızın seçkin eserlerinden oluşan bir kütüphane kurulabilir. Yabancı dilde, özellikle Almanca’da yayımlanmış edebiyat, düşünce eserleri burada okura sunulur.

* * *

HAYATA geçirildiğinde, özellikle Almanya’da yaşayanlar bu projede çalışacaklardır inancındayım.