Hulki İlgün: yıp oluyor!..
Güncelleme Tarihi:
Bursa'dan Namık Erkoç satırlarında çok dertli. ‘‘Nasıl insanlarız abicim. Galatasaray'ımız dünyanın vitrininde, yıllar sonra şereflerden şereflere koşuyoruz. Gel gelelim, yok Süren şöyle demiş, yok Fatih bunu demiş, gibi yakışıksız akıl almaz sözcüklerle birbirimizi yiyoruz. Hiç yakışıyor mu? İncir çekirdeği doldurmayacak bir konuyla Cimbom'u yaralıyoruz. Ayıp oluyor.’’
Tabii ayıp oluyor koçum... Adam 4 yıl üst üste Galatasaray'ı şampiyon yapmış... UEFA Kupasını almış, Sana Süper Kupa'da oynama ortamını yaratmış... Sonra futbolun beşiği İtalya'da Fiorentina ile anlaşmış. Arkasından laga luga yapılıyor... Biraz değil hem de çok ayıp oluyor.
Olmadı başkan
Sezona şampiyonluk umutlarıyla başlayan büyükler, özellikle taşralı rakipleri karşısında adeta bozguna uğradılar. Ankara'dan Ümit Sağlar faksında, ‘‘Artık şu üç büyükler sözcüğünü futbol lugatımızdan silelim. Anadolu'muzun öteki illerindeki gelişmeleri bir yana koyun, gelinde bizin Gençlerbirliği'nin spor tesislerini görün. Biz bu tesislerde yıllardır yetiştirdiğimiz gençlerle özellikle Fener'i ilk kez değil, üst üste yendik. Rize'miz de Beşiktaş'ı İstanbul'da tarumar etti. Bu taşranın uyanışıdır.’’
Doğru söze can kurban. Üç büyükler, yıllardır, yabancılara çuvallarla trilyonları dağıtırken, Anadolu kulüpleri, alt yapılarında gerçekten pırıl pırıl gençler yaratıyorlar. İşte Fenerbahçe'ye Gençler'in ilk şahane golünü atan Ağrı'lı Mehmet Ali. Hangimiz tanıyorduk, söylermisiniz bana. Taşranın uyanışına alkışlar beyler. Sadece, Gençler'in Başkanı Sayın Cavcav'a minik bir notum var. Kazandınız, tebrikler. Ziyafet hakkınız, yanlız rakı içilen sofrada ağzınızda bir yanda ünlü çikletinizi çiğnerken, öte yanda Dağ başını duman almış marşını söylemenizi doğrusu hiç yakıştırmadım.
Serap görmüşüm
Fener'in Gençler'den yediği tokadı takiben, telefonlarım hiç susmadı. Özellikle Fener'li taraftarlardan gelen üzüntü dolu seslerin arasında en ilginç olanları, benimle ilgiliydi. Taraftarlar soruyordu,‘‘ Hulki abi, Kocaeli maçında (Fenerime kavuştum) dedin, bizleri ümitlendirdin. Ne oldu o Fener'e, acaba sen hangi Fener'e kavuştun?’’
Hemen cevaplıyorum. Çocuklar, her zaman söylüyorum, ben gördüğümü yazarım. Kusura bakmayın, Kocaeli maçında serap görmüşüm, özür dilerim.
Tantan’a dandan!
Stadlarımızda kaldırılan tel örgüler nedeniyle bir yanda taraftarı alkışlarken, öte yanda yöneticilerimizle emniyet güçlerimizi de kutlamıştım. Ancak maç günleri stadlara kuş uçurmayan polislerimizin, koca koca davullara nasıl müsaade ettiklerine şaşırdığımı yazmıştım. Önlenmesini de İç İşleri Bakanımız Sayın Saadettin Tantan'dan rica etmiştim. Bu rica yanlız benim değil, telefon ve fakslarla davuldan lanet eden taraftarların da sesiydi. Geçtiğimiz hafta davul rezaleti yine devam etti. Bu nedenle Sayın Tantan'ı bir kez daha uyarıyor, ‘‘LÜTFEN ŞU DAVULLARI SUSTUR TANTAN’’ diyorum.
Millilere uyarı...
Vatandaşlarımız, ‘‘2002 Dünya Futbol Şampiyona'sı seçmelerinde Milli Takımı'mız Moldova'ya bileniyor. Bu karşılaşma öncesi, medyada ve vatandaşlar arasında nasıl olsa kazanırız görüntüsü var. Geçmişte böylesine rahat ortamlarda, hayal kırıklığına uğradığımız için, Milli'lerimizi Nasrettin Hoca misali, testi kırılmadan uyarıyor, MOLDOVA'YI KÜÇÜMSEMEYİN diyoruz.’’
Haklı uyarılara ben de katılıyorum. Herşeye rağmen ne yalan söyleyim, aslanlarımızın Moldava'yı yenip, Dünya Kupası'na şahane bir galibiyetle siftah edeceklerine inanıyorum.