Hulki İlgün: Scala Bulak

Güncelleme Tarihi:

Hulki İlgün: Scala Bulak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2000 00:00

Hulki İLGÜN
Haberin Devamı

Hay Giray Bulak hay. Durup durup neler yumurtluyorsun. Son söyleyişinde de ‘‘Hedefim Scala gibi olmak ’’ diyorsun. İlahi Bulak, sen çok yaşa emi. İyisin hoşsun, efendi çocuksun. Medyaya yasaklar da uyarlasan prensiplerinle iyi bir çalıştırıcısın.

Ama yüzün hiç gülmüyor be Giray'cım.

‘‘Benim yolum ciddiyettir, asık suratla işi götürürüm’’ diyorsun. İşte orada aldanıyorsun. Oysa azıcık gülsen daha da başarılı olacaksın. Bir de idealindeki şu Scala'ya bak. Adam Barcelona'yı yenip perişan etmiş, yüzünde tatlı bir tebessüm.

O Scala Leeds'ten 6 yemiş, yüzünde yine aynı tebessüm ve sahada yine evlatlarının sırtını okşayan bir baba.

Daha da ilginç yönü, yense de, yenilse de, maç bitimindeki kısa deşarj antrenmanı.

Giray'cım, sen şöyle aynanın karşısına geç ve kendi kendine sor bakalım, ‘‘Scala olabilir miyim?’’ de.

Şayet gülemezsen, sayın Başkan M.Ali Yılmaz'a ‘‘Nasıl gülünür’’ diye sor. Sevgili Başkan'ın cevabını hemen söyliyeyim sana ‘‘Dudaklarını iki yana doğru aç, al sana tebessüm’’

Bu faydalı öneri istanbul'da yaşayan ve Trabzon'a gönül veren Çaykara'lı Hamdi Çaypala'dan geldi.

İster uy, ister uyma karar senin Giray'cım.

Halam amcam olur mu?

Bİliİyorum, bazılarınız ‘‘Halamında bıyıkları olsa ancam olurdu’’ diyorsunuz.

Bende inanıyor, ‘‘Neden olmasın sakal bıyık takar, olmasada olmaya gayret eder’’diyorum.

Beşiktaş'ın Leeds altılığından bahsettiğimi anladınız.

Herşeyin ötesinde yine bana göre, o maçta inanılmaz bir skorla maçı veren takım Beşiktaş değildi.

Sahada 11 tane ne yaptığını bilmeyen, futbolun, defansın ne olduğunu unutmuş, tanınmaz insanlar vardı.

Üstelik sanki golde atmak istemiyordu bu 11. Hele o Ahmet Dursun.

Kısaca, Karakartal İngiliz semalarını sevmemiş gibiydi. Kanatlarını şöyle bir çırpıp, pençeleriyle Leeds'i perişan etmek istemiyor gibiydi. Sonunda olanlar oldu, Beşiktaş avcı yerine av olup, kalesinde ummadığı 6 gol buldu.

Şimdi yapılacak iş.

Yine bana göre, İnönü'de gerçek Karakartal, siyah beyaz forması ve kendine gönül veren 30 bin taraftarıyla, Leeds'den inanılmaz yenilginin hesabını sorup, rövanşını alacak. Ve Başkan Serdar Bilgili gibi bana göre de, ama öyle ama böyle maçıda kazanacak.

Göreceksiniz. Bu satırlarım Bursa'dan, koyu Beşiktaş'lı taraftar Erdoğan Önder'in duygularına aynen uyuyor. Kendisi kutluyorum.

FENER’İ KOCAELİ YAKTI

Ligin ilk maçını hatırlayın. Ne kadar sevinip, nasıl göklere uçmuştuk değil mi?

Fener Kocaeli'ni yıllar sonra hemde kendi sahasında yenince, neredeyse o maçta, ligi tatil edip, kanaryaları şampiyon ilan ediyorduk.

Oysa, daha sonraki maçlarda karşılaştığı rakipler, Fener'in önüne (KRİSTAL AYNA)'yı koyup (GERÇEK SEN BU'SUN) deyince sevincimiz kursağımızda kalıverdi.

Peruk düştü, kel göründü.

Öte yanda Fener'e kolayca ‘‘Hoş geldiniz’’ diyen Kocaelispor'da öteki rakipleriyle sıfır puanla söz kesince, gerçek gün ışığına çıktı.

Kısaca, Kocaeli hem kendi yandı, hemde Fener'i yaktı.

İzmir Karşıyaka'dan Mesut Alınteri, kanaryanın gündemdeki tablosunu ne güzel değerlendirmiş değil mi?

Eee ‘‘Güneş balcıkla sıvanmıyor’’ beyler.

Görüyorsunuz taraftarda uyumuyor.

YARIŞMANIN SONUCU

Öncelikle sayısız telefon ve düzinelerce fakslarıyla Hülya Avşar yarışmasına iştirak eden taraftarlara teşekkürler ediyorum.

Ancak gelen cevapların hiçbiri doğru değil.

Yarışmanın cevabı (Hülya Avşar dilini uzatamaz) olacaktı.

Çünkü Avşar'ın dili tanrının bir hikmeti olarak alt damağına ucundan sonuna kadar bağlıymış. Bu nedenle istesede dilini uzatamıyormuş.

Değerlendirmeyi dikkatli bir taraftar gözlemlemiş, ve bize telefonla bildirmişti.

Konu ilginçti, ‘‘Demek ki tenisten tiyatroya kadar her konuya burnunu sokabilen Avşar, bazı konularda dilini uzatamıyordu’’ dedik ve bu mini yarışmayı düzenledik.

Değişik oldu değil mi? Şimdi görev kameraman ve fotoğrafçılarda. Çekip gönderirlerse, yayınlama sözü benden.

YILDIRIM'A UYARI...

Bu uyarı son ‘‘Yüksek Divan Kurulu’’ toplantısıyla ilgili.

Sen kalkıp, işinle gücünle, paranla pulunla Fenerbahçe'ne şahane tesisler kazandırmak iste.

Öte yanda kendilerini F.Bahçe'nin yüksek menfaatlerinin üstünde gören bazı kocamış üyelerin, itirazlarıyla karşı karşıya gel. Hayrettir, bunlara ağızlarının payını verme ve tahammül et.

Sayın Başkan, bizler sana boşuna ‘‘Fener'i şirket yap, kurtul’’ demiyoruz.

Düşün, önce bunlardan kurtulacak, daha sonra hissedarlardan oluşan yepyeni Fenerbahçe'lilerin yine Başkanı olacaksın.

Böylece bedeli bir paket sigara bile olmayan, yıllık 600 bin liralık kulüp aidatlarını ödeyemeyen binlerce sözde Fener'linin de Başkanlığından kurtulacaksın.

Aslında hataların sevapların bir yana, sen buna fazlasıyla layıksın.

Mektup, isminin açıklanmasını istemeyen, bir Fenerbahçe Kongre Üyesi'ne ait.

Duygularıma tercuman olduğu için aynen kullanıyorum.

KAZAN VEZİR, KAYBET REZİL

Hem de bunu uygulayan en büyük kupanın sahipleri G.Saraylı taraftarlar.

Graz'dan üç tokat yiyince, Lucescu'ya ‘‘Go home’’ diyenler, G.Rangers'ı tokatladıktan sonra feryadı ‘‘Welcome’’ çevirdiler.

Kısaca kazanınca vezir, kaybedince rezil oluyorsun.

‘‘Şimdi merakla önümüzdeki G.Birliği ve G.Rangers maçının rövanşını bekliyorum’’ diyor Aydın'dan Selman Arel. Bana da fikrimi soruyor.

Ne söyleyeyim kardeşim. Şair ne demiş, ‘‘Benim derdim bana yeter, bir de sen dert katma bülbül’’

Bir Fenerli başka ne der!..

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!