Hoca kime meydan okuyor?

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Bunca yıllık deneyimden sonra kurduğu üçüncü partiyi de kapattıran Erbakan'ın korkarım dördüncü denemesi de yasalara toslayacak.

Bu kadar ‘‘Kör gözüm parmağıma’’ inadıyla hareket etmeyi iyi niyetle bağdaştırmanın olanağı yok.

Unutmamak gerekir ki herkes ülkesinin yasalarına uymak zorundadır.

Uymayan bunun faturasını öder.

Hem hukukun üstünlüğünden, demokrasiden ve yasalardan söz edeceksin, hem de onları her fırsatta çiğneyeceksin.

Ondan sonra ‘‘Bana haksızlık edildi’’ diye bas bas bağırıp ülkeni dünyaya şikâyet edeceksin.

Bu davranışın tutarlı bir yanı var mı?

Yasalar; kurulan bir partinin, kapatılan partinin devamı olamayacağını, olursa onun da kapatılacağını öngörüyor.

Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş aylar önce basına yaptığı açıklamada Refah Partililer'i bu konuda uyardı.

Buna rağmen Hoca inatla bildiğini okuyor.

Erbakan ve arkadaşları rejimle, yasalarla, devletle, devletin kurumlarıyla kavga edilmeyeceğini ne zaman öğrenecekler?

Şimdi kalkmışlar topluca, Erbakan'ın avukatına kurdurduğu Fazilet Partisi'ne giriyorlar.

Kuşkusuz bağımsız kalan milletvekilleri bir partiye girecekler.

Bu onların en demokratik hakları ama bu daha akıllıca yapılabilir.

Atlatılan bunca badireden sonra böyle meydan okur bir havada bu işi gerçekleştirmenin bir mantığı yok.

* * *

Oysa bir sürü iyi niyetli insan, Erbakan ve arkadaşlarının sağduyuyla oturup bir özeleştiri yapmasını bekliyordu.

Ama gerekçeli kararın yayınlanmasının üzerinden daha 24 saat geçmeden bu iyi niyetli insanların ne kadar yanıldıkları anlaşıldı.

Aynı iyi niyetli dilekler Refahyol kurulduğu zaman da seslendirilmişti.

Şöyle diyenler olmuştu:

‘‘Refahlılar da bizim insanlarımız. Dünya görüşlerimiz ayrı bile olsa birlikte yaşamak zorundayız. Onların yönetimlerini de görelim.’’

Ama çok kısa zamanda böyle düşünenler büyük bir düşkırıklığına uğramışlardı.

Aralarında inatçı olan, düşünce fiyaskosunu kendine yediremeyenler dışında herkes Refah Partisi ile iligili yargılarını değiştirmişti.

Son gelişmelerden sonra eski Refah, yeni Fazilet kadrolarının Türkiye rejimiyle ve yasalarıyla geçinmeye niyeti olmadığı ortaya çıkıyor.

Bu ülke çok büyüktür.

Erbakan ve arkadaşlarının inadı, meydan okumaları vız gelir tırıs gider.

Zararı sadece kendilerine dokunur.

Bunu iyi bilsinler.

* * *

Şimdi gelelim bir başka meydan okuyucuya, Saddam Hüseyin denen çılgına...

Bu zat, Irak halkını burnundan yakalamış peşinden sürüklüyor.

O Irak halkı, Saddam tarafından o kadar büyülenmiş ki üzerinde oturduğu petrol denizinin yani sahip olduğu zenginliğin farkında değil.

Akıl almayacak koyu bir sefalet içinde yaşıyor.

Ve işin acı yanı bunu kendisine yaşatan insana tapıyor, onun için ölümü bile göze alıyor.

Cehaletten kurtulamamış toplumların ortak yazgısıdır bu.

Bakarsanız dünyanın geri kalmış bütün ülkelerinde aynı hastalığı görürsünüz.

Saddam Irak'ın başında kaldığı sürece Ortadoğu'ya huzur ve barış gelmez.

Zaten bunu Amerika'nın istediği de kuşkulu.

Onun için bugün sona eren kriz, kısa bir süre sonra yeniden alevlenir.

Irak halkı eli kanlı bu diktatörden kurtulma bilincini yakalayana kadar bu ülkenin çektiği acılar da, sefalet de sona ermez.

Türkiye'nin bu sorun nedeniyle çektiği baş ağrısı da devam eder.













Yazarın Tüm Yazıları