Paylaş
Hipogliseminin, bazılarında duygu ve davranış değişikliklerine, hatta ruhsal sorunlara yol açabileceğini bilmekte fayda var.
Fayda var, çünkü boş yere yanlış teşhislerin veya yanlış değerlendirmenin kurbanı olabilirsiniz...
Hipogliseminin duygusal tepkilerimizi değiştirmesinin iki temel nedeni olduğu bilinir:
Birincisi, beynimizin vücudumuzdaki diğer organlardan çok daha fazla enerjiye, yani şekere ihtiyaç duymasıdır. Beyin, vücut ağırlığının yüzde 2’sini oluşturduğu halde yakılan enerjinin yüzde 20’sini kullanıyor. Yani, beynimiz şekerimizin düşmesinden hiç ama hiç hoşlanmaz.
İkinci neden ise şu: Çok yüksek oranda enerji kullansa da beynimiz maalesef ihtiyacı olan enerjiyi depolayamıyor. Beyne gelen kanda ne kadar şeker varsa ancak onu kullanabiliyor. Dolayısıyla kanda şeker miktarı azaldığında beynin kullanacağı enerji miktarı da azalıyor.
NE OLUYOR?
Hipoglisemi durumunda, kan şekerinin düşme hızı ve hipogliseminin derinliğine paralel olarak beynin performansı da düşmeye başlıyor. Neticede psikolojik yapıda bazı değişimler ortaya çıkıyor. Bunların en başında da sinirlilik, öfke atakları ve çabuk reaksiyon vermeler, alınganlık halleri, küsmeler, darılmalar geliyor!
Sık sık küsüp darılan, olur olmaz şeylere tepki veren, okuyup duyduklarından bile kaygılanan, kısacası ruhsal iniş-çıkışları sık ve yoğun olan biriyseniz hipogliseminiz olabilir.
Hipoglisemi bazılarında ise tam tersine yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, isteksizlik, karamsarlık, huzursuzluk, baş ağrısı gibi işaretlerle ortaya çıkabiliyor.
MİGREN, UNUTKANLIK, DEPRESYON...
Biz kliniğimizde sabahları sersemlik içinde uyanan, güne tatsız, keyifsiz ve kötümser başlayan, uyanmada zorluk çeken, sık sık başı ağrıyan, migren ataklarından bir türlü kurtulamayan kişilerin birçoğunda hipoglisemi olduğunu saptıyoruz.
Önemli bir nokta da şu: Kronik hipoglisemi hali unutkanlığa da yol açabiliyor. Belirleyici unutkanlık şikâyeti olan, hatta Alzheimer olduğu düşünülen birçok hastada esas nedenin hipoglisemi olduğunun anlaşılması bizi şaşırtmıyor.
Diğer yandan bazı depresif hastalarda da hipoglisemi var ve kronik hipoglisemiklerin bazılarına yanlışlıkla depresyon tanısı konabiliyor.
Hipogliseminin sadece bedensel değil, ruhsal faturaları da olabileceği aklınızda olsun. Özellikle odaklanma zorluğu, unutkanlık, yorgunluk, ani tepkiler, öfke atakları, uyku sorunları, baş ağrıları ve depresyon gibi problemlerin kan şekerinizin aşırı düşmesi ile ilişkili olabileceğini unutmayın.
İş-okul başarısını azaltıyor
BİR UYARI
Sabah kahvaltısı-nı yapmadan işe veya okula aç (!) gidenlerde iş ve okul başarılarının azalmasının nedeni de hipoglisemi olabiliyor. Çünkü kronik hipoglisemi öğrenmeyi, problem çözmeyi, akılda tutmayı ve işe konsantre olmayı sekteye uğratıyor.
Kısacası, hipogliseminin iş ve okul başarısında da önemi büyük! Hipoglisemikler güne sıkı bir kahvaltı yaparak başlamalı, sık sık ve az az yemeyi, öğün atlamamayı öğrenmeliler. Beyaz un, şeker, meşrubatlar, bal-reçel-pekmezden uzak durmalılar.
Çocuklarınızı ve eşlerinizi sıkı bir kahvaltı yapmadan işe-okula göndermeyin!
Bayramdan sonra nasıl beslenelim?
İşte, karbonhidrat yükü fazla olan bayram günlerinin ardından midenize ve ruhunuza iyi gelecek bir beslenme planı örneği... Sabah aç karnına 1-2 bardak ılık su içine yarım limonun suyunu sıkarak içebilirsiniz. Dilerseniz 1 bardak ıhlamur içine de ilave ederek tüketin. Yemeklerden sonra 1 fincan rezene çayı için. Değişen uyku düzeninizi toparlamak için yatmadan önce papatya veya melisa çayı içebilirsiniz.
KAHVALTI
- 4-6 çorba kaşığı sade yulaf kepeği
- 1 su bardağı az yağlı süt veya yoğurt
- 1-2 porsiyon taze meyve
ARA ÖĞÜN
- 10-12 adet fındık veya badem
ÖĞLE YEMEĞİ
- Karışık salata (Zeytinyağı, limon veya sirke ilaveli.) (Mısır, turşu ve peynir yok.)
- Mevsim sebzelerinden türlü
- 1 su bardağı az yağlı yoğurt
- 1-2 ince dilim esmer ekmek
İKİNDİ
- 2 porsiyon meyve
(Glisemik indeksi yüksek olan meyveleri tercih etmeyin. İncir, üzüm, muz, kavun, karpuz hariç diğer meyvelerden tüketebilirsiniz.)
AKŞAM YEMEĞİ:
- Karışık salata (Zeytinyağı, limon veya sirke ilaveli.) (Mısır, turşu ve peynir yok.)
- 3-4 köfte kadar tavuk veya balık eti (Izgarada pişmiş tercih edin.)
- 1 kase sebze çorbası
- 1 ince dilim esmer ekmek
(Öğle ve akşam öğünleri yer değiştirebilir.)
GECE ARA ÖĞÜN
- 1 kutu probiyotik yoğurt veya 1 su bardağı kefir
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
Paylaş