GeriSeyahat Hindistan'ın Altın Üçgeni
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Hindistan'ın Altın Üçgeni

Hindistan'ın Altın Üçgeni

Kutsal ineklere başkent sokaklarında pek rastlanmıyor ama Jaipur, Agra'da sayıları hayli fazla. Sokakta adım başı rastladığınız inekler yol ortasında boylu boyunca uzanarak trafiği durdurdukları için Hintliler onlardan ‘‘zoraki trafik polisi’’ diye sözediyorlar. Arabasıyla bir ineğin ölümüne neden olan bir Hintli ise ancak kutsal bir suda yıkanarak bu günahından arınabiliyormuş.

Yeni Delhi, Jaipur, Agra... Hindistan'ın kalbinin attığı Altın Üçgen. Mihracelerin ülkesi diye bilinen Racistan eyaletinin bir bölümünü de kapsayan Altın Üçgen, Moğol ve Hint kültürlerinin kesiştiği, sanat ve tarihle yüklü bir bölge. Bir üçgen teşkil edecek şekilde, birbirlerine hemen hemen eşit mesafede olan Yeni Delhi, Jaipur, Agra, Hindistan'ın yedi bin yıllık tarihinin açık hava müzeleri.

Yeni Delhi'ye beş saat mesafede Racistan'in başkenti Jaipur'un Hintçe anlamı Zafer Kenti. Racistan 16. yüzyıla kadar çeşitli krallıklar arasında kanlı savaşlara sahne olmuş. Kast sisteminde, Brahmanlardan sonra ikinci sırada gelen Rajputlar yani savaşcılar 16. yüzyılın ortalarında bölgeye hakim olunca savaşlar sona ermiş. Jaipur'un diğer bir adı ise Pembe Kent. Hindistan'in İngiliz sömürgesi olduğu yıllarda Galler Prensi Albert'in 1863 yılında kenti ziyaret edeceği duyulunca pembe rengine aşık olan prense sürpriz için kentin tüm binaları pembeye boyanmış. Bugün de kentin merkezinde, pembeden kiremit rengine kırmızın her tonunda binalar göze çarpıyor. Kimi yeniden elden geçmiş, kimi prensin ziyaretinden bu yana hiç fırça darbesi yememiş gibi.

SARAYLAR OTEL OLDU

Mihracelerinin bolluğu nedeniyle Jaipur'da adım başı bir saraya rastlamak mümkün. Ancak artık resmi görevleri olmayan mihraceler şimdi harıl harıl saraylarını otele dönüştürmek çabasında. Jaipur'un en güzel otelleri bu görkemli saraylar. Çoğunlukla eğitimlerini yurt dışında yapmış olan mihraceler, yurt dışı bağlantılarından yararlanarak otellerinde zengin batılı turistleri ağırlıyorlar. Jaipur'un hemen yanıbaşında Rajputların eski başkenti Amer kenti var. Mihrace Man Singh'in 16. yüzyılda inşa ettirdiği Amer Kalesi öylesine sarp bir dağın tepesinde ki buraya ya fil sırtında ya da ciplerle ulaşabiliyorsunuz. Moğolların yapılarında sıkça kullandıkları kızıl kumtaşı ve mermer karışımıyla inşa edilmiş olan Amer Kalesinde maymunlar cirit atıyor. Üstelik fotoğraf makinesine elinizi attığınızı görür görmez poz veriyorlar. Jaipur'dan yine beş saatlik uzaklıktaki kutsal Yamuna nehri kıyısındaki Agra, 1656-1658 yılları arasında burada altın dönemini yaşayan Moğol İmparotorluğu'nun görkemini hala yansıtıyor. Şah Cihan'ın 14. çocuğunu doğururken ölen çok sevgili karısı Mümtaz Mahal'ın anısına yaptırdığı Tac Mahal kentin ortasında bir mücevher gibi. Agra'nın günlük kalabalığından, gürültüsünden sonra Tac Mahal'e kapağı attığınız an herşey değişiyor. Gökyüzünün rengine göre, günün her saatinde renk değiştiren Tac Mahal 22 yılda tamamlanmış.

Müzik ve dans, işte hayat

Amer Kalesi'nin bir zamanlar ayna ve renkli cam parçalarıyla süslü duvarları pek iyi korunamamış. (sağda). Müziğin ve dansın Racistan halkı arasında ayrı bir yeri var. Çoğunlukla çölde yaşayan gezgin müzisyenler kendi yaptıkları müzik aletlerine Hindistan'ın başka bölgelerinde bile rastlamak mümkün değil. Naad, sarangi, kamayaça, algoza, hartal, pongi, daf gibi ilginç isimleri olan çalgılar eşliğinde söylenen şarkılar genellikle kahramanlık ve aşk şarkıları.

Parkta söylev Şah Cihan'ın Mümtaz Mahal anısına yaptırdığı Tac Mahal'in özel beyaz mermer gümüş, altının yanısıra yeşim, lapis azuli, turkuaz, mercan gibi yarı değerli taşlarla işlenmiş. 20 bin işçinin 20 yılda tamamladığı anıtta görülen yontma ve taş işçiliğine Agra'da hala rastlanılıyor. Hindistan'da politik ve dini söylevler, genellikle büyük bir parkın ortasında açık havada yapılıyor.

Hindistan'ın yüzyıllardan beri değişmeyen renkli gelenek ve kültürünün kesiştiği

yer Altın Üçgen. Yeni Delhi, Jaipur ve Agra arasında kalan bölgede adım başı Hindu, Budist, Sih dinlerine ait tapınağa, mihrace saraylarına rastlamak mümkün.

Jaipur Mihracesi’nin CNN’i

Jaipur Mihracesi Bhawani Singh'in halen oturduğu saray aynı anda müze. Zengin Moğol minyatürleri, Hint kumaşları ve silah koleksiyonuna sahip kızıl renkli sarayın çatısındaki anten hemen dikkati çekiyor. Sarayı gezdiren rehber ‘‘Jaipur Mihracesi CNN'i seyredemeden edemiyor’’ diye şakalaşırken, Hindistan'da kablolu televizyonlara izin çıkmasından sonra iki yıl içinde 20 milyon kişinin abone olduğunu öğreniyoruz.

False