Her yüz bir öykü yazar

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Aclan Uraz'ın çektiği Cumartesi Anneleri'nin fotoğraflarına bakarken, Ahmet Oktay'ın ‘‘Her yüz bir öykü yazar’’ dizesi, bütün bir albümü özetledi.

Fotoğrafı okuma sanatının ustası değilim. Çoğu zaman bir karenin bir ayrıntısında donup kalırım, o birdenbire benim bir yanımla özdeşleşir. Ondan sonra fotoğrafın çağrışımının doğrultusunda yürür giderim.

Cumartesi Anneleri için çok yazıldı. Bizim bireysel ve toplumsal kan kaybımız.

Fotoğrafın etkisi çok sarsıcıdır. Üstelik görsel bellek unutmanın ihanetine direnir.

Uraz, bir hareketin, bir dayanışmanın bütün görsel psikolojisini, yüzlere yansıyan duyarlığı ustaca vermiş.

Sadece anneler yok bu fotoğraflarda. Evinden çıkıp dönmeyen herkesin ortak hüznü. Babalar, çocuklar ve bütün insanlar. Acı çekenlerin yanında yer alan, insan haklarının kutsallığını bilen herkes bu fotoğraflarda.

Aclan Uraz, albümün başına, açıklama değil de hissettiği sorumluluğu okurla paylaşmak isteyen bir kaç cümle yazmış:

‘‘ 21. yüzyıla beş kala başlayıp, iki kala hâlâ devam eden bir Cumartesi öyküsüdür bu. Cumartesi Anneleri'nin öyküsüdür.

Albümde yer alan fotoğraflar Türk demokrasi tarihinin görsel bir kesitidir.

Yalın bir objektiften yansımalardır. Fotoğrafın bir işlevi de görsel tarih yazıcılığı değil midir?’’

***

TÜRKİYE'yi acılarda değil mutlulukta eşit yapmak isteyenlerin demokrasi, insan hakları konusundaki çalışmalarını daha da güçlendiren fotoğraflardır bunlar.

Okula giden babasız çocuğun, maddi ve manevi bütün varlığı evladı olan anaların hüznü, bizim en pembe günümüzü bile katrana bular.

Cumartesi Anneleri'nin önünde toplandıkları Galatasaray Lisesi için Tevfik Fikret, doğunun batıya açılan penceresi, demişti. Batının insan hakları değerlerinin, tam, kesintisiz demokrasinin, karanlık yüzü ve yanı olmayan rejimlerin özlemi gene burada sese getiriliyor.

Cadde-i Kebir'in İstiklal Caddesi'ne dönüşünün elbet bir anlamı vardır.

İşgalin de, kurtuluşun da bütün olaylarına, ihanetlerine sahne olmuş bir yerdir.

***

DİLEYELİM ki bütün acılar 1997'de kalsın, Cumartesi Anneleri de demokrasi ve insan hakları tarihinin kara bir sayfası olarak tarihte unutulsun.

Yazarın Tüm Yazıları