GeriSeyahat Her yerde yılanlarla karşılaştım hipopotam saldırısına uğradım
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Her yerde yılanlarla karşılaştım hipopotam saldırısına uğradım

Her yerde yılanlarla karşılaştım hipopotam saldırısına uğradım

Seyahati sevenlerin www.farukbudak.com’dan tanıdığı gezgin Faruk Budak aslında emekli bir albay. Uzun yıllar Kara Harp Okulu’nda öğretim üyesi olarak görev yapan Budak, emekli olduktan sonra gezgin olmaya karar vermiş ve Asya’dan başlayıp Afrika’yı da kapsayan büyük bir tura çıkmış. Şu sıralar evinde internet sitesinden gezginlerin sorularını yanıtlıyor.

Bir yandan da yaşadıklarını kitaba aktaran Faruk Budak’la Afrika yolculuğu sırasında keşfettiği ve unutamadığı Kenya’yı konuştuk.

Nairobi’ye girdiğinizde ilk izlenimleriniz nelerdi?

- Nairobi Doğu Afrika’nın en güzel şehirlerinden biri. Her yer gökdelenlerle dolu, alışveriş merkezleri, kalabalığı, trafiğiyle modern bir şehir. Nairobi için yerel halk bile Nairobbery der. Robbery İngilizce’de soygun demek. Şehrin 50 kilometrelik çevresi oldukça tehlikelidir. Hırsızlık son derece sıradan bir olaydır. Böyle bir şehre geldiğimin bilincindeydim. Ama Nairobi dışındaki yerler o kadar tehlikeli değil.

Şehirde ne yapılabilir?

- Müze ve zürafa yetiştirilen Giraffe Center (Zürafa Merkezi) diye bir park var. Ayrıca onun çok yakınında Out of Afrika filmine konu olmuş olayın geçtiği Keren Blixen’nin evi müzeye dönüştürülmüş. Bunların dışında Nairobi’de yapılacak pek fazla bir şey yok. Çok güzel gece kulüpleri var. Ama böyle yerlere gittiğiniz zaman size asılan hayat kadınları oluyor ve çoğu da HIV virüsü taşıyor.

Nairobi dışında ilk nereye gittiniz?

- Nairobi’den sonra aklımda walking safari (yürüyerek yapılan safari) vardı. Herkesin denemediği, şartların biraz daha zor olduğu bir safari çeşidi bu. Genellikle tur şirketleri sizi 4x4’lerle alırlar, geceleri lodge’larda (konforlu bir kamp evi) kalırsınız. Akşamları Masailer sizin için dans eder. Kenya’yı gördüğünüzü zannedersiniz. Oysa yürüyerek yaptığımız bu safari gerçek Masailer’i tanımanın en iyi yoluydu. Öncelikle Masailer’in topraklarında altı gün sürecek 120 kilometrelik bir rota belirledik. Bir aşçı-rehberim, iki Masai koruyucumla yola çıktık. Köyleri gördüm. Onların köy köy dolaşan Moran denilen savaşçılarıyla karşılaştım. Hatta bir nehri geçerken karşıdan Masai düğün alayı gördüm.

MASAİLER ARASINDA BİR TÜRK KADIN

Walking safari sonrası nereye geçtiniz?

- Walking safariye başladığım ilk gün bir yerde kamp kurduk. Ancak birden yağmur bastırdı. Kamp yaptığımız yerin çok yakınındaki okula sığındık. Orada bir yaşlı kadın Masailer’in yanında yaşayan bir Türk kadından bahsetti. Bu nedenle hiç aklımda yokken Filiz’i (Taşel) bulmak için Masai Mara’ya geçtim.

Gerçekten orada Masailer’le birlikte mi yaşıyor?

- Evet. Bir haftasonumu onunla birlikte geçirdim. Filiz’in yaşamı çok ilginç. Oldukça varlıklı bir yaşamı varken birden her şeyini Masailer’e adamaya karar veriyor. Dokuz yıldır orada yaşıyor. Masailer arasında oldukça fazla akraba evliliği var, bu yüzden sakat insan sayısı çok. Filiz onları ameliyat ettiriyor. Çok zor şartlarda yaşıyor. Örneğin çatıda biriktirdiği suları kaynatıp içiyor, 700-800 metre ileride içinde timsahların bulunduğu bir nehirde yıkanıyor. İlk gidişimde dediğim gibi çok fazla kalamadım ama mart başında Filiz için bir tören yapılacaktı, bu nedenle bir haftalığına tekrar gittim. Tören için köyün yaşlıları geldi. Onun için koyun kestiler, dualar ettiler ve 41 değişik bitkiden yapılan içecek ikram ettiler. Şarkılar söylendi. Bana da çok özel bir kolye taktılar daha sonra öğrendim ki o kolyeyi gören her Masai bana saygı gösterirmiş.

AFRİKA’NIN KATMANDUSU

Rotanızdaki sonraki yer neresi oldu?

- Kenya’nın kuzeyinde Turcana Gölü çevresinde Land Cruiser’la 1800 kilometrelik bir safariye çıktım. İnanılmaz zevkliydi. Gerçek Afrika’yı orada gördüm. Sazdan kulübelerde yaşayan, yarı çıplak dolaşan, su için saatlerce yürüyen Afrikalılar’la tanıştım. Çok eski fosiller var. Bu nedenle UNESCO tarafından koruma altına alınmış.

Safari dışında gezip görülecek yerler var mı?

- Lamu, Hint Okyanusu kıyısında bir kasaba. Arap kültürüyle Afrika kültürünün karıştığı bir Müslüman yerleşimi. Swahili kültürünü görebileceğiniz çok güzel bir yer. Korunmuş mimarisi ve kültürüyle şu sıralar turistler için cazibe merkezi. Afrika’nın Katmandusu. Daracık sokakları, sokakta yürüyen eşekleri, çarşaflı kadınları, okyanustan esen rüzgarıyla gerçekten görülmesi gereken bir yer.

KAFATASININ KOLYESİ BOYNUNDAYDI

Turcana Gölü safarisine Samburu Milli Parkı’ndan başladım. Belki bilirsiniz, aslan leopar, çıta, bufalo, manda ve gergedandan oluşan Big Five (Büyük Beş) vardır. Her avcı bu Big Five’ı tamamlamak ister. Samburu’da gergedan hariç hepsini görebilirsiniz. Bu nedenle önemli bir milli park. Neyse ki artık avlanmak yasak. Örneğin soyu tükendiği için artık çok az insanın görebildiği leoparları gördüm. Laingolani’de fosil yataklarını, hatta boynunda kolyesinin taşları duran bir kafatası bile gördüm. Hipopotam saldırısına uğradım, her yerde yılanlarla karşılaştım, gözaltına alındım.

En etkilendiği 5 yer

Nepal-Baktapur Laos-Luang Parabang

Kamboçya-Angkor Bayon Tapınağı

Zanzibar Adası Ürdün

seyahatte ne okuyor

Gittiği yerle ilgili kitaplar

ne dinliyor

Yerel müzikler

ne yiyor, ne içiyor

Akşamları tek bir bira içiyor ve lokal yemekler yiyor

ne giyiyor

Kolay yıkanabilen bol cepli rahat kıyafetler

neyle seyahat ediyor

Uzak yerlere uçakla, geri kalanında ne bulursa onunla

nerede kalıyor

Rahat ve ucuz otellerde

kimle seyahat ediyor

Yalnız, yabancılarla tanışma şansını artırdığını düşünüyor

çantasının olmazsa olmazları

Çakı, temizlik malzemeleri ve fotoğraf makinesi
False