Her eseri 1 milyon dolar

Alinur Velidedeoğlu, 50'sini sürüyor ama, hálá gösterişli, hálá hızlı, hálá meydan okuyor, hálá dünya umurunda değil.

Meydan okumaya bayılıyor, herkes kırmızıya bürünürken o sarı giyiyor, illa ki ‘‘trendsetter’’ olacak. Üç kıtaya yayılan işlerini kovalamak için bir uçaktan inip ötekine koşuyor. Paris'teki Dice Kayek markasının sahibi, nemlendirilmiş tuvalet kağıdı üreten Amerikan Moist Mates firmasının kurucu ortağı, Türk TV kanallarını dijital olarak Amerika'ya ulaştıran DFH adlı TV şirketinin kurucusu.

Ortağı olduğu B&M adlı yapım şirketiyle Brooke Shields, Mike Tyson, Claudia Schiffer gibi ünlülerin rol aldığı ‘‘Black&White’’ filmini yapması, yüzlerce reklam filmi yönetmesi, dünya çapında ödüller kazanması da cabası. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şimdi de ‘‘enstalasyon‘‘ sergisine hazırlanıyor, iyi mi? 16 Nisan’da Dolmabahçe Kültür Merkezi'nde açılacak ‘‘Article’’ adlı sergisine onun çelişki ve tezatları yansıyacak. Tavandan sarkacak 33 alüminyum levhaya aylardır ekibiyle birlikte oya gibi işlediği çalışmalarıyla kafaları karıştıracak. Durun efendim, acele etmeyin, neyin ne olduğunu birazdan hep birlikte öğreneceğiz. Yeter ki, Alinur'un Kurtuluş'un arka sokaklarında gözlerden uzak enstalasyon atölyesini bulalım.


Sergide neler olacak


AYAKKABILAR: Bu sürpriz çalışmamda 43 tane ayakkabı var. Bunları evli-bekar kız arkadaşlarımdan topladım. Her biri 1000 dolara alınmış, DG'den Prada'ya, Kalvin Klein'dan Trussardi'ye, Dice Kayek'ten Jourdan'a, Ferre'ye kadar, dünyanın en pahalı markaları. Bunların tam ortasında ise Etopyalı bir kadının gerçek partal ayakkabısı var. Bunu Afrika'dan getirtmek haftalarımı aldı ama, değdi doğrusu.

SEKS: S, E ve X harflerini 400 değişik pozisyonda yan yana, üst üste, alt alta getirdim.

SANAT: Bana göre dünyada gerçek sanatı yönlendiren dansçıdan piyaniste, edebiyatçıdan heykeltıraşa 250 ünlü ismi aralarına nokta koymadan yan yana getirdim. Paul Newman ile Sydney Pollack arasında benim adım var. Tabloya baktığınızda sarı, kırmızı ve mavi renklerle oluşan ART kelimesi görülüyor. Bilindiği gibi, bu 3 renk dünyadaki milyonlarca rengin anası.

AIDS: Bu çalışmamda 800 adet renkli prezervatif yer alıyor, sadece biri kullanılmış. Bununla HIV ve AIDS'e mesaj gönderiyorum, kafanı kullan demeye çalışıyorum.

COTEOUR: Bu tablom için 6 ay boyunca 52 bin dikiş iğnesi metale çakıldı. İğnelerin her birinin arkasında renkli iplikler bağlı, uzaktan bakıldığında kırmızı fonda cueter okunuyor.

WRITE: 52 bin adet kurşunkalemden oluşan bu tablomun yapımı 2 ay sürdü.

BARIŞ LÜTFEN: 1200 adet G-3 mermisinin tek tek vidalandığı ‘‘Peace Please’’ adlı tabloda yer alan tüp içindeki taze bir kırmızı gül, mesajı doğru anlatıyor.

ZAMAN: 400 ayrı şehir adının üstündeki minik saatler o şehirdeki gerçek zamanı gösteriyor.

AŞK: 400 kalp, 400 ok var. Okların hepsi kalpleri ıskalamış, biri hariç. Dik duran o kalp diğerlerinden farklı durduğu için oku yakalamış. Bu tablomun adı ‘‘Real Target’’.

OKU: ‘‘Read’’ adlı bu tablomda 154 değişik okuma gözlüğü var, hepsinin camları beyaz. Ortada ise sosyetik kadınların kullandığı bol taşlı pahalı bir gözlük var, onun camları ise siyaha boyalı.

DÜNYA MÜZİKLERİ: Bu tabloda 400 tane minik hoparlör var. Her birinden 10 saniye süreyle 200 değişik ülkenin müziğini yükseliyor.


Satılmasın diye bu fiyatı koydum


Alinur bey kardeşimiz yarım yüzyıllık adamlar arasına katıldı, hálá durulmadı, uçuk kaçık işlerle uğraşmaya eski hızıyla devam ediyor.

- Yapma be Yener ağabey, sen de buna kafayı taktın. Ben uçuk kaçık işler yapmaya uğraşmıyorum, benim karakterim böyle. 15 yaşındayken odamın duvarlarına, tavanına fosforlu boyalarla Cat Stevens'in resimlerini yapardım. Sonradan öğrendim ki, annem ben yokken bütün akrabalarımıza benim odayı gösterip ‘‘Manyağa bak, ne olacak bu çocuğun hali’’ diye dert yanarmış. Bu çocuk ruhunun üstüne biraz da şımarıklık ekle. Ben canımın istediği şeyi yaparım arkadaş. Eline fırçayı alıp tuvalin üstünü zııt diye tarıyorsun, sonra da altına imzanı atıp bu benim sanatım diyorsun. Ben bunu kabul etmiyorum, ne bugünküleri, ne de geçmişte yapılanları. Bana göre yapılan çalışmanın topluma mesaj vermesi lazım. Benim için Salvador Dali çok önemli bir adam, çünkü resimlerinin içinde fikir var, bir şeyler söylemeye çalışıyor. Sığ denizden bakarsanız Alinur Velidedeoğlu'nu playboy, çapkın olarak hatırlarsınız, bana okyanustan bakmak lazım. Üç yıldır enstalasyon çalışmalarımı sürdürüyordum, sonunda sergi açacak hale geldim. Enstalasyon, gerçek objeler kullanılarak yaratılan eserler, Türkçe anlamı yerleştirme. Sergimde yer alacak 33 tablo, ortalama 1,5-2,5 m boyutlarında, 4 mm kalınlığında alüminyum plakalar üzerinde; kimisi 300 kilo. Kimse almasın, kimse beğenmesin, benim hoşuma gidiyor ya, yeter. Hiç kimseye müdanam yok, canım ne isterse onu yapıyorum. Fiyatı 1 milyon ABD Doları kardeşim, isteyen alır, isteyen almaz. Tabloların bana maliyeti 5 ila 25 bin dolar arasında. Bu sergim Türkiye'den sonra Tokyo, Paris, Berlin, New York, Londra ve Los Angeles'e taşınacak. Bu fiyata alan olursa 1 milyon doların yarısını o ülkenin gerçek sanatla ilgili bir kuruluşuna bağışlayacağım.


Estalasyon nedir


Çağdaş plastik sanatlarda çok kullanılan bir yöntem. Sözcük, Türkçede yapıştırma, yerleştirme anlamına geliyor. Sanatçı, değişik objeler kullanarak bir anlam ve oluşum yaratıyor.


Hürrem Sultan Tokyo yolcusu

Hürrem Sultan'ı ‘‘Roxana’’ adıyla büyük bir dans şovda sahneye taşıyoruz. Türkiye ve Rusya'dan seçilen 70 dansçı dört aydır Yeditepe Üniversitesi'nde gece gündüz çalışıyor. Aralarında balerinden akrobata, modern dansçıdan klasik dansçıya kadar çok renkli yetenekler var. Ertuğrul ve ben bu gösterinin sanat yönetmeniyiz. Bu büyük dans şovunu aslında Broadway için hazırlıyoruz. Türkiye'deki ilk gösteriden sonra kasım ayında Washington'da galamız var. Ardından da Türk-Japon yılı programının bitiminde Tokyo'da prömiyer yapılacak.


Zenginlik umurumda değil


Papermoon'da millet en güzel, en pahalı İtalyan yemeklerini mideye götürür, Alinur Velidedeoğlu ise aynı paraya lokanta personeli için çıkan nohutlu pilavı kaşıklar.

- Ben ev yemekleriyle büyüdüm, karnıyarık ve dolma için ölürüm. Şimdi param oldu diye nohut yerine havyarlı somon üstüne bilmem ne mi yiyeceğim? Küçüklüğümden beri kola içiyorum, şimdi param var diye şampanya mı patlatacağım. Bunların hiçbirini sevmiyorum, sevsem içerim de, yerim de. Zengin görünmek için puro içeceğim diye hayatta bir kaygım olmadı, umurumda bile değil. Neticede ölüp gidiyoruz, isterse kolunda 1 milyonluk saat olsun. Önemli olan hayatı zengin yaşamak; zengin bir insan olarak fakir yaşamak değil; para ile zengin yaşamak değil, dünyanın zenginliklerinden istifade ederek yaşamak.


Evlilik bana göre değil

Alinur adlı çapkın çekirge iki yıl önce Beverly Hill's güzeli Sarah'a aşık oldu, bir gecede bekarlığına veda edip nikah masasına oturdu. Ya sonra?

- Kafamda hayal ettiğim gibi bir evlilik müessesesi kuramadığım için Sarah'la eylülde boşandık. Elbette en azından iki dost olarak görüşmeye devam ediyoruz.Galiba her şeye adapte olabilecek bir karaktere sahip değilim. Çok çaba sarfettim, en iyi evli olmaya çalıştım ama, beceremedim. Artık evliliğin çok meraklısı değilim, bence evlilik tabiata da aykırı bir müessese. Tabiatta insanlardan başka evlenen bir yaratık göstersene bana.
Yazarın Tüm Yazıları