GeriSeyahat Hepsi Saint Joseph DoÄŸa merkezi'nde
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Hepsi Saint Joseph DoÄŸa merkezi'nde

Hepsi Saint Joseph DoÄŸa merkezi'nde

Saint Joseph Lisesi 140 yıllık hayvan, bitki ve fosil koleksiyonuyla Doğa Bilimleri Merkezi kurdu. Okulun 140’ıncı yılı kutlamaları için hazırlanan merkezdeki koleksiyon, hayatını eğitime adamış kişiler olan frere’lerin çabalarıyla tüm Türkiye topraklarından örnekler toplanarak bir araya getirilmiş. Bu zengin fauna koleksiyonu, Osmanlı sultanlarının özel fermanlarıyla verdikleri ‘Anadolu’da yaşayan her hayvan türünden ikişer tane avlama’ izniyle oluşabilmiş.

Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Bernard Emie’nin 9 Ekim Cumartesi günü açılışını yapacağı merkez, 140 yıllık uzun bir çalışmanın ürünü. Bir asırdan fazla bir süre önce Ä°stanbul Saint Joseph Lisesi’nde çalışmakta olan frere’lerin çabalarıyla tüm Türkiye topraklarından örnekler toplanmaya baÅŸlanmış. Her dönemin müdürleri ve biyoloji öğretmenleri de bu koleksiyona katkıda bulunmuÅŸlar.Â
ROBERT KOLEJ KOLEKSÄ°YONU
Restorasyon ve sınıflandırma Fransa’dan gelen taksidermi uzmanı (hayvan doldurma) Xavier Filorou tarafından yapılmış. Koleksiyon her bölüme has ilginç müzikler eşliğinde sergileniyor. Bu müzikler de öğrenciler tarafından derlenmiş. Merkez her ne kadar tüm Türkiye’den ve hatta dünyadan parçalara sahip olsa da, bugün tamamen şehir görünümüne bürünmüş İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde aslında nasıl bir hayvan çeşitliliği olduğunu farketmenizi sağlıyor. Proje tasarımcılarıysa okulun biyoloji öğretmenleri Laurent ve Yaprak Chaptelaire çifti.
Merkezin giriş kısmında Evrim Koridoru var. Bu bölümde 4 milyon yıl önce Australopithecus Aferensis’den başlayarak Homo Sapiens’e kadar gelen türlerin yüzleri canlandırılmış. Son bölümdeyse bir ayna konmuş ve işte insanın son hali dercesine kendi yüzünüze bakmanız sağlanıyor. Bitki fosilleri, deniz kabukları, küçük dinozor iskeleti gibi kimisi gerçek kimisi rekonstrüksiyon parçalar da evrim koridorunda bulunuyor.
Fosillerden sonra asıl koleksiyonun bulunduğu oda iskeletlerle dolu. Bu bölümde filden, aye aye’ye kadar (bir tür madagaskar maymunu) hayvan iskeletleri bulunuyor. Bu koleksiyon liseye Robert Kolej tarafından bağışlanmış.  İkinci bölüm Akdeniz balıklarına ayrılmış. Bir köşede, türü tehlikede olan balıklar ve deniz canlıları var. Bunların içinde en ilginci yaklaşık 100 yıl önce İstanbul Sarayburnu’nda avlanan Akdeniz foku. Bugün bu tür sadece Foça’da nadiren görülüyor. Kırlangıç, orfoz, orkinos, sini kaplumbağası, iskorpit hanisi gibi türler de müzelik ve burada yerlerini almışlar.
Akdeniz balıkları bölümünde küçük bir köpek balığı, testere balığı, uçar kırlangıç balığı, balon balığı gibi ilginç türlerin de doldurulmuş ve restore edilmiş hallerini görebiliyorsunuz. Tatlı su balıklarına da ayrı bir duvar ayrılmış. Saint Joseph Balık market ismini verdikleri bir köşeye de Marmara balıklarını dizmişler. Robert Kolej’in balık koleksiyonu da zengin olduğu için onların bağışladığı balıklar da bu bölüme konmuş.
ÖĞRENCİLERİN OYNADIĞI AYI
Bir diğer oda kuşlara ayrılmış. Girer girmez dikkat çeken insan boyundaki kuşlar, İstanbul sahillerinde avlanıp doldurulmuş. Bir duvar göçmen kuşlarla dolu. Leylek sahillerde olmasa da İstanbul semalarında hala uçarken gördüğümüz bir kuş. Ama tepeli pelikan ve flamingo Kızıltoprak ve Fenerbahçe’de yakalanmış. Marmara’da görülen nadide türler sığırcık, ala sığırcık, çıkrıkçın, çamurcun, pasbaş patka gibi kuşlar da hep bu bölümde.
Orta havuzda göl ve bataklık hayatı anlatılıyor. Kuğu, siyah kuğu, balaban, tarakdiş ve hatta siğilli kurbağa da Marmara’nın türleri olarak buradalar. Kuşlar bölümünde İstanbul’da çokça gördüğümüz kargaların da büyük yeri var. Büyük karga ailesinin yer aldığı duvar kara leş kargasından, göknar kargasına kadar boy boy kargayla dolu. Yırtıcı kuşlar bölümü yine görkemli kuşlarıyla göz alıyor. Puhu, şah kartalı, kaya kartalı, küçük orman kartalı, kara akbaba gibi türler canlı gibi önünüzde duruyor.
Bir sonraki odada orman alanı canladırılmış. Kızıl geyik, yaban domuzu, alaca baykuş, porsuk, kurt, angora kızıl dağ keçisi, kızıl akbaba gibi türler bulunuyor. Buradaki ayı, zamanında okula canlı olarak gelmiş ve öğrenciler bu ayıyla oynuyorlarmış. Öldükten sonra o da koleksiyonda yer alarak daimi olarak okulda kalmış. Alaca sansar, göçmen sincap, doğu kirpisi, kokarca, ağaç sansarı, Anadolu sincabı da orman hayatının bir parçası olarak bu bölümdeler.
BEÅž AYAKLI KEDÄ° YAVRUSU
Ezgotik Salon’daysa zeminin altı da camla kaplanarak vitrin olarak kullanılmış. Yerde mineralojik taÅŸlar var. Kayaçlar, mermerler, üzerinde altın madeni bulunan kayalar gibi birçok deÄŸiÅŸik taÅŸtan örnekler var. Madagaskar’dan geldiÄŸi söylenen ipek maymunu, hint ÅŸebeÄŸi gibi türler, Ãœrdün’de avlanmış olan kıvrık boynuzlu ceylanın yanı sıra mavi tavus kuÅŸu da bu salonda. Salonun en ilginç hayvanı DoÄŸu Anadolu’da avlanmış Hazar Kaplanı.Â
Okulun eğitiminin de anlatıldığı bir odada, 140 yıl boyunca bu koleksiyonu yapan frere’lerin çalışma odası canlandırılmış. 1920’lerdeki kıyafetiyle çalışan bir frere, çalışma masaları, dolaplardaki formaldehitler içinde saklanan türler görülebiliyor. Kavanozda saklanan beş ayaklı bir kedi yavrusunu da burada görebilirsiniz.  Vivaryum bölümünde bugünün canlı yaşamı öğrenciler tarafından oluşturulan küçük ekosistemlerle akvaryumlarda gösterilmeye çalışılmış. Böcekler ve kelebeklerin bulunduğu bölüm ise aynen frere’ler tarafından tasnif edildiği gibi korunmuş.

9 EKİM’DE HERKESE AÇIK

Doğa Bilimleri Merkezi 230 metrekarelik alana kurulu. Merkezi ziyaret etmek isteyenler Çarşamba günleri öğleden sonraları yapılacak küçük grup gezilerine randevuyla katılabilecekler. Katılım için dbm@sj.k12.tr  adresine e-posta atmak gerekiyor. Bu tur rehberli olarak yapılacak. Lise aynı zamanda geziler için Kandilli Rasathanesi ile ortak çalışma sürdürüyor. Ancak herkese sınırsız açık olan günü yakalamak istiyorsanız 9 Ekim günü saat 17.00-20.00 arasında yapılacak açılış törenini kaçırmayın. Törene rezervasyonsuz katılabilirsiniz.

False