Hayrünisa Hanım türban davasını geri çekemez mi?

ANKARA'dan bir dostumuz, Fransa'da türban olayını inceleyen Özdemir İnce'nin aktardığı gelişmeleri ibret verici buluyor.

Hele Fransız müfettişin ‘‘Türkiye'de türban yasak. Neden Fransa'da ısrar ediyorsunuz?’’ sorusuna Türk babanın ‘‘Biz neden Fransa'dayız sanıyorsunuz?’’ biçimindeki çarpıcı yanıtını...

'Özgürlükçü Avrupa' şok geçiriyor.

Ve şöyle devam ediyor dostumuz:

‘‘Başbakan Erdoğan'ın kızının türban nedeniyle yurtdışında okumasında, salt kızının türbanı inancı nedeniyle takmakta ısrarcı olduğunu mu sanıyorsunuz? Baba Erdoğan ve yakın çevresi, bilerek ya da bilmeyerek, baskı sonucu kızlarının türban takmasını sağlıyorlar.

Önerim Başbakan'a: ‘Örnek olun ve kızınızın gerçek özgürlüğü tatmasını sağlayın; bedeli de türban takmak olmasın...'

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül de sorunun çözümüne katkı sağlayabilir. Acaba türban konulu başvurusunu AİHM'den geri almayı düşünür mü? Kamuoyundaki gerginliğin giderilmesine katkı sağlayabilir. Buna ülkenin ihtiyaçı var.

Kimono giyen Japon kadınlarının başı açıktır. Bakanın eşine türbansız kimono daha çok yakışmaz mıydı acaba?’’ VEKİLLERE TSE!

Ve bir konuya daha değiniyor:

‘‘AKP'li bir milletvekili, TSE'den türbanın standardının saptanmasını istemiş... Reddedilmiş... TSE eli değmişken, konu önüne gelmişken, laik sistemde, milletvekilinin standartlarını da saptasaydı, olmaz mıydı?’’

Akıl yaşta değil baştadır.

Yılbaşı hediyesi

YILBAŞI geliyor... Bir devlet memurunun telefondan ilettiği kısa ve anlamlı notu şöyle:

‘‘Uluslararası geleneklere göre 50 ABD Doları üzerindeki armağanların Hazine'ye iadesi gerekir. Başta kamu kurum ve kuruluşlarına, özel sektörün büyüklerine, dernek, oda ve sendikalara bu etik durumu hatırlatırım.’’

Milyarlar vurmaya devam ediyorlar

MİLLİ Piyango Genel Müdürü İhya Balak, sahte biletler konusunda ellerindeki olanaklar ölçüsünde mücadele ettiklerini, polise yardımcı olduklarını söylüyor... Ancak mücadele yeterince yapılmıyor. Sanki bir el ‘‘bırakın satsın’’ der gibi... İstanbul'da TEM'den Kozyatağı Atatürk Caddesi'ne girişte kurulan pazar nedeniyle (dün) yoğun trafikte kuyrukta beklerken M.D. adlı okurumuz aradı: ‘‘1.5 saat önce polise telefon ettim, ne gelen var ne de giden. Şu anda 4 kişi, şipşak bilet satmaya devam ediyorlar. Şapkalarında MP işareti var ama resmi satıcı değiller. Alıcı rolü ile bileti şöyle bir yokladım, fotokopiydi. Hemen yanımdan uzaklaştılar. Köşenizde bu kadar yazılar çıktı; şebeke korkusuzca sahte bilet satmaya devam ediyor; insanlarımız kandırılıyor.’’

Zeynep Tanyolaç da, Şaşkınbakkal, Kazım Özalp Caddesi'nde trafiğin günün her saatinde tıkalı olduğunu, bundan bir süre önce bir MP bayisinin kendisine bilet ve spor toto almasını önerdiğini; o loto kolonunda 4 tutturduğunu, Levent'teki bayiye götürdüğünü, kendisine 'sahte' olduğunun söylendiğini anlattı.

AB’nin çelişkisi

GÖZDEN kaçtığını düşündüğüm bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Bir yandan ‘‘1 Mayıs 2004'ten sonra Türk ordusu işgalci durumuna düşecektir’’ diyen AB, öte yandan ‘‘Annan Planı'nın son anda kabulü KKTC'de yapılacak referanduma bağlıdır’’ diyor. Öyleyse ya KKTC halkı Annan Planı'na hayır derse, Türk ordusu işgalci olmaktan çıkacak mı? Bu AB'nin bir çelişkisi değil mi? Bir başka deyişle, AB'nin çifte standartlarından bir başkası olarak algılanamaz mı?

Dinçer KİSOĞLU

Akşit’e kızdılar

İZMİR'den bir okurumuz, Devlet Bakanı Güldal Akşit'e soruyor:

Sosyal Hizmetler'e bağlı -sanıyorum 40-50 adet- huzurevleri var Türkiye'de... SSK ve Bağ-Kur'lular barınır. Tek kişilik odalarda 2003'te 156 milyon alınırdı. 2004'ün başında bu 168'e, ikinci altı ayda da 180 milyon liraya çıktı. Elektrik parası da aylık 3'ten 4 milyona çıkarıldı.

Hani enflasyon düşüyordu; hani elektrik fiyatları ucuzlamıştı?

Bizlere bu kadar zam yaptınız mı hanımefendi? Size çok kırgınız.

Biliyor musunuz

AKP Muğla Milletvekili Seyfi Terzioğlu’nun, telefonla Milas Milli Eğitim Müdürü Reşit Cengiz'le görüşmek isterken, anlamadığı için adını iki kez sormak zorunda kalan müdürlük sekreteri Fidan Bakbak'ın bir ilköğretim okuluna sürgün edildiğini...

CUMHURİYET tarihinin en büyük vurgunu olarak nitelenen 'Örümcek Ağı' operasyonu ile ilgili olarak tutuklu bulunan Erol Kohen ve Ahmet Züberkan Arıkan'ın 150'şer milyar lira kefaletle tahliye edildiklerini...

Mesaj panosu

BEŞİKTAŞ
Belediyesi'nin önündeki yolun üst kısmında Eğriçınar Sokak'ta cumbalı 3. derecedeki tarihi ev yıkıldı, 10 daireli apartman yapıldı. Sokağa adını veren çınar dahi kesildi. 3. Nolu Koruma Kurulu, yapının restorasyon projesine aykırı yapıldığını rapor etti. İmar Müdürü Mustafa Bey'e şikayet ettiğimde beni, ‘‘Sen bu işlerle niye ilgileniyorsun?’’ diyerek kovuyor. Kim hesap soracak?

Ekrem YÖRÜKOĞLU BEŞİKTAŞ

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Maliye Bakanı öyle bir tablo çiziyor ki, sanki Türkiye'de kişi başına Milli Gelir 24 bin dolar.’’

(TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş)
Yazarın Tüm Yazıları