Hayat bu yazıda

Güncelleme Tarihi:

Hayat bu yazıda
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 14, 2004 00:00

Ben küçükken bir kelebek vardı uçamazdı kağıttandıgazetenin içinden çıkardı ellerime konardıbizim kelebek yine gelecek!.. Dertten anlar yemek yapardı aÅŸktan yanar fal bakardı durmak neye yarardı?hayat bir gün kadardıbizim kelebek yine gelecek!***Åžarkısını yazmak kolay da köşesine yazı yazmak!Deneme bir ki deneme bir ki... Önce kendime sorular: 1. Ä°yi köşe yazısı ne demek? 2. Nasıl yazılar yazmak isterim? 3. Nasıl yazılar yazabilirim? Kendime cevaplar: 1. Kesip saklamak istediÄŸim yazı demek. Düşündüğüm birÅŸeyi güzel anlatan, deÄŸiÅŸtiren ya da bana ilk gösteren. 2. Benim sarsılınca ses çıkarmam gibi sarsan, ses çıkaran. 3. Kendimden yola çıkan ‘küçük ÅŸeylerin keÅŸfedicisi’ yazıları! Beni ‘etki’leyen herhangi bir ÅŸey olabilir. Bir film, bir kitap, bir müzik, bir sokak, bir anı, bir kelime... Hatta 7 kelime!***Ä°yimser ve meraklı günlerimden birinde Hawaii ÅŸamanlarının 7 cümlesini okudum. Bir kutuda çıkageldiler yılbaşı hediyesi olarak. Hayatla ilgili basit dolambaçsız cümlelerdi bunlar. Hepsini önceden duymuÅŸtum, ÅŸaşırtıcı deÄŸillerdi. Sadece düğüm çözücü, sadeleÅŸtirici, düşündürücüydüler. Åžimdi madem burası küçüklüğümden kalma bir kelebek sayfası, ve madem ki en güzel yazı kesilip saklanası. Ä°ÅŸte size 7 cümlede, hatta kelimede, hayatın anlamı:***1aloha: (to love is to be happy with) sevmek birlikte mutlu olmaktır. Yoruma gerek bile yok. O kadar basit ve doÄŸru ki. Demek artık sevmenin ya da aşık olmanın limitini hesaplayıp, türevlerini bulmam, sürekli saÄŸlama yapıp, paranteze almama falan gerek yok. En sonunda hepsinin kare köküne bakıp: bu ne ya? demek de yok. Sonuç yuvarlak bir sayı! 3 hece. Hawaii’li filmlerden çiçeklerle boynumuza asılan tanıdık bir kelime: aloha. Yanımda duran herneyse onunla mutluysam onu seviyorum demektir. Oh be.2kala: (there are no limits) hiçbir ÅŸeyde sınır yoktur. Bunu en iyi, herÅŸeyin bittiÄŸini düşünürken son adımı atıp kurdeleyi göğüsleyen bilir. Ben ara sıra çakozlar gibi olurum çitlerin kafamda olduÄŸunu, bahçemde olmadığını...hatta ufuk çizgisinin bile olmadığını. Dünyanın yuvarlaklığından öyle durduÄŸunu. Ne kadar calışsam, düşünsem, söylesem, öğrensem, koÅŸsam, anlatsam az olduÄŸunu... Bir bunları, bir de yanımdakilerin limitlerimi belirlediÄŸini unutmamam gerek. Çünkü insan çocukça sobelediÄŸi duvarların kendi saklambaç oyunu olmadığını anlar bazen. Ãœstüne bir de mızıkçı ilan edilir ki sormayın!3mawa: (now is the moment) sadece ‘şimdiki zaman’ vardır.GeçmiÅŸ ve gelecek iki yanımdan uzayıp giderken ben ancak superman gibi tam tepeye uçarsam yaÅŸamış olurum. Öbür türlü ‘yaÅŸadım’ ya da ‘yaÅŸayacağım’ demem gerekir ‘yaşıyorum’ yerine. Ve eÄŸer tam da ÅŸu anda çalarsa bir telefon, cevapsız kalır. Telesekreterse şöyle der: aradığınız kiÅŸiye ‘şu an’ ulaşılamıyor! Ben daha tam cözemedim hep burda olmayı. Ben gidip gidip geliyorum ama en azından biliyorum EN-BÃœ-YÃœK-ZAA-MAN- ŞİM -DÄ° -KÄ°-ZA -MAN!.4 mana: (all power comes from within) bütün güç içten gelir.Ben kendimi götürmezsem gitmiÅŸ olmam. İçimdeki ateÅŸ harlı deÄŸilse eller bana uzanmaz. Aslında her cümle birinci tekil ÅŸahısla baslamalı. çünkü ‘ben’ yoksam eylem olmaz. Aradığım güç için hep bakakaldığım uzaklar. Ama bu nasıl bir hipermetropluktur nil hanim! Karnınızı deÄŸil kendinizi içinize çekiniz.5 makia: (energy flows to where attention goes) dikkat neredeyse enerji oraya gider. Dikkatli bir bakış herÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸlar. En basitinden biri bana dikkatle baksa yürüyüşüm, gülüşüm deÄŸiÅŸebilir, daha dik durmaya baÅŸlayabilirim. KoÅŸucu olsam sadece önüme bakmam gerekir, okçu olsam sadece 12’ye. Büyüteçle ateÅŸ yakmak için elimi sabit tutmam ÅŸart yoksa kağıt alev almaz. Bunlar güzel de madalyonun öbür yüzü ‘korktuÄŸum başıma geldi’ cümlesi. Dikkat genellikle farkında olmadan korkulan ÅŸeylere kayınca bendeki enerji istemedigim yerde aktive olur. En olmasını istemediÄŸim yerde enerjimin ne iÅŸi var diyenlere: dikkat dikkat!!! 6 pono: (effectiveness is the measure of truth) gerçek mi deÄŸil mi etkisinden belli olur. Bu çok acayip. Beni en çok düşündüren bu. ‘Gerçek ne?’ sorusuna verilebilecek en acımasız, en objektif cevap. SoÄŸuk, buz gibi bir cevap ama dimdik. Peki etkiyi nasıl anlarım? Uydurmayalım. Etki kendini hemen belli eder. Etkili miydi deÄŸil miydi diye bir ÅŸey yok ki. Dizini çarptıysan masa gerçek. Saçın uçtuysa rüzgar gerçek. Kalbini çarptıran, gözünü yaÅŸartan, kahkahayı patlattıran, aaaa diye ÅŸaşırttıran, tüylerini diken diken eden o ÅŸeylerin hepsi gerçek. Peki ya ben, ben gerçek miyim? Buyur bakalım.7 ike: (the world is what you think it is) dünya sana nasıl geliyorsa öyledir. Aklıma bir reklam sloganını getiriyor. Rolling Stone dergisinin reklamı mıydı tam hatırlamıyorum. Ama lafı ÅŸuydu: algılanan gerçektir. ÖrneÄŸin ben yüzme dersi alırken o havuzun diÄŸer ucu daha uzaktı. Buna yemin edebilirim. Ben daha iyi yüzdükçe kısaldı. Åžimdi bir adım! Zor algıladığım herÅŸey zor, kolay algıladığım herÅŸey kolay. Ah benim kontrol etmesi zor duygularım! Dünyamı siz yönetiyormuÅŸsunuz da haberim yokmuÅŸ.***Hawaii ÅŸamanlarına göre hayatın anlamı iÅŸte bu yedi kelimeymiÅŸ.Nil kızımızın bu haftaki naçizane keÅŸfi bu.Bir kusur ettiysem affola.Aloha.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!