Hayal dünyasından gerçeğe dönüş ve yeni dev yatırımlar

Ankara turizmi üzerine yazdığım yazı sonrası o kadar çok telefon ve elektronik posta aldım ki, iletileri kısa bir özetle sizlerle de paylaşayım.

Haberin Devamı

Meğer önemli bir yaraya parmak basmışım. Başkentin turizmde bu geri kalmışlığından herkes şikayetçiydi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e ateş püskürüyordu. Tabii geniş asfaltlar yollar ve alt üst geçitlerden dolayı Gökçek’e sempati duyanlar da vardı, ama inanın sayıları o kadar azdı ki!
Ortak şikayet noktası ise metronun tamamlanamaması, Gökkafes gibi hesapsız kitapsız yatırımların gerçekleşmesi, şehrin ruhunun ölmesiydi. Gelin bu hafta Gökçek’in hayaller dünyasından gerçeğe dönüş yapalım ve Ankara’ya esas katkı sağlayanlara değinelim. Örneğin dünya inşaat sektörünün en başarılı firmaları arasında yer alan NATA Holding, Vega Park diye dev bir projeye imza attı. Diğer AVM’lerin aksine Başkentin bir banliyösüne, daha doğru tabirle en az gelişmiş bölgesine yatırım yaptı. Böylece de hem geri kalmışlık zincirini kırdı, hem de projesiyle Ankara turizmine büyük katkı getirmeyi hedefledi.
Çağdaş ülkelerde dev alışveriş merkezleri şehrin dışında... Bundan amaç, kentin karakteristik yapısının bozulmaması, yoğunluğun artmaması ve şehrin ruhunun ölmemesi... Ancak Ankara’daki uygulama bunun tam tersi. Neredeyse tüm AVM’ler şehrin göbeğinde. Örneğin sırf Eskişehir yolunda 21 tane AVM var. O yüzden NATA’nın banliyölere yönelmesini çok önemsedim.

Haberin Devamı

ANKARA’NIN EN YÜKSEK BİNASI OLACAK

Geçenlerde bu yatırımı yerinde görmek için NATA Holding’in sahibi Namık Tanık’la buluştum ve yatırımı yerinde inceledim. Başkentin yeni gelişim ve yerleşim bölgesi olarak değerlendirilen Çankaya ve Mamak’ın kesiştiği bölgede yer alan Vega AVM ve Park konutları gerçekten de şehre değer katacak. Üstelik Ankara’nın doğusunu batısıyla buluşturan proje birçok ilke de ev sahipliği yapıyor. Ankara’nın en yüksek yapıtı 131 metre ile Atakule’ydi. Buradaki konut binaları 151 metrelik yükseklikle şimdiden bir rekora imza atmış.
Konutlar, iş, yaşam, alışveriş ve eğlencenin bir arada olduğu Türkiye’nin en büyük alışveriş vadisi farklı bir yaşam tarzını getiriyor. İçinde lunapark da olacak, hayvanat bahçesi de, spor alanları da. Örneğin, 10 binden fazla balık ve deniz canlısından oluşan Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük tünel akvaryumu kapılarını açmak için gün sayıyor. Keza Disneyland’ın biraz küçüğü olacak oyun parkı ve içindeki korku tüneli de...

Haberin Devamı

SANDIKTAN ÇIKAN CESET BAYILTTI

Söz korku tünelinden açılmışken, Namık Tanık anlattı; Amerika’dan gelen eşyaların sandıkları açılırken işçilerden biri baygınlık geçirmiş ve günlerce kendine gelememiş. Zira sandıktan elleri kolları kesik kanlar içindeki insan maketini sahici sanmış ve çığlık attıktan sonra da kendinden geçmiş.
Neyse, biz dönelim konumuza. Bu yatırımlar sayesinde Ankara’ya çevre illerden gelişler artacak, yabancı turistlere gösterilebilecek farklı bir destinasyon oluşacak. Çevresel gelişime de katkı getirecek yatırım, Elmadağ Kayak Merkezi’ni canlandıracak, belki de o meşhur Mamak Çöplüğü’nü reabilite eden iş adamı Ali Kantur’un golf sahası yapmasının önünü açacak.

Haberin Devamı

ANKARALI SAYESİNDE ERZURUM DA KAYMAK

Kayak merkezi dedim de, Ankaralı Aydıner İnşaat’ın önemli bir turizm atağından da bahsedeyim. Bodrum ve Belek’teki lüks otelleriyle bilinen Xanadu, üçüncü otelini yatırımcı Can Dikmen’le birlikte Erzurum’un ünlü kayak merkezi Palandöken’de açtı. Beş yıldızlı otel, ismini masallardan alıyor: Xanadu Snow White.
Biraz meraktan biraz da Xanadu’ların CEO’su Yusuf Hacısüleymanoğlu’nun ısrarıyla iki günlüğüne Erzurum’a gittim. Aklınızda olsun Anadolujet’in Ankara’dan Erzurum’a günde iki kez direkt uçuşu var ve bir saat 10 dakikada oradasınız. Çok uzun bir zaman Erzurum’a gitmemiştim. Şehir ayrı bir güzel, yeni yapılan otel apayrı.
Bir şehir otelinin konforuyla kayak merkezi atmosferini buluşturan Xanadu, toplam uzunluğu dört bin 500 metreyi bulan doğal kayak pistleri, bin 600 metrelik suni karlandırma pisti, 800 metrelik kızak pisti, 129 kişi kapasiteli telesiyej üniteleri ve bin 100 metre lift uzunluğu ile kayak ve snowboard sevenlerin yeni adresi olmaya aday. Üstelik otel, akşam tenhalığının tadını çıkarmak isteyenler için de pisti kısmen aydınlatıyor.

Haberin Devamı

KEŞKE ONLARDAKİ HEYECAN BİZDE OLSA

Xanadu Snow White ayrıca, 1 Aralık-15 Nisan arası kesintisiz kayak keyfi garanti ediyor. Nasıl mı? Dağın zirvesine konuşlandırdığı 30 bin metreküp kapasiteli gölet ile. Şöyle ki; otel özel bir karlandırma sistemiyle, bu gölet ile kayak sezonunu 150 güne kadar uzatıyor.
Erzurum’a ulaştığım zaman şehrin valisi, Büyükşehir Başkanı ve yerel yöneticileriyle uzun sohbet imkanı buldum. Erzurum’un ne kadar tarihi mekanı varsa dolaştım. Çifte Minare’sinden Erzurum Evleri’ne, Erzurum Kalesi’nde Cağ Kebabı yapan restoranlarına kadar gittim. İnanın tüm şehir turizm konusunda nasıl hevesli ve birşeyler yapmak için çırpınıyor, anlatamam. O esnada aklıma bizim belediyeler geldi. Onlardaki heyecanın onda birini taşısalar, inanın Ankara ihya olur.

Haberin Devamı

RAKİPLERİ NE OLUR, NE OLMAZ DİYE Mİ YENİLDİ?

Bu arada otel açılışında ilginç bir kişiyle de aynı havayı soludum. Açılışa katılanlar arasında kamuoyunun ‘Ergenekon Operasyonları’yla adını ezberlediği savcı Zekeriya Öz de vardı. Otelin yatırımcısının davetlisi olarak eşi ve üç kızıyla Palandöken’e gelen İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Öz’ü uzaktan izledim. Açıkçası neme lazım, yakınında olmaya gerek yok! Onu ne zaman lobide görsem tavla oynuyordu. Üstelik sürekli kazanıyordu. Rakipleri ne olur ne olmaz diye mi yeniliyordu, yoksa usta bir tavlacı mıydı anlayamadım. Açıkcası cevabını öğrenmek için karşısına oturmak da içimden gelmedi.

BAŞBAKANIN GÖZDESİNİN SAYISI ÜÇE ÇIKTI

Biraz da Ankara mekanlarında dolaşalım. Başkentin ünlü köfte restoranlarından Cambo, Tunalı Hilmi ve Yıldız şubelerinden sonra üçüncü şubesini Çayyolu’nda açtı. Doğrusu restoran sahibi Candan İrengün gibi yeni şube de çok keyifli. Küçük bir not; ilk şubesi 1982 yılında Tunalı Hilmi Caddesi’nde açarak eskiler arasına adını yazdıran ama işletmecilik anlayışını hep yeni tutan, köftesiyle ünlü Cambo Restoran, Başbakan’ın da beğeni listesinde.
Özel köftesi ve piyazıyla damak tadına hitap eden Cambo’ların sahibi Candan İrengün, en iyi dostlarımdan biridir. Rahmetli eşinden aldığı bayrağı iki çocuğuyla beraber daha da yukarılara taşıyan bu dostum, Çayyolu Alacaatlı Caddesi’nde harika bir mekan yaratmış. Üstelik bu yeni şube diğer şubelerden farklı olarak alkol servisi de yapıyor. Köfte dışında mönüye döner, et çeşitleri ve Cambo pideciklerini de eklemeyi ihmal etmemiş.
Neredeyse 20 yıldır köftesini yemekten sıkılmadığım işletmede etler, Amasya’da merada beslenen iki yaşındaki danalardan elde ediliyor. Başta turşu olmak üzere salata malzemeleri ise sadece Candan Hanım’a hizmet veren üreticiden alınıyor. Hiç bir katkı maddesi bulunmayan etin niteliği kadar hazırlanması da çok önemli. Ocak başındaki emektar personel ise ateşin kıvamını gayet güzel ayarlıyor. Alacaatlı Caddesi’ndeki Cambo’yu denemenizi tavsiye ederim.


YEMEĞE MÜZİK MÖNÜSÜ DE KATILDI

Sizleri GOP’da faaliyet gösteren Makkarna Restoran’daki bir yenilikten haberdar etmek istiyorum. İtalyan mutfağının gözde adreslerinden biri olan Makkarna’da güzel değişiklikler olmuş. Restoranın sahibi Kaan Küce, evindeki müzik arşivini restorana taşımış ve 300 civarındaki plaklarını listeye dökmüş. Mekanın baş köşesindeki nostaljik ve yeni nesil iki ayrı pikabında çaldıkça da müşteriyi mest etmeyi başarmış. Şimdi Çarşamba, Cuma ve Cumartesi akşamları yemek mönüsüyle birlikte plak menüsü de veriyor. Herkes bu listelerden istediğini seçiyor. Tabii listedeki Türkçe ve yabancı parçalar ortak zevki temsil eden şarkılardan oluşuyor. Güzel bir yemek eşliğinde müzik dünyasında nostaljik gezi yapmak isteyenler için keyifli bir ortam yaratılmış. Önümüzdeki Şubat ayında açılışının altıncı ayını kutlayacak olan Makkarna gibi geçtiğimiz günlerde özel bir mekan da altıncı yıldönümünü kutladı. İstanbul’da doğan, ilk şubesini de Ankara’da açan Parkfora, doğum gününü müşterileriyle kutladı. Oldukça kalabalık katılımın gerçekleştiği davete 10 dakikalığına da olsa gittim. Uzun zamandan beri bir araya gelemediğim dostlarımla yüz yüze gelince de kalış süremi uzattım.

ŞEKER GİBİ BİR AÇILIŞ AMA!

Bu mekanın yatırımcısı Limak Şirketler Topluluğu ile beraber özelleştirme idaresinden beş şeker fabrikasını alan Kolin İnşaat. Ankara’ya marka değeri yüksek bir restoran kazandırmak için para harcamaktan kaçınmayan Kolin İnşaat’ın yöneticileri, sırtlarını Parkfora Restoran’ların yaratıcısı ve işletmecisi Ali Rıza Bey’e dayamaktan çok memnunlar ki, gece boyunca geri planda kaldılar. Dolayısıyla yeni sahip oldukları şeker fabrikalarındaki bundan sonraki yol haritalarını konuşma fırsatı bulamadım. İnşallah fabrikaları arazileri için almamışlardır da, oradan geçimini sağlayan personel ekmek parası peşine düşmez. İnanın o zaman balığıyla ünlü Parkfora’da yemek yemek daha tatlı olur.

Yazarın Tüm Yazıları