GeriSeyahat Havanın en temizi suyun en arısı çiçeklerin en güzeli Kaçkarlar’da
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Havanın en temizi suyun en arısı çiçeklerin en güzeli Kaçkarlar’da

Havanın en temizi suyun en arısı çiçeklerin en güzeli Kaçkarlar’da

Bir doktor düşünün, çocukluğunu büyük şehirlerde geçirmiş fakat kalabalığı, betonları hiç sevmemiş. Sinemayı sevdiği için İstanbul’a gelmiş, fikrini değiştirip fotoğrafa yönelmiş. Her zaman Anadolu’yu çok sevmiş. Ali Bilginer’in (64) başlıca tutkusu doğal alanlar ve çiçekler.

İç hastalıkları uzmanı Tabip Yarbay rütbesiyle 1989’da emekli olup, kendini dağlara vurmuş. Şu anda Kahramanmaraş’ta, Elbistan Tıp Merkezi’nde doktorluk yapıyor. Her fırsatta özel yapım karavanı "Akkız"a atlayıp keşfe çıkıyor. Ali Bilginer’in Hakkari çevresini anlattığı, fotoğraflarına yer verdiği kitabı "Cilo ve Satlar" geçen yıl yayımlandı. Bir bitki bilimci gibi bitkilerin geçmişlerini, tüm özelliklerini bilen Bilginer şimdi de Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan coğrafyanın bitkileriyle ilgili bir kitap hazırlıyor. Haziran ve temmuz arasında nereye gidilmeli, diye sorduk. Bize uzun bir rota çizdi. Ayrıntıyla anlattı.

Rotamız Artvin’den başlıyor. Çoruh Vadisi’nden, baraj yapımı sonrasında yeri değişecek Yusufeli’ne geçiyor. Kaçkarlar’a ulaşmak için Sarıgöl, Barhal, ardından da Yaylalar’a çıkıyoruz. Buradan sonra da Olgunlar Köyü’ne geçiyoruz. Yaylalar Köyü’nden sonra da araçla ulaşabileceğimiz son yerleşim Olgunlar Köyü’ne varıyoruz. Zaten anlatacağım yerler de bu bölgeden ötesini ve Kaçkarlar’ı kapsıyor. Eğer dağ yürüyüşü tecrübeniz yoksa, köylerden bulacağınız rehberler ya da turizm firmalarının düzenlediği turlarla bu rotayı geçebilirsiniz.

Olgunlar’a kadar stabilize otoyolu, her aracın zorlanmadan gideceği türden. Buradan sonra otomobillerin geçemeyeceği yerler var. Katırlarla ya da yürüyerek ilerleniyor. Yaylalar ve Olgunlar’da kalınırsa günübirlik dolaşılabilir veya günübirlik Dilberdüzü’ne çıkılabilir. Dilberdüzü’nün bir önemi var: Kaçkarlar’a çıkaran dağcıların son kamp alanı. 2900 metre yükseklikte. Olgunlar ve Dilberdüzü’nün arasında da 2700 metrede Hazital Yaylası var. Bu bölgelerin tamamı çok yüksek ve el değmemiş, nadide bir doğaya sahip. Özellikle Olgunlar ve Dilberdüzü’nde yaban çiçekleri inanılmazdır. Köylerde insanlar olduğundan ve küresel iklim değişikliği nedeniyle bitki ve hayvan türleri yükseklere kaymaya başlıyor.

RENGARENK BİTKİLER

Yaylalar Köyü’nden Dilberdüzü’ne 10 kilometre boyunca uzanan bir yol var. Bu yoldan otomobil geçemiyor fakat yürümek pek zevkli olabilir. Çünkü İstanbul, Ankara’da yaşayanlar böylesine etkileyici doğayla karşılaşmamıştır. Yürümek istemezseniz Yaylalar Köyü’nde İsmail’in Yeri isimli pansiyondan yardım isteyebilirsiniz. Çevrede konaklayanlardan bir ekip oluşturup, rehber eşliğininde katırlarla yolculuk yapılabilir. Eğer çevreyi merak etmiyorsanız Yaylalar Köyü’nde konaklayabilir, bu bölgeyi keşfedebilirsiniz. 1900 metre yüksekteki köy ormanla çevrilidir. Berrak derelerin, el değmemiş çiçeklerin içindedir. Kısa yürüyüşler yapılıp, bir hafta sıkılmadan konaklanabilir. Olgunlar da muhteşem bir köydür. Orada da Yaylalar da olduğu gibi bir hafta vakit geçirilebilir. Bu köylerin herbirinde çok güzel, ufak ve temiz pansiyonlar vardır.

Yusufeli’nden başlayan yürüyüş bizi kuzeydoğudan Kaçkarlar’ın zirvesine yaklaştırıyor. Bu sırada rotamızın üstünde Kaçkarlar’ın zirvelerini görebiliyoruz. Dorukların altı serin dereciklerle çevrili. Birleşerek oluşturdukları çay aşağılarda Çoruh Nehri’ne dönüşüyor. Bembeyaz, el değmemiş serin sular doruktan başlayarak Yusufeli’ne kadar uzanıyor. Patika çayın hemen yanında. Bu kadar güzel suyun olduğu yerlerde elbette bitkiler de güzel olur. Karşımıza sadece ülkemize ait yani endemik çiçekler çıkmaya başlıyor. Kantaron (gentian) cinsi ilk karşımıza çıkanlardan. Özellikle yedi parçalı Laz Kantaron (gentian verna) sıklıkla görülebilir. Yaylaların üst sınırı olan 2000 metreye kadar Doğu Ladin Ormanlarının sonunda karşımıza cins cins orkideler ve laz sahlepi çıkıyor. Bunların dışında patika boyunca katkat şifaotu, şakayık (ayı gülü), acımık (peygamber çiçeği), iberika, sarı, kırmızı, pembe, beyaz orman güllerine (komar) rastlanıyor. Kurt pençesi, kırmızı karanfil otu, kardeş, hastrantiya ve çuha çiçeği türlerinden ayı kulağı da bu yörede görülen çiçeklerden. Yanyana dizildiğinde isimleri pek bir şey ifade etmese de görüntüsü insanın aklını başından alabilir. Temmuzun ortasına doğru çayırlardaki çiçek öbeklerinin görüntüsü bir bahçıvanın elinden çıkmış gibidir. Özenle hazırlanmış bir bahçe gibidir. Çiçeklerle birlikte dorukları seyredip akarsunun sesini dinlemek insanı büyüler. Çiçeklerin arasından yürürken, eğer isterseniz turkuvaz renkli Büyük Deniz Gölü’ne uzanabilirsiniz. Kaçkarların doruğundaki göl 3200 metre yükseklikte. Dilberdüzünden 2-3 saatlik bir yürüyüşle bu eşşiz gölü de görebilirsiniz.

EN SEVDİĞİ 5 YER

á Kırkdamaltı Kilisesi (Ihlara Vadisi/Kapadokya) á Cehennem Vadisi (Hakkari Cilo Dağı)

á Büyük Sat Gölü (Hakkari) á Rubaresin (Hakkari) á Öküz Gölü (Kaçkarlar)

Peter Davis’in kitabındaki bitkileri fotoğraflayacak

Ali Bilginer, Avrupa’nın tümünde 12 bin tür bitki bulunurken, Türkiye’de 11 bin tür bitkinin yetiştiğini, endemik bitki cenneti olduğunu, bu zenginliği henüz yeterince fark etmediğimizi söylüyor. Haftada bir yeni tür keşfediliğini hatırlatıp "Yakında Avrupa’nın tamamı kadar türe sahip olacağız" diyor. "Dünyanın flora zenginliği açısından 27 önemli bölgesinden üçü Türkiye’de: Euro Sibiria, İran Turan Floristik, Akdeniz. Sinop’tan güneye doğru yürümeye koyulduğunuzda Fransa’dan Sibirya’ya kadar uzanan alanın bitki örtüsünü Anadolu’da görürsünüz. Orta Karadeniz’deki dağları aşıp, Orta Anadolu düzlüğüne geldiğinde İran’dan Çin’e uzanan İran-Turan Floristik bölgesinin bitki dokusu çıkar karşınıza, Toros Dağları’nın kuzey yamaçlarını aştığınızda ise İspanya’dan Lübnan’a uzanan Akdeniz bitki coğrafyasının tüm örnekleriyle karşılaşırsınız. Yani Anadolu’da çıktığınız yolculukta Avrupa, Kuzey Afrika ve Çin’i kapsayan coğrafyayı gezmiş kadar olursunuz." Bilginer’in bu zenginliği tanıtmak amacıyla iki projesi var: Doğu Karadeniz Dağları, Doğu Anadolu ve Akdeniz’de çektiği bitki fotoğraflarından yeni bir kitap hazırlıyor. Daha sonra, bugüne kadar Anadolu’nun botanik zenginliği üzerine hazırlanmış en kapsamlı kitabı fotoğraflamayı planlıyor. İngiliz bitkibilimci Peter Davis’in 1960’larda Edinburgh Üniversitesi’nce yayımlanan 11 ciltlik "Türkiye ve Doğu Ege Adaları Florası" adlı kitabında, bitkiler çizimlerle yansıtılıyor. Bilginer, bu bitkilerin herbirinin fotoğrafını çekecek.

neyle seyahat ediyor

Karavanıyla

nerede kalıyor

Karavanında

seyahatte ne okuyor

Gideceği yerin bilgisini toplar, çiçek haritasını çıkartır, yolda onları okur

ne giyer

Yazlık pantolon, tişört ve en hafifinden dağ botları

ne yiyor ne içiyor

Yerel lezzetler

çantasının vazgeçilmezleri

Fotoğraf makinesi, çakı

kimle seyahat ediyor

Genellikle yanlız

ne alıyor

Çok özel bir şeye rastlamadıkçaalışveriş yapmıyor
False