Hanefi Avcı neden tutuklandı?

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Polis şefi Hanefi Avcı'nın tutuklanıp cezaevine konulması, Susurluk satrancında çok kritik hamledir. Tercümesi aynı özenle yapılmalıdır.

Hanefi Avcı'yı gücünün zirvesinden koparıp cezaevi koğuşuna sürükleyen fırtınanın yönü ve şiddetini unutmamak gerekir.

***

Hanefi Avcı, kamuoyundaki yaygın kanıya uygun düşen bir gerekçeyle, yani ‘‘konuştuğu’’ ve devlet sırlarını açıkladığı için hapiste bulunuyor.

Aksini iddia etmek, başka bahane aramak beyhude çabadır.

Ancak, Hanefi Avcı'nın ‘‘konuştuğu’’ için tutuklandığını kabul etmek, ‘‘söyledikleri’’ ile hemfikir olduğumuzu göstermez.

Ayrıca Susurluk sürecinde, devlet kademesinde gözlenen genel gevezelik eğilimi göz önüne alınırsa, Hanefi Avcı'nın konuşma fiilinden çok başka nedenlerle tasfiye edildiği kuşkusu ağırlık kazanır.

***

Bu köşede defalarca kayda geçirmeye çalıştık. Susurluk süreci, 3 Kasım 1996 gecesi Mercedes'in kamyona çarpması ile başlamadı.

MİT tarafından kaleme alınan ve kazadan birbuçuk ay önce Aydınlık Dergisi'nde yayımlanan raporda bugünkü bilgilerden çoğu vardı.

Yani devletin en azından bir kanadı, Susurluk'taki karanlık ilişkileri aydınlatma niyetini taşıyordu.

Meşru muhatabı sayılan yürütme organından, hükümetten umut kestiğinden, suç dosyasını kamuoyuna ihbar etmek zorunda kaldı.

Eğer Susurluk'taki kaza olmasaydı, hesaplaşma kapalı kapılar ardında ve çok az sayıda tanıkla yaşanacaktı. Ancak kaza, Türk toplumunda yıllardır biriken kuşkuların kaynadığı kazanın kapağını havaya uçurdu.

Çamaşırlar ortalık yerde yıkanır oldu...

***

Sonuçta ve bugün gelinen noktada;

1) Bazı sahte kahramanların, devletin arkasına sığınarak şahsi çıkarlarını kolladıkları,

2) Devletin terörle mücadelede suçsuz, günahsız sivillere, aydınlara ve gazetecilere kıydığı ortaya çıktı.

Şimdi tekrar başa dönersek...

Hanefi Avcı, bu iki tespitten daha ağır ne ithamda bulunmuş olabilir ki? Üniformalı veya sivil devlete, hırsızlık ve katillikten daha ağır suç yüklenebilir mi?.. Bu raporlara temel oluşturan bilgilerin toplanmasına, yazılmasına ve açıklanmasına ses çıkarmayan ‘‘derin devlet’’, neden Hanefi Avcı'nın konuşmasından korksun ki?

***

Devlet ve cumhuriyet refleksinin Susurluk'u aydınlatmayı gerektirdiğini kabul edersek, işimiz kolaylaşır...

O zaman Hanefi Avcı'nın sözlerinin -farkında olmasa da- Susurluk'un aydınlatılması amacına hizmet etmediğini görürüz.

Aksine Avcı'nın her çıkışı ‘‘derin devlet’’ bünyesindeki itişmeyi tahrik etti. Kimi zaman askerleri, bazen istihbarat birimlerini kızdırdı. Susurluk sürecini yavaşlattı.

Hanefi Avcı, dürüst bir polistir. Polislik mesleğinin onuruna yürekten inanmış bir isimdir. Son bir yıldaki çıkışlarının yarattığı ‘‘hasım’’ kadro dikkate alınırsa, son derece cesur bir insan olduğu da ortadadır.

Ama ne yazık ki yanlış tavır içindedir. Ve bu tavırda, 4 Şubat 1997 tarihinde TBMM Susurluk Komisyonu'nda ifade vermeden bir gün önce, Emniyet zirvesinden isimlerle yaptığı 6.5 saatlik toplantı önemli yer tutar.

***

Susurluk süreci, ‘‘polis devleti’’ amacını güden çeteleri teşhir etti. Hanefi Avcı'nın tutuklanması, bu kesime de anlamlı mesajdır.

Avcı'ya ‘‘itirafçı’’ statüsü tanıyarak bilgisinden yararlanmak isteyen hükümetin de, artık Susurluk sürecini daha iyi anlaması vakti gelmiştir.













Yazarın Tüm Yazıları