Hamilelikte risk artıyor

Sesinizde çatallanma, midenizde ekşime ve kaynamalardan yakınıyorsanız bunlar reflünün işareti olabilir. Özellikle hamilelikte, göbeklenmede, stresle reflü riski daha da artıyor. Korunmak içinse basit yöntemler var; dar kıyafetler giymemek, asitli yiyeceklerden uzak durmak, yüksek yastıkta uyumamak gibi...

Haberin Devamı

ÖZAFAGUS reflüsüne yakalananların sayısında müthiş bir artış var. Böyle giderse birkaç yıl içinde her iki kişiden biri reflü hastası olacak. Bu yazı kanser riski taşıyan türleri de olan reflü hastalığı konusundaki sorularınızı yanıtlamak amacıyla hazırlandı. İşte 10 soruda reflü hastalığı..
1 Reflü nedir?
Sağlam bir sindirim sisteminiz varsa yemek borunuzdan mideye geçen gıdaların yemek borusuna yeniden geri dönmesi, yani “geriye kaçak oluşması” ihtimali mümkün değil. Reflü sözcüğü bu “geriye kaçak” halinin mevcudiyetinde kullanılıyor. Asit yapıdaki mide muhtevasının yemek borusuna kaçması bir dizi probleme yol açıyor. Bu problemlerin önemsizi de var, önemlisi de.
2 Neden önemli?
“Yemek borusu/mide bileşkesindeki kapak yapısının” şu veya bu şekilde bozulması ve “asidik” mide muhtevasının yemek borusuna geri kaçması durumunda asit kaçağı yemek borusunda herhangi bir hasar yapmamış, yemek borusunun içine döşeyen anatomik yapıda “erozyon” adı verilen yaralara yol açmamışsa sorun daha hafif sıyrıklarla seyredecek demektir! Bunlarda ciddi bir komplikasyon da beklenmez. Kansere dönüşüm riski son derece düşüktür. Eğer asit tahrişi yemek borusunda yaralanmaya yol açmış yani “Eroziv Reflü Hastalığı” oluşmuşsa bu tahribat tedavi edilmediği sürece ciddi yakınmalara orta ve uzun vadede kansere kadar gidebilen problemlere yol açar. Çok daha tehlikeli olanı ise yemek borusunun midede birleşme yerine yakın alanlarda ortaya çıkan “barrett özofagus” durumudur ki bu durum “kanser” riskiyle birliktedir.
3 Sorun neden yaygınlaşıyor?
Karın içi basıncı artınca reflü olasılığı da artıyor. Örneğin hamilelikte reflü ihtimali normalden daha yüksek. “Göbeklenme” de reflü sorununu yaygınlaştıran nedenlerden biri. Stres faktörünün de etkili olduğu belirtiliyor (Yoğun stres halinde salgılanan stres hormonlarının yemek borusu alt kısmındaki kapak yapısını bozduğu gevşettiği reflü süreçlerini tetiklediği düşünülüyor).
4 Tipik şikâyetler neler?
Hastaların en sık önemli yakınmalarından biri göğüs ağrısı. Genellikle göğsün tam ortasında yer alan ve boyna boğaza yayılabilen bu ağrı bazen o kadar şiddetlidir ki kalp ağrısı ile bile karıştırılabilir. Ağrı yerine yanma, ekşime, kaynama, ağza acı su gelmesi, geniz ve boğazda gıcıklanma şikâyetleri de olabilir. Reflü hastalarında boğaz bölgesi problemlerine sık rastlanır ve bu nedenle teşhis çoğu zaman gastroenterologlar değil, KBB uzmanları tarafından konur. Özellikle ses kısıklığı, ses çatallanması, öksürük, ses teli polipleri, ses yorgunluğu, geniz akıntısı, larenjit atakları, tekrarlayan farenjitler can sıkıcı hale gelebilir. Reflü problemi olanların sık yakındıkları şeylerden biri de ağız kokusudur.
5  Teşhis nasıl konuyor?
Reflü probleminde kesin teşhis endoskopik incelemelerle konuyor. Bu tür problemi olan herkesin endoskopik (gastroskopik) değerlendirmeden geçirilmesinde yarar var. Tanıda kullanılan ama genellikle sadece özel bazı durumlarda faydalanılan başka testler de var ama bunlara seyrek olarak ihtiyaç duyuluyor.
6  Tedavi nasıl yapılıyor?
Reflü tedavisinde kullanılan reçeteli veya reçetesiz ilaçlar var. Ama yaşamınızda yapacağınız bazı düzenlemelerle ilaç kullanmadan da reflü sorununuzu kontrol altına alabiliyor, hatta ortadan kaldırabiliyorsunuz. Yapacağınız öncelikli değişimler şunlar:
- Yatmadan önce bir şey yiyip içmeyin. Özellikle yatmadan iki saat önce yeme içmeyi bırakın.
- Yüksek yastıkta yatın ve bunu alışkanlık haline getirin.
- Asitli içeceklerden uzak durun. Kolalı içecekler, kahve, çikolata ihtiva eden içecekler, portakal, elma suyu gibi asit içeriği fazla meyve suları, yağlı, acılı, baharatlı yiyecekler reflü yakınmalarını şiddetlendiriyor.
- Sık ve az yiyin. Fazla kilolarınız varsa verin.
- Dar kıyafetler giymemeye özen gösterin.
7 İlaçla tedavi nasıl yapılıyor?
Reflü tedavisinde en sık kullanılan ilaçların başında asit baskılayıcılar (antiasitler) ve midenin asit üretimini kontrol altına alan proton pompası baskılayıcıları geliyor. Yemekten sonra oluşan geri kaçağı engelleyen arsenik asit türevleri ve yemek borusu hareketini düzenleyen motilite arttırıcı ilaçlardan da yararlanmak mümkün olabiliyor.
8 Ameliyat gerekli mi?
Yaşam tarzı değişiklikleri ve/veya ilaç tedavisi çoğu zaman yeterli olur ama bazı durumlarda cerrahi girişimler özellikle lakoroskopik girişimler gerekli olabiliyor.
9 Çocuklarda reflü   olur mu?
Çocuklarda değil, bebeklerde bile reflü görülebilir. Hatta yaşamın ilk üç ayında bebeklerin pek çoğunda reflü neredeyse doğal kabul ediliyor. Ama genelde çocuklarda reflü görülme ihtimali yetişkinlerden daha azdır. Bebek ve çocuklarda reflü tedavisi mutlaka uzman denetiminde yürütülmesi gerekir.
10 Beslenme reflü ilişkisi nasıl ayarlanmalı?
İlaçsız reflü tedavisi de diyebileceğimiz bu tedavinin ilk adımı sık ve bol su içmektir. Reflü hastalarının yağlı un ve şekerden üretilen gıdaları ciddi ölçüde azaltmaları gerekir. Sık ve az yemek ağır ve yağlı yemeklerden kaçınmak etkili önlemlerdir. Düzenli kefir ayranı içmenin reflü yakınmalarını azaltabileceği belirtiliyor. Besinleri belli bir liste halinde vermek kolay değil çünkü kişisel özelliklere göre farklılık görülebiliyor. Genelde domates, portakal suyu, greyfurt suyu, limon, patates püresi, yağlı kremalar, yağlı peynirler, alkollü içecekler, çikolata, mısır cipsi, patates cipsi, şekerli, tuzlu, yağı bol börek ve çörekler, bol yağda kızartılmış besinler reflü şikâyetlerini sıklaştırıyor.

Yazarın Tüm Yazıları