Halkımıza 10 ’ilahi’ emir

29 yıldır Almanya’da yaşıyorum. Öz ülkem adına kaygılıyım. İnsanlar, geçmişten bu yana bilegeldiğimiz boş vaadlerle kandırılmakla kalmıyor, birazcık sesini yükseltenlere ise çeşitli yöntemler yardımıyla korku bulutları işaret ediliyor.

Kaygı verici bir gelişme bugün ülkemizin yaşadıkları.

Rize’de başörtülü bir izleyeci bayanın, Başbakanı sabırla dinlerken ayağa kalkıp, ’ekonomik kriz’e gönderme yapmasına yönelik öfkenin ruh halini anlamakta zorluk çekiyorum.

Kaygı verici gelişme, yorgunluktan, O’nun sağlığı konusunda da kaygılanmaya başladım.

Başbakanımız belli ki, ülkemizin sorunlarını kökten çözme bağlamında, sağlığı pahasına, çok ağır yük altında eziliyor ve büyük bir olasılıkla bunun da farkında değil.

Türkiye’nin hemen her yöresinde vatandaşlarla kucaklaşmak için büyük bir gayret içinde olan ve hala ’herkesin Başbakanı’ olduğuna inanan bir liderin, ülkenin gidişatı konusunda endişesini kim dile getirirse, laf, oracıkta ağzına tıkanıyor.

İyi güzel de bu nasıl demokrasi Allah aşkına! Bu nasıl özgürlükçülük anlayışı?

Ekonomik krizden bunalmış, belki eşi işsiz, belki hane nüfusuna o akşam ne yedireceğini bile bilemeyen, çaresizlikten bunalmış bir vatandaşı anlamaya çalışıp, gönlünü alacağına, yardım etme, ’hizmet etme’ ruhunu dürteceğine, "Bunlar ekonomiden ne anlar!" türünden sarfettiği tepeden bakan sözleriyle, AB’ye aday bir Türkiye Cumhuriyeti konusunda beni çok kaygılandırdı doğrusu.

Ne zaman vatandaş sevdası uyansa "Ben milletim efendisi değilim, hizmetkarıyım, hizmetkarı..." diye içtenlikle öykünen, duygulanan Başbakan değil miydi acaba?

Galiba Başbakanımız haklı. Halkımız, ekonomiyi pek bilmiyor.

Halkımıza tavsiyem var; o da Başbakanımızı olur olmaz her yerde eleştireceklerine, ekonomi hakkında ahkam keseceklerine biraz ekonomi dersi çalışsınlar!

İşte size benden günümüzde geçerli ekonomi anlayışından 10 ilahi emir:

1- Ekonominin zorlu yollarına kafa yorma. Sana ne!

2- Çalışıp didinme. ’Götürmenin usulleri’ni iyice belle.

3- Önce kendini, ardından yine kendini düşün ve herşeyi sadece kendine yont.

4- Sonra aile üyelerinin hareket alanını alabildiğince genişlet.

5- Sırayı arada bir yakınlarına da getirmeyi, ucundan birazcık koklatmayı ihmal etme.

6- Eksenindeki insanlar götürü mekanizması dersini iyi çalışmış, iyi iz sürmüşse, görmezden gel.

7- Çok merak eden olursa, gözlerini büyütüp "N’olmuuuş yani!" de.

8- Başkaları farketmesin diye, televizyonlarda, Timur Selçuk’un o meşhuuuur "Ekonomi tıkırında... Ekonomi tıkırında..." şarkısını çaldır.

9- Hatta karanlıkta giderken, ıslık çalacağına bu şarkıyı yüksek sesle seslendir. Seslendir de, tüm memleket duysun.

10- Ve şu sözün artık geçer akça olmadığını unutma!

"Devletin malı deniz; bir tek yemeyen bendeniz!"

Mehmet CANPOLAT-FRANKFURT

Her zaman bir bildiği vardır Büyükşehir’in

YENİMAHALLE Belediyesi tarafından Suadiye Caddesi’ne döşenen kaldırımların Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından söküldüğünü okudum. Büyükşehir Belediyesi bu işte, yapılacak yerlere kaldırım yapmaz, yapılanları da söker. Ama yine vardır bir bildikleri.

Ben 2008 yılı ortalarında onlara Ümitköy 8. Cadde’de Osman Ağa Konakları’nın karşısındaki, Çankaya Belediyesi’nin sorumlu olduğu taraftaki kaldırım yapılması için dilekçe yazdım. Telefonla verdikleri yanıtta (o inceliği gösterdiler) 2008 sonuna planladıklarını söylediler. Ancak, 2009 sonuna geliyoruz, ben bir hareket görmedim.

2004 yılında devreye gireceğini vaat ettikleri Metro hala devrede değilse, kaldırımların bir sene geçikmesi hiç sorun olmaması gerekir!!

S.ÖZPAY
Yazarın Tüm Yazıları