Hagi'siz devam
Güncelleme Tarihi:
Şampiyonlar Ligi'ne çıkmak, mutlaka gurur verici birşey. Ama önemli olan, Şampiyonlar Ligi'nde oynayabilmek ve Avrupa'da, ‘‘Ben de varım’’ diyebilmektir.
Böyle bir lige çıkacak takımın eksiğinin, noksanının olmaması, en ince bilgisayar ağı üzerinden geçirilerek hazırlanması şarttır.
Benim Şampiyonlar Ligi öncesi bütün korkum, G.Saray'da önemli noksanların bulunduğunu bilmemdi.
Bu noksanların başında G.Saray'ın 90 dakika tam saha pres futbol oynayacak bir kondisyon ve anlayışa sahip olmayışı, artı bunu gol yollarını açacak hızlı hücum sistemiyle birleştirmekte maalesef geç kalışıydı.
Herşey Hagi’ye bağlı
G.Saray, büyük futbol virtuözü George Hagi üzerine kurduğu oyununu gene Hagi'ye göre ayarlıyor. Hagi yürüyünce yürüyor, Hagi durunca duruyordu.
Herşeyini tek kişiye göre ayarlayan bir takım, Şampiyonlar Ligi'nde oynar, ama maalesef birşey yapamazdı.
G.Saray'ın özellikle Hakan Şükür'le kaçırdığı birkaç net pozisyonu atması halinde maçı kazanabileceğini söyleyenler çıkabilir. Ben aynı fikirde değilim.
Karşımızda futbol virtüozundan yoksun da olsa bir makina intizamıyla çalışan ve hiç durmayan bir takım vardı. Bu takım, oyunuistediği gibi ayarlıyor ve beraberliğe yatıyordu. Eğer Bülent Korkmaz'ın inanılmaz hatası olmasaydı gol atmaya niyeti de yoktu.
G.Saray bundan sonra Hagi'yi kenara almak pahasına 90 dakika koşan bir fırtına takım yaratmak zorundadır. Bu işi biran evvel başarmak zorundadır.