Hafta sonundan isimler

Vildan Atasever Cumartesi akşamı Zaga’ya konuk olan Kadın İsterse ve İki Genç Kız filminin oyuncusu Vildan Atasever, Okan’ın kábusu oldu.

Meğer Vildan Atasever programcıların en korktuğu konuk tipindenmiş. Her soruya, ‘Bilmiyorum’, ‘Evet’, ‘Hayır’ gibi kısa yanıtlar veren ve buz gibi duran Vildan Atasever, Okan’a zor anlar yaşattı.


Aysel Gürel Bonus reklamında Deniz Akkaya’yla birlikte oynayan Aysel Gürel bu ara ekranda en çok gördüğümüz isimlerden. Son olarak Zaga’daydı. Aynı anda Duygu Dikmenoğlu’nun sunduğu Gel de Katılma adlı programın tekrarıyla Kanaltürk’teydi. İki programdaki kıyafeti de aynıydı. Bu arada Duygu Dikmenoğlu’nun programında sohbet gitmedi, ışığı ve makyajı da beğenmedim.


Alişan Pazar Keyfi’nin son sunucusuydu. Program için seçmiş olduğu kıyafet evlere şenlikti. Kotun üzerine giydiği yamalı kumaş ceket ve içindeki kırmızı body ile gecenin rüküşü oldu.


M.Ali Erbil Pazar akşamı yayına girmesi beklenen Ah Kalbim ekranlarda yoktu. Mehmet Ali Erbil o sıralar İtalya’da dördüncü evliliğini yapmanın mutluluğunu yaşıyordu. Pazartesi sabahı tekrar canlı yayındaydı. Bu arada Ah Kalbim pazar günleri Sensiz Olmuyor’un yerine yayınlanacak. Sensiz Olmuyor yayından kalktı ama başka bir kanala geçme ihtimali var.

Nuray Hanım İkinci Bahar’da Nuray Hanım yarışmaya veda etti. Erkeklerden birinin elenmesi beklenen gecede Nuray Hanım’ın elenmesi sürpriz oldu.

Donald Trump Orjinal Çırak’ta bu hafta her gruba 20 bin dolar verildi. Çırak’lar vasat bir durumdaki evi yenileyerek değerini artırdılar. Güzel bir görevdi. Donald Trump bu görev için daha önce kovduğu dört kişiyi geri çağırdı. Bizdeki versiyonda da böyle kaliteli görevler ve atraksiyonlar olsa...

Fondaki müzikler

Dizi müziklerinin hem tanıtımlarda hem de bölümlerdeki etkisi artık tartışılmaz.

Kıraç’la birlikte değişen anlayış kaliteli örneklerle devam ediyor.

Ne var ki, okurlar bazı dizilerde fon müziğinin diyalogları bastıracak kadar yüksek olmasından şikayetçi.

Dizilerde müzik iyi ve kaliteli de dozunda olduğu sürece...

Şampiyon kick boks’çu

Dün akşam Show TV’de yayınlanan kick boks programında Gürkan Özkan’ın hafta sonunda Fransa’da yaptığı maçın görüntüleri de vardı.

Gürkan rakibini beşinci rauntta yendi.

Tabii ki, gece izleyip yazmadım bu yazıyı. Bizzat Gürkan’ın ağzından dinledim.

Fransa’daki maçın ardından İstanbul’a gelen Gürkan Özkan’la tesadüfen pazar akşam yemeğinde tanıştım.

Hálá ringin sıcaklığı üzerinde gibiydi.

‘Kafama bir tekme yedim’ diyor, bacağındaki ağrıyan yeri gösteriyor.

Normal bir insanın başına gelse komaya girecek darbeleri sıradan bir şeymiş gibi anlatıyor.

Dokuz aylıkken Avustralya’ya giden yıllarca orada yaşayan, Türkçe’yi aksanlı konuşan 35 yaşında Dünya Kick Boks Şampiyonu bir Türk.

Gecede sigara dumanından hep uzak durdu, Fransa’da galip gelmesinin şerefine sadece bir yudum şarap içti.

‘Fransa’da 8 bin kişiye yakın izleyici vardı, Türk bayrağını her yerde sallandıracağım’ dedi Gürkan.

Hiç daha önce profesyonel bir kick boks’çuyla tanışmamıştım. İnsana sarılması bile döver gibi Gürkan’ın.

Dünya televizyonlarında da hızla yükseliyor kick boks maçları. Pazar günü Eurosport’ta K1 maçları vardı.

14 Mayıs’ta İstanbul’da yapılacak Dünya Kick Boks Şampiyonası’nı da pek çok ülkeden canlı yayınlanacak.

Bakalım Gürkan ne yapacak...

Race’te İstanbul reklamı

Amerika’da yayınlanan dizilerde Türkiye aleyhtarı konuları anında görüyoruz ama güzel şeyler de olduğunu atlıyoruz.

25 Mayıs’ta İstanbul’da oynanacak Şampiyonlar Ligi Finali’nin Amerika kıtası televizyonlarında nasıl Türkiye’nin reklamına dönüştüğünü daha önce yazmıştım.

Amerika’dan yazan Bilgehan Alagöz adlı okurum da Race adlı yarışmada yapılan Türkiye reklamına tanık olmuş.

CBS’te yayınlanan yarışmanın her bölümünde yarışmacılar ayrı bir ülkeye gidiyorlar. Gittikleri şehirde de belirli noktalardaki şifreleri buluyorlar.

Son bölümde yarışmacılar Hindistan’dan İstanbul’a gelmiş.

Ekranda Kız Kulesi, Galata Kulesi, Yeni Cami, Yerebatan Sarnıcı ve Rumeli Hisarı’nın görüntüleri çok etkileyiciydi diyor Alagöz.

Profesyonel kameralarla yapılan çekimlerde İstanbul’un görüntüleri iyi reklam olmuş.

Demek ki Amerikan televizyonlarında sadece Türkiye aleyhtarı şeyler olmuyor.


Senaryo yazarı da dizinin sahibidir

‘Süper Baba Yavuz Turgul’undur’
yazımdan sonra Sulhi Dölek’ten bir açıklama aldım.

Dölek, Süper Baba’nın diyalog yazarı değil senaryo yazarı olduğunu belirtiyor.

Ayrıca Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan yaptığı alıntıyı da göndermiş: ‘Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler’.

Emeği önemsemeyen bir sektör için güzel bir hatırlatma.
Yazarın Tüm Yazıları