Hadi Uluengin: THY özel Türkiye genel






Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

GEÇEN hafta ‘THY’ye yabancı müşteri çıkmaması çok canımı sıktı! Ama biliyorum ki, yeminli özelleştirme düşmanı ve travmatik otuzlu yıllar takıntılı ‘nasyonal cumhuriyetçi’lerimiz şimdi zil takıp oynuyorlardır...

Evet, onlar şıkıdım şıkıdım oynuyor ve Türkiye hüngür hüngür ağlıyor!

Bugün ‘THY’ ‘özel’inden hareket edip ülke ‘genel’ine doğru uzanacağım...

* * *

ÖNCE şunu vurgulayayım ki, milli havayolu kumpanyamıza ecnebi bir alıcının talepkar olmaması yalnız ‘THY’nin rantabilite sorunlarından ve yaşadığımız derin iktisadi krizden kaynaklanmıyor. Dış faktör de belirleyicilik taşıyor!

Çünkü, şüphesiz yukarıdaki iki unsur da son derece önemli ama hava ulaşımı konusunda şu an dünya sathında bir bocalama, hatta bir buhran hüküm sürüyor.

İki - üç sene öncesine kadar trende damga vuran ve, ya farklı şirketlerin diğerleri tarafından satın alınması; ya da, geniş ittifaklarla ‘devasa ağlar’ oluşturulması şeklinde ortaya çıkan yaklaşım pek çok yerde ‘kazaya uğradı’ (!)

Nitekim bunun en son örneğini, Belçika havayolu ‘SABENA’yı da kendi ‘SAR’ grubu bünyesine katmış olan ‘SWİSSAİR’i sergiliyor. Zarardan ötürü, İsviçre firması, müşteri bulduğu an Benelüks kumpanyasını elden çıkartmaya hazır...

Başka bir deyişle, arz-talep ilişkisinde şimdi arz öne geçtiğinden hem alıcı sayısı azaldı, hem de fiyatlar ciddi bir düşüş eğilimine girdi.

Yine başka bir deyişle, ‘THY’, dolayısıyla Türkiye ‘momentum’u; yani zamanlamadaki ‘optimum’ olumlu şartların zirvesini kaçırdı.

Acul davranıp kendilerini ehven rakkamla başkasına ‘okutan’ ‘SABENA’ ve diğerleri gibi demiri tavında dövmediğimizden, piyasa konjonktürünü ıskaladık.

Zira malum, özelleştirme düşmanı ve otuzlu yıllar takıntılı ‘nasyonal cumhuriyetçiler’in tekere soktuğu çomak legal çerçeveyi çok, çok geciktirdi.

Nihayet kanuni platform hazırlandığında ise yandı gülüm keten helva, iş işten geçmişti ve ‘Türk Hava Yolları’ ihalesinde parmak kaldıran olmadı.

Hadi oynayın bre ‘nasyonal cumhuriyetçiler’, sayenizde Türkiye ağlıyor...

* * *

AYNI olguyu telekomdan başka sektörlere de yayabiliriz...

Liberalleşmeyi ve özelleştirmeyi durmadan erteleyen ve ancak bıçak kemiğe dayandığında metazori silkinen Ankara ricali havacılığa ek olarak, ülkemizin diğer üretim ve hizmet alanlarında da ‘optimum’ zirveyi kaçırmasına sebep oldu.

Makul bir süre içinde ve dünya çapında, iletişim, bankacılık ve enerji türü önemli branşlarda yabancı sermayeyle özelleştirme atılımları gerçekleşmiş olduğundan, bir anlamda ‘piyasa doydu’. Şu an genel bir ‘tokluk’ yaşanıyor.

Üstelik, ABD'de hafiften hafife gelen kriz sinyalleri dinamizmi törpüledi.

Ve bizim için kat be kat daha önemlisi, Türkiye'deki kriz orayla burayla ölçülemeyecek dereceye vardığından, şimdi ‘eli mahkumluğa’ doğru gidiyoruz.

Bugün düne oranla çok daha dezavantajlı olduğumuzdan, kapanın elinde kalır refleksiyle hareket edecek dış sermayenin bizden kelepir fiyata onu bunu ‘kapatmaya’ (!) çalışması ihtimali gayet yüksek ki, İnan Kıraç'ın ‘Hürriyet’e yansıyan ‘satmayacağız yemini’ni bu çerçevede değerlendirmek ve yerli kapitalin ‘sırtlanlığa’ karşı haklı bir antirefleksi olarak görmek gerekiyor.

Ama kaç para eder? Hayatın akışına direnerek özelleştirmeye çomak sokan ‘nasyonal cumhuriyetçi’ taife ve kokuşmuş sistem içinde ‘iş götürerek’ liberal atılımı erteleyen Ankara ricali ‘sayesinde’ (!) şimdi boğulmak raddesine gelmiş olan devlet ve özel sektör kurumlarımız hangi ölçüde dayanabilir?

Müşterisi çıkmayan ‘THY’ye kim hala aynı parayı istemeye devam edebilir?

Tezgahı durmuş fabrikaya kim ne kadar süre ‘yağlı alıcı’ bekleyebilir ?

Hadi, şıkıdım şıkıdım oynayın iktisadi özelleştirme ve siyasi liberalizm düşmanları, sayenizde kurta kuzu olduk ve hüngür hüngür ağlar duruma geldik...

Hadi kına yakın!

Yazarın Tüm Yazıları