Hadi Uluengin: İslami aydınların yanılgısı

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Kalıp önyargıları ve imani sloganları aşamadıkları için, ‘İslami kesim’e mensup aydınların bir bölümü şimdi de Kosova tahlillerinde yanılıyor.

Özetliyorum, bu aydınları dinlerseniz, Sırbistan'a karşı gerçekleştirilen NATO harekatı esas itibariyle ABD'nin ‘İslam dünyasını kuşatma operasyonu’dur.

Çünkü, Arnavut mültecilerin yurdundan sürülmesi dahil Washington ve diğer başkentler Balkan'da şu an gerçekleşen trajediyi zaten öngörmüşlerdir.

Bugünkü müdahalesiyle Muhammediler nezdinde manen güç kazanacak olan ABD Müslüman Alem'i ‘ayarlayacak’ ve ‘Yeni Uluslararası Askeri Düzen’i kuracaktır.

‘İslami kesim’deki bazı dostlar alınmasın ama bunların hepsi zırvadır !

* * *

ZIRVADIR ve onların tam zıddında saf tutan ‘laikçiler’in sittin senedir işkembe-i kübradan uydurduğu komplo teorileriyle tamamen uyuşmaktadır.

Bir dizi ‘İslami kesim’ aydını, tıpkı ters kutuptaki okur yazar zevat gibi, görünmez ve her şeye kadir bir elin olayları planladığını sanmaktadır.

Onlar sonsuz komplike bir dünyanın grift ilişkilerini anlayamamaktadır.

İşte bu yüzdendir ki, velev ki farklı retorik kullansınlar, ‘İslami’ ve ‘laikçi’ partizanları belirleyen ortak temel özellik hem gizli - açık Batı düşmanlığıdır, hem de aynı Batı'nın her hareketi altında çapanoğlu aramaktır.

Nitekim, Arnavutların özel konumundan dolayı bugün lafı biraz ağızlarında geveliyor olsalar dahi, satır aralarını okuyun, ‘Sevr paranoyası’yla yaşayan ‘laikçiler’in genel Yugoslavya tahlili de ötekilerinden çok değişik değildir. Birinciler ‘Yeni Dünya Düzeni’nin Balkan'ı parçaladığını, ikinciler ise ‘Yeni Uluslararası Askeri Düzen’in İslam alemini denetleyeceğini iddia etmektedir.

Tekrarlıyorum, bunlar zırvadır ve travmalı ruhiyatların tahlilidir.

* * *

HAYIR, tarayın kronolojik olarak son on yılın medyasını, Yugoslavya'yı Batı parçalamamıştır. Pandoranın kutusunu Sırp şovenizmine oynayan Miloseviç açmıştır. Diğerlerinin Belgrad'dan uzaklaşması bunun ertesinde olmuştur.

Devletler statüko istediklerinden de, Almanya hariç tek bir ülke bölünmeyi desteklememiştir. ABD tıpkı SSCB dağıldığında paniklediği gibi, Avrupa'ya havale ettiği Balkan'da yeni cumhuriyetlerin doğmaması için AB'yi uyarmıştır.

Ama artık yapacak bir şey kalmadığında da fiili durum kabullenilmiştir.

Hayır, Bosna'da sergilenen utanç tablosu Hristiyan-İslam çelişkisinden kaynaklanmamıştır. Dubrovnik ve Vukovar'da Katolik Hırvatlar katledilirken de Batı seyirci kalmıştır. Onun bu vurdumduymazlığının nedeni yüzyıl sonu ‘refah toplumları’nı belirleyen ve son derece çetrefillik arzeden bir dizi faktörde, özellikle de ahlaki zaafta yatmaktadır. Dini önyargılarla ilintisi yoktur.

Hayır, ABD Kosova'da senaryo planlamamıştır. Tersine, saftirik davranarak, Çetnikbaşı'nın şimdilerde uyguladığı şeytani senaryonun tuzağına düşmüştür.

Üstelik, zaten daima ‘izolasyonist’ bir kamuoyuna karşı mücadele etmek zorunda olan Washington'un Balkan'da hayati çıkarı mevcut değildir. İslam Alemini kontrol altına almak ve ‘Yeni Uluslarası Askeri Düzen’i kurmak için Kosova'da müthiş alengirli bir komplo hazırladığını öne sürmek ise abestir.

Bu komik yorumlar sübjektif takıntılarını aşamamış beyinlerin tahlilidir.

* * *

ŞU kesin, bugünkü yeni saflaşmada tutum açık ve berrak olmalıdır.

İyi kötü ahlaki yükümlülükleri yerine getirmek için Sırp saldırganlara karşı savaşan Koalisyon'u destekleyerek onun daha aktif davranmasını mı talep edeceğiz, yoksa öküz altında buzağı arayarak, son tahlilde Slobodan Miloseviç'in değirmenine su taşıyan ahmak ve aptal komplo teorileri mi uyduracağız?

Halkını kandırmak için Ortodoks belagatli Batı düşmanlığı kusan Çetnikbaşı'nın imdadına biz de İslam retorikli bir Batı düşmanlığıyla mı koşacağız?

Müslüman Kosova'nın kaderini bu soruların net cevabı belirleyecektir.



Yazarın Tüm Yazıları