HER şeyin hikayesi olur da pizzanın olmaz mı? Pizzayı İtalyanların bulduğu düşünülür. Ancak araştırmalar, Babilliler, İsrailliler, Mısırlılar ve diğer eski Ortadoğu halklarının toprak fırınlarda pişirdikleri mayasız yassı ekmekleri yediklerini gösteriyor. Böyle olmakla birlikte mozzarella peyniri ve domates birlikteliğiyle yoksul İtalyan halkının vazgeçilmez lezzeti olarak yüzyıllar boyunca tüketilmiş. Dünya çapında üne kavuşması ise 1889’da Kraliçe Margherita’nın mozzarella, domates ve fesleğenle süslenmiş pizzayı tatmasıyla olmuş. Kraliçenin kendisine sunulan pizzayı beğenip aşçı Esposito’ya teşekkür mektubu göndermesi ile zengin halkın da sofrasına girmeye başlamış. Günümüzde bu lezzeti sevmeyen yok desek abartmış olmayız. Zira, dünya çapında her yıl 5 milyardan fazla çeşit çeşit pizza satılıyor. Ben bugün sizleri İtalya’nın geleneksel köy pizzasını Çeşme’nin yerel lezzetleriyle birleştirip kendi tariflerini oluşturan Kolburano’s’a götürmek istiyorum.
#1Bu yıl 72’ncisi düzenlenen Uluslararası Film Festivali Berlinale’nin Panaroma bölümünde gösterilen yönetmen Cem Kaya’nın üçüncü belgesel filmi ‘Aşk, Mark, Ölüm’ Almanya’ya 1961 yılında başlayan işçi göçünün tarihini bir anlamda müzikal açıdan anlatıyor. Belgeselde, ‘Köln Bülbülü’ olarak bilinen Yüksel Özkasap, geçtiğimiz yıllarda vefat eden Berlinli sanatçı Hatay Engin, 1981’de Almanya’ya siyasi sürgün olarak gelen ve kurduğu ‘Die Kanaken’ adlı grubuyla Almanca albüm yaparak konserler veren Cem Karaca, Aşık Metin Türköz, bağlama virtüözü İsmet Topçu gibi birçok sanatçı yer alıyor. Kaya ile belgesel filmin hikâyesi ve gurbetçilerin müzikleri üzerine konuştuk...
#Uluslararası Film Festivali BerlinaleSanturi Sedat Anar profesyonel müzik hayatına başlamadan önce sanatını yıllarca sokakta icra etti. ‘Vefa borcu’ olarak gördüğü son kitabı ‘Sokağın Sesleri’nde de sokak sanatçılarının hikâyelerini aktarıyor: “Sokakta müzik yaptığımız zaman bazen neredeyse hiç para toplayamazdık ama çalarken inanılmaz mutlu olurduk. Yaptığımız müzik şifa olurdu bize.”
#Sokak Sanatıİkisi de pop müziğe sayısız hit kazandıran isimler. Uzun bir süredir de dostlar. Birlikte müzik üretiyor, şarkılar söylüyor ve vakit geçiriyorlar. Küs oldukları zaman arkadaşsız kaldıklarını, hatta konuşmadıkları dönemlerde ağladıklarını itiraf ediyorlar. Ve kendilerini “İki deliyiz, enerjimiz çok” diye tanımlıyorlar. Hande Yener ve Berksan şimdi hem yeni şarkıları hem ortak oldukları yeni mekânla gündemde. Onlarla buluşup müzikal birlikteliklerini ve dostluklarını konuştuk: “Yol açanlara hep kızarlar, sonra da o yolda koşarlar.”
#Hande Yener2020’nin herhalde en keyifli anları sonları oluyor. Keyifli diyorum, çünkü nedense yeni bir yılın başlayacak olması yine de bir umut barındırıyor bence. Her açıdan çok zor bir seneyi geride bıraktık. Covid salgınıyla bu seneyi geçirip, nasıl mücadele edeceğimizi öğrenirken, senenin büyük çoğunluğu imkânı olanlar için evlerinde geçti ve bir süre daha bu şekilde devam edecek gibi görünüyor.
#HürriyetBugünlerde İkilem’in ‘Bir Sebebi Var’ şarkısını dinlemeden duramıyorum. Şarkıyı ilk dinlediğimde daha introsundan bile ‘iyi bir şarkı’ geliyor hissini anında yaşamıştım. Şarkıyı birçok radyoda duyuyorum duyunca da mutlu oluyorum. Serhat Karan ve Uğur Ateş’in bir araya gelmesiyle kurulan İkilem’le aşağıdaki tatlı röportajı yaptık.
#İkilemEvden çıkamadığımız şu günlerde en keyif veren, kafa dağıtan şeylerden biri dizi/film izlemek. Mahmure editörleri olarak en sevdiğimiz 15 diziyi sizler için sıraladık. Listede izlemedikleriniz varsa, başlamak için tam da ideal zaman!
#Dizi Önerileri28 yaşındaki orkestra şefi Nisan Ak’la dört sene önce yurtdışında eğitim almak için burs ararken yine Hürriyet Pazar için buluşmuştuk. Aradan geçen sürede ABD’de iki orkestranın müzik direktörü, iki orkestranın yardımcı şefi oldu. Geçen hafta Meksika’da konuk şefti ve Forbes Türkiye’nin ‘30 altı 30’ listesine girdi. Açtığı YouTube kanalıyla da yüzlerce gence ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Peki sırada neler var? Hepsini konuştuk...
#BeethovenSimit ve çay kokan dünyanın en eşsiz şehri İstanbul hakkında birikmiş kelimelerim var. Onun eşsizliğini anlatacak tamamlanmamış cümlelerim, çizdiğim resimlerim , okuduğum kitaplarım, dinlediğim müziklerim, karış karış gezdiğim sokaklarım var. Nedim’in; Bir taşına acem mülkünün tamamı fedadır dediği üzerine en çok edebi eserin yazıldığı Şehr-i İstanbul içerisinde koca bir tarihi, iyileri, kötüleri, huzuru, devleri, cüceleri , yorgunlukları , koşuşturmaları, sabah 8 akşam 6 durmaksızın akan bir kaosu barındıran hepimizin masalı.
#İstanbulSüreyya Operası’nca düzenlenen 35 yaş altı ulusal beste yarışmasının birincisi Cem Oslu klasik müziğin geleceğinden umutlu. Los Angeles’ta film müziği ve müzikal yönetmenliği yapan 24 yaşındaki besteci Amerikan Müzik Öğretmenleri Birliği’nin de ödülünü kazanmıştı. Oslu “En çok ev konserlerinden zevk alıyorum” diyor.
#Kitap SanatDefne Samyeli’ni 20 yaşından beri tanıyorum. Sektöre adımını attığı ilk yıllardan müzisyenliğe kadar kariyerinin her adımını yakından bilenlerdenim. Behzat Gerçeker derseniz, müzik alanında kazandırdıklarını saymaya kalksam röportaja yer kalmaz. Behzat’ın son ‘keşfinin’ Defne olduğunu öğrenince, birlikte hazırlayacakları single’ı konuşmaya gittim. Sohbet Defne’nin müzik tutkusundan oyunculukta çıtayı Hollywood olarak belirlemesine kadar uzandı...
#Cengiz SemercioğluDünya değişiyor, müzik de öyle... Artık yetenekli insanların ‘keşfedilmek’ için herhangi bir aracıya ihtiyacı yok. Sahneler, ama özellikle ‘bilgisayar ekranları’, ‘akıllı telefonlar’ çok genç sanatçılara emanet. Gazetemiz son dönemde bu isimleri artan bir dikkatle izliyor. Çoğunu sayfalarına taşıyor, manşete çıkarıyor. Hürriyet yazarı Kanat Atkaya geçen pazarki köşe yazısında taşları yerine oturttu: Bu müzikte ‘yeni bir dalga’ dedi. Hızını internet devriminden, gücünü baskı ve özgürlük duygularını bir arada yaşayan gençlerin isyanından alan bu ‘yeni dalga’yı mercek altına aldık. Müzisyenlerle konuştuk, konserlerini izledik. Yaklaşın, size umut ve ilham veren şeyler anlatacağız...
#MüzikDünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, geçen hafta en prestijli müzik ödüllerinden, Almanya’daki Beethoven Akademisi’nin ‘2016 Uluslararası Beethoven İnsan Hakları, Barış, Özgürlük, Yoksullukla Mücadele ve İçselleme Ödülü’nü aldı. Say, ‘Türkiye’de klasik müziğin ilgi görmediği, kendi bestelerine yeterli değerin verilmediği’ algısının kesinlikle doğru olmadığını söylüyor. 4500 kişilik salonda yapılacak konser biletleri üç gün içinde tükenen Fazıl Say’a göre Türkiye’de aynı rakama ulaşan tek bir isim var, o da Tarkan. Fazıl Say’la İstanbul’daki evinde konuştuk...
#Fazıl SaySinemada izleme şansına eriştiğimiz filmlerin geneli hep mutlu sonla biter. Ancak bazıları var ki sonları adeta beyin yakar, istemsizce "nasıl yaa"? sorusunu kendimize sormamızı sağlar. Sizler için sonu en şaşırtıcı biten 7 filmi bir araya getirdik.
#Sürpriz Sonlu Filmler1977 yılında, genç bir marka olan Nike reklamında: “Yarışmada galip gelmek nispeten kolaydır. Kendinize karşı galip gelmek ise hiç bitmeyen bir kararlılıktır” sözüne yer verdi. Hikayedeki kahraman ise tüm inadıyla hayali Nike’ın kuruluşundan itibaren benimsediği ve sürekli gelişimi ifade eden “no-finish-line” felsefesine dikkat çekmeye çalışan yalnız bir koşucuydu. Sonraki yıllarda adım adım, Nike ürünleri ve yenilikleri şaşırtıcı atletik işlere uyum sağladı ve onları kullanılabilir hale getirdi. New York’ta gerçekleşen toplantıda NIKE Inc. Başkanı ve CEO’su Mark Parker “Kişiselleştirilmiş Performans Çağı”’nın resmi açılışını gerçekleştirdi ve Nike HyperAdapt 1.0’ın gelmesi ile büyüyen yenilik dalgasını gözler önüne serdi.
#Nike- Artvin'in Arhavi ilçesinde hayata geçirilen "Kemençemi Hem Yaparım Hem De Çalarım" projesi kapsamında açılan kursta çoğunluğunu çocukların ve gençlerin oluşturduğu kursiyerler önce atölyede kemençe yapımını ardından çalmasını öğreniyorlar- Kurs eğitmeni Kuru: - "Çocuklarımıza ve gençlerimize yöremizle özdeşleşen kemençeyi yapmasını ve çalmasını öğretip, çalgının gelecek nesillere aktarılması için çaba gösteriyoruz"