Ha 1968, ha Kusturica’yı protesto

GİZLİ kararname. İsimler tersten yazılmış, Sartre Jean Paul, Beauvoir de Simone, Neruda Pablo.

Haberin Devamı

Bu insanların dünya felsefesine, düşüncesine, edebiyatına katkılarını burada anlatmaya kalkmak gereksiz.

Biz onların Türkiye’ye girişini yasaklıyoruz.

Yıl 1968, gizli bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, dünya çapındaki bu insanların Türkiye’ye girişi yasak, çünkü onlar komünist.

Skandal 1971’de patlak veriyor, Sartre Türkiye’ye gelmek istediğinde, ona vize verilmiyor.

Durum dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’e aktarılıyor. Çağlayangil, “Hangi salak bu yasağı koydu” diye küplere binerken, çevresi sessiz kalıyor, yanındaki diplomat Yalım Eralp çekine çekine, “Efendim bu bir gizli kararname imiş” demek zorunda kalıyor. Çağlayangil’i barut gibi yapan yasağı altında, onun da imzası var.

Sartre daha sonra soykırım bildirgesine imza atıyor.

KÜLTÜR BAKANI NE BİLİYOR


Türkiye’nin eskiden beri kör milliyetçilikle başı dertte. Son skandal Sırp yönetmen Emir Kusturica.

Önünü arkasını bilmeden, bir cümlesinden hareketle, adamın anasından emdiği süt burnundan geliyor. Buna ciddi katkı Ertuğrul Günay’dan geliyor. Düşünün, Günay bir Kültür(!) Bakanı.

Kosova Sırbistan’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan ediyor, Türkiye Kosova’yı tanıyor. Sırplar Belgrad Büyükelçiliğimizi taşlamak istediğinde, Kusturica buna destek veriyor. Çünkü, Kosova’nın bağımsızlığı eski Yugoslavya’nın bir daha parçalanması anlamında. O ülkesinin parçalanmasına karşı, eski Yugoslavya özleminde.
Klasikleşen Underground filmi, onun bu özleminin ürünü. Hâlâ sosyalist ve hâlâ emperyalizme karşı çıkmasıyla, dünya sinemasında önemli bir isim.

Türkiye’nin bugün yaşadığı sorunlar çerçevesinde, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ı kutlamak gerek.

“Türkiye bölünür mü” tartışmaları ortasında, bölünmeye şiddetle karşı çıkan, bunu sinemasına taşıyan Kusturica’yı davet ettiği için.

ÇÜNKÜ AKAYDIN CHP’Lİ


Kusturica’ya bu tepkiler neden? Çünkü, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın CHP’li.

Aynı Kusturica bir kaç ay önce Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından davetli. Bursa’ya geliyor, konser veriyor. Kültür (!) Bakanı Günay o zaman nerede?

Nerede şimdi tepki gösteren MHP’liler, sinemacılar?

Hiç biri ortada yok. Çünkü, Bursa Büyükşehir Belediyesi AKP’li.

Bu tepkisiyle, CHP’den dönme Kültür (!) Bakanı Günay artık tam bir AKP militanı. Herhangi bir protestoda en önde o yer alıyor.

Kusturica’yı protesto eden MHP’lilerin zaten dünyadan haberleri yok. Onlar işin şov kısmında. Protestocu sinemacılar onlardan farksız.

Ha 1968’deki gizli kararname, ha şimdi Kusturica’yı protesto. O zamanlar işi gizli kararnamelerle yürütüyorsunuz, bugün açık protesto ile. Fark bu.
Nazım Hikmet’i, Yılmaz Güney’i, Abidin Dino’yu da bir zamanlar böyle protesto ettiniz, vatan haini ilan ettiniz, bugün bağrınıza basmak için birbirinizle yarışıyorsunuz.

Haberin Devamı

Sırplar araya mesafe koydu

Haberin Devamı

KUSTURICA’ya Antalya’da yapılan ayıp, önümüzdeki dönemde Türkiye-Sırbistan diplomatik ilişkilerini sarsarsa, buna kimse şaşmasın.

Ünlü yönetmenin protesto edilmesi başta Sırp Kültür Bakanı olmak üzere, Sırp Hükümetinin tepkisini çekiyor. Bazı Sırp Bakanlar olaydan duydukları üzüntüyü dün Belgrad’ta dile getiriyor. Olay siyasal boyuta uzanıyor.

Önümüzde seçim var. AKP gözünü Balkanlar’dan gelen göçmen oylarına dikiyor.

Kusturica’nın AKP’li Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve AKP’li Kültür Bakanı Ertuğrul Günay üzerinden eleştirilmesi boşuna değil.

Akit, Vakit, Yeni Akit

HERKESE çamur atıyor, sözüm ona eleştiri, yazılar ve haberler küfürden farksız. Onun için, ağır tazminatlar ödemeye mahkum oluyor.

Sözüm ona gazete, bir zamanlar adı Akit, ağır tazminatı ödeyemeyince, adını değiştiriyor, Vakit oluyor.

Bizlere saldırıyor, ama basın dayanışması adına, bizleri ziyaret edip, “ağır tazminatları ödeyemeyeceğini belirterek” bizlerden yardım bekliyor. Farketmiyor, ertesi gün bizlere saldırılarını yine sürdürüyor.

Hatta, tazminat meselesini çözmesi için, Başbakan Erdoğan’a açık mektup yazarak, ondan yardım bekliyor. (24 Mayıs 2010 tarihli Vakit).
Şimdi yeniden isim değiştiriyor, bu kez Yeni Akit. Hakaretlerden dolayı mahkum olduğu bir trilyon 800 milyar liralık tazminatı ödeyemeyeceği için, şimdi Yeni Akit oluyor.

Abdurrahman Dilipak Yeni Akit’i anlatan dünkü yazısında, “kimseye kin gütmeyeceğiz” diyor. Dünkü gazatenin üçüncü sayfasında yarım sayfalık haber başlığı, “Cumuhuriyet halk düşmanlarının merkezi mi oldu” diye Cumhuriyet’e ve bazı yazarlara kin kusuyor. Huylu huyundan vazgeçmiyor.

Böyle devam ederse, Akit, Vakit, Yeni Akit, Son Vakit, İlk Akit, Hatta Vakit, İlla Akit v.s.

Yazarın Tüm Yazıları